-6-

159 11 12
                                    


ada ile ödevi almamızdan beri 2 ay geçmişti ve bu gün ödev teslim günüydü.

masamın üzerindeki mavi dosyayı elime aldım ve içindekileri yazarken nasıl değiştiğimi anlamış oldum, sosyal olmanın insanı nasıl değiştirdiğini anladım.. bir kaç arkadaşım olmuştu, insanlarla nasıl konuşulacağını öğrenmiştim, biraz da olsa kendimi savunabiliyordum ezdirmiyordum, saçıma şekil vermeyi ve giyinmeyi öğrenmiştim, hatta arasın zorlaması ve büyük çabasıyla az çok kas bile yapmıştım bununla beraber boyum da 5-6 cm uzamıştı çok sıkı çalışmıştım(178 oldum ulan 178), çocukça aşkımdan vazgeçmiştim, gerçekten arkadaşım olmuştu be...

ödevimize gülümseyerek çantama attım ve bihteri öpüp arasın arabasına bindim. okula geldiğimizde sınıfa doğru heycanla yürüdüm, şu anki halimden mutluydum. koridorun sonunda ada yı ve yiğiti gördüm, soğukça konuşuyorlardı. yiğit ve ada 1 sene çıkmış ama 4 ay önce ayrılmışlardı, arada bir böyle konuştuklarını görüyordum, her konuşma sonunda ada bir süre ciddi olurdu ama zaman geçtikçe ve ada yı tanımaya başladıkça bu takındığı ciddi halinin duygularını saklamak için olduğunu anlamıştım. belliydi 'ADA' bile olsa sevmişti onu, bir kere neden ayrıldıklarını sorduğumda 'yürümedi ama arkadaş kaldık' demişti, ama yüzü yine o ciddi halini almıştı. son 1 ayda ciddi hali umursamaz hale dönüşmüştü, bilmiyorum bu sefer duygulanımı saklamak istiyor yoksa gerçekten mi takmıyor. bu kızı anlamak her zaman zor oldu.

soğuk konuşmaları birden kavgaya çevrilmişti sanki, ada kollarını yukarıya kaldırıp yiğite nefret dolu bakışlar attıktan sonra arkasını dönüp hızlıca sınıfa yürümeye başladı, kafasını yerden kaldırdı ve gözleri orda öylece dikilmiş onlanları izleyen benim gözlerimi buldu. bir anlığına sadece bir anlığına, dudağını ısırıp gözlerini kapattığını gördüm. biliyordum bu hissi, değer verdiğin birinin-sevgilin yada sevdiğin olmasına gerek yok-, sadece değer verdiğin birinin nefret ettiğin insana dönüşmesiydi bu bakış, kötü bir histi. çok kötü..

ada nın arkasından sınıfa girdim sırasına oturmuş hızla kitaplarının arasındaki kağıtları düzenliyordu, belliydi çok sinirliydi. sırasının önüne geçtim.

"neyin var, yiğit bişey mi dedi?" dedim meraklı gözlerle, onu böyle göremeye alışık değildim. tamam genelde sinirliydi ama şuan stersli gözüküyordu.

"çekil önümden bişey olduğu yok."dedi yüzüme bile bakmadan.

"ada yüzüme bakarak konuş, bişey mi dedi ya ne oldu?" dedim ısrarlı bir şekilde.

gözlerini sinirli bi şekilde bana çevirdi" emir verir gibi konuşma benimle, sinirlerim tepemde zaten bide seninle uğraşamam."

sinirli olduğu için bişey demek istemedim, konuyu kapatıp çantamdan çıkardığım ödev dosyasını masasının üstüne koydum" bu gün teslim edilmesi gerekiyor." dedim.

elindeki kağıtları birden sıkarak buruşturdu sakin olmak için sessiz konuştu"tuna, git başımdan daha önemli işlerim var."dedi.

yiğit yüzünden sinirliydi biliyorum ama benimle böyle konuşmasına da sinir olmuştum. masadan ellerimi çektim ve iki adım geri gittim." ada bıktım senin şu umursamıyomuş gibi davranmandan. farkındamısın bilmiyorum ama arkadaşlar sıkıntılarını birbiriyle paylaşarak çözmeye çalışır, her seferinde tersleyerek küfür ederek başından savarak değil!."dedim hızlı hızlı konuşmuştum.

elinde sıktığı kağıtları bıraktı dimdik oturduğu sırasında geriye yaslandı tavana kısa bir bakış attıktan sonra gözlerimin içine bakarak"sana arkadaşlık hakkında her şeyi ben öğrettim unutma. o ödevide o yüzden yapmadık mı? bitti işte beğenmiyosan gidebilirsin."dedi.

işte bu sefer gerçek anlamda kırılmıştım, nasıl söylerdi böyle bişeyi"hah!. biliyormusun ada, gerçekten arkadaş olduğumuzu sanmıştım, ama sen haklıydın.. ben bir salağım."dedim ve daha demin ada nın yiğite attığı o nefret dolu bakışlarla adaya baktığımı fark ettim.

bişey demedi, demesinide beklemeden çantamı sıramdan alarak hızlıca sınıftan çıktım. zaten okulun yaptığı sınav için verdiği 1.5 aylık ara tatili vardı, bi süre konuşmasak iyi olurdu. okadar şey demişti ama bu sefer gerçekten kırılmıştım, her şey ödev içinmiş gibi konuşmuştu.

arkamdan gelen seslerden ada nın yine bir sinir krizi geçirdiğini ve ortalığı dağıttığını anlamıştım ama kırgındım işte geri dönemiyordum. aslında şuan adayı anlamıştım, kırgınlığım sinire dönüşmüştü ama ben kırıldığımı saklamıyorudum. hızlıca yürürken sınıfa koşan yiğiti kolundan tutup durdurdum. en az ada kadar sinirliydim, sinir bana cesaret getirmişti"adanın bir adım yakınına yaklaşırsan seni öldürürüm duydun mu beni!."diye bağırdım.

benden yaklaşık 10cm uzun ve daha kaslı olan yiğit in yüzündeki endişe gidip sinirin gelmesiyle yüzüme yumruğu indirdi. ilk dayak yiyişim değildi, ama ilk kavgam olacaktı.

yediğim ağır yumrukla geriye savruldum elimi dudağıma götürdüğümde kanadığını fark ettim, ve acımıştı çok acımıştııı. sinirle çok kısa bir süreliğine gözlerimi kapadım. hadi ama tunaa... hani erkek adam olmuştun? gözlerimi açar açmaz alev saçan bakışlarımı yiğitte sabitledim. arasla gittiğimiz spor salonundan birkaç hareket öğrenmiştim. hiç bişeyi düşünmeden hızla üzerine geri yürüdüm ve kaşına yumruğumu indirdim. kısa bir süreliğine etrafıma baktığımda bir sürü kişinin toplandığını gördüm.

benim kadar olmasada oda biraz savrulmuştu kaşı kanamaya başlarken"sen kimsin ada ya ve bana karışıyosun yer cücesi!."diye bağırıp üzerime yürüdü ve yakamdan tutup duvara yapıştırdı. karnına bir yumruk daha indirdim acıyla inledi ama beni bırakmasına yetmedi. yeterince güçlü değilim nalet olsun... tam o sırada bir el yiğitin arka yakasından tutup çekti. birden bırakılmamla yere düşmüştüm kafamı kaldırmamla arasın yiğiti karşı duvara yapıştırmış olduğunu gördüm. ulan bu yiğiti öldürür. hızlıca yerden kalkıp yiğite bağırmakta olan arası tutmaya başladım. en sonunda zar zor da olsa ayrılmıştık.


'^'^'^'^'^'^'^'^'^'^'^'^'^

bütün bu yaşananlardan sonra arasla eve gelmiştik. aras anneme yüzüm için bir yalan uydurmuştu ve pansumanımı yapmıştı, fazla konuşmadık bu olayla ilgili. yatağımda öylece uzanıyordum, ilk kavgamı düşündüm, her yerim ağrıyordu ve çok halsizdim sinirle asla yapmayacağım şeyleri yapmıştım belkide cidden değişmiştim. ada yı düşündüm, bana nasıl bunu derdi? tamamen sinirinden mi söylemişti onları yoksa gerçekten arkadaşlığımız sadece ödevden mi ibaretti? acaba sakinleşmişmiydi? inşallah kendine bir zarar vermemiştir, geçen gün ekmek doğramaya çalışırken elini kesmişti yanlışıkla daha yeni iyileşmişti. yiğiti düşündüm, acaba hala seviyormuydu ada onu. neden ayrılmışlardı? ulan ada nın aşk diye bi duygu olduğundan haberi varmıydı ki, bu kadar duygusuz davranan bi insan nasıl birini severdiki. sizede garip gelmiyormu.

ama ne biliyim cidden arkadaşız sanmıştım, değişmemi sağlayan tek şey ödev değildi ada bana yardımcı oldu, eğlenmiştik beraber, ilk içkimi de onunla içtim, ilk aşkımı da onunla atlattım, ilk kavgamı da onun yüzünden ettim. 2 ayda bile olsa değer vermiştim ben ona, ettiği küfürler dalga geçmesi hiç umrumda olmadı ama bu gün dedikleri ağırdı be. aslında direk 'ödev için arkadaş olduk' dememişti ama dediğinden 'gitmen bişey değiştirmez, olmasanda olur' gibi bişey çıkıyordu ve bu oldukça değersiz hissettiriyordu. ilk başta ikimizde birbirimizden haz etmiyorduk ama sonradan alışmıştık işte birbirimize biliyorum. günüm mutlu ve heyecanlı başlamıştı, ama şimdi yorgun ve mutsuzum herşey sahteymiş gibi geliyor. çok saçma ve küçük bir şeyden ne kadar da büyümüştü kavga, keşke bu sefer de onu alttan alsaydım o lafları birbirimize söylemezdik. belkide gerçekler onlardı. off offf beynim yandı.

daha fazla düşünmek istemedim ve son kez telefonuma baktım. ama aramamıştı, bende aramıyıcağıma göre sanırım bu 1.5 ay konuşmayacaktık. oflayıp saçlarımı karıştırdım ve telefonumu yerine bırakarak uykuya dalmaya çalıştım.

Gözlüklü ŞirinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin