Aşkından Deliren Besteci

3.1K 324 158
                                    

Şimdi size biraz meleklerin seslerini duyuyorum diyerek deliren besteciden bahsedeyim.

Schumann.

Schumann,aşık olması gereken en son kişiye aşık olmuştu. Piyano öğretmeninin kızına. Ailesi farklı bir şehirde yaşadığından dolayı hem Weick'in evinde kalması,hemde aşık olduğu güzeller güzeli,yetenekli ve zeki kadın olan Clara'dan uzak durması gerekiyordu.

Schumann tabii ki de bunu başaramadı,her gün Clara ile flörtleşiyor,Weick geldiğinde ise birbirlerinden anında uzaklaşmaya çalışıyorlardı.

Weick o kadar kıskanç bir babaydı ki,20 yıl boyunca Clara ve Schumann'ı bir kez bile yalnız bırakmadı. Ancak buna rağmen Clara ve Schumann nişanlandılar.

Daha sonra hiçte şaşırtıcı olmayan bir şekilde Schumann evden atıldı. Yıllarca Clara'yı göremedi. Ama Schumann size en başta bahsetmeye çalıştığım o iki gruptan birincisine dahildi.

İşte bu yüzden durumumu onunla kıyaslayamıyorum. Gelmek istediğim yer burası değildi ama artık yapabileceğimiz bir şey yok,konu bir kez değişti.

Hüzün ve yaşadığı acı onu öyle delirtti ki,meleklerin seslerini duymaya başladığını sandı. Clara'nın ses tonunu hayal ederek yüzlerce eser yazdı.

Yıllar sonra Clara'ya kavuştuğunda ise gecenin bir vakti yataktan kalkıp gerçekten meleklerin sesini duyuyorum diyerek piyanonun başına koşturdu. Clara korktu,akıl hastanesini aradı. Schumann ise bir kez daha Clara'dan ayrı kalmak yerine ölmeyi tercih ederek intihar etti.

Şimdi bunu size neden anlattım,neden bu kadar uzattım bunu sorgulayabilirsiniz. Benim anlatacaklarım Schumann'ın ki kadar üzücü olmasa da yinede biraz dramatik olacak.

Sadece yaşadığınız aşklardan,acılardan ve hüzünlerden daha büyükleri olduğunu da bilmenizi istedim.

İnsanlar aşklarından deliriyor.

Park Jimin beni deli edecek derken şaka yaptığımı düşünmüyordunuz herhalde,değil mi?

***

Soktuğumun Jimin'i hakkında internet üzerinde hiçbir şey yoktu. Hiçbir sosyal hesap kullanmıyordu. Kim Taehyung boku ise Jimin'in hiçbir resmini paylaşmıyordu.

Bilmem kaç yüzüncü fotoğrafa bakarken Hoseok'un sesiyle yerimden sıçradım.

"Günaydın Yoongi."

Günaydın mı?

Bakışlarım saate kaydığında saatin 05.49 olduğunu farkettim. Park Jimin beni en sevdiğim şeylerden uzaklaştırmaya başlamıştı hemde daha bir hafta bile olmadan.

"Sen bu saatte uyanmazdın,neden buradasın?" Hoseok bana şaşkınca sorduğunda mırıldandım.

"Su içmeye kalkmıştım." Başını anladığını belirtir gibi salladığında koltuktan kalktım ve odama ilerledim.

"Ben bugün gelmiyorum." Bana omuz silktiğini gördüğümde kapıyı kapattım ve kendimi yatağın üstüne bıraktım.

Park Jimin,sabahın saat 05.49unda,uykumdan ve çalışma saatlerimden vazgeçip seni araştırıyorum.

Bunları hiçbir zaman öğrenemeyecek olman ne kötü...

***

Bir hafta olmuştu.

Tam olarak bir haftadır okula gitmiyordum. Odamdan da çıkmıyordum. Sanırım üstümdeki tişörtü de en son 5 gün önce değiştirmiştim.

Hoseok sürekli kapıyı açmaya çalışıyordu ama genelde küfür ederek onu yolluyordum. Yaptığım tek şey küfretmek,piyano çalmak ve düşünmekti.

Issues Of Composer ¦yoonmin¦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin