5.BÖLÜM

4 1 0
                                    

Sonunda haftasonu geldi. Ailemle tekrar uzun vakit geçirmek için plan yapmıştık.
Yatağımdayım ve kalkmak istemiyorum. Hafta içi okulda o kadar çok yorulmuştum ki, ödevler, sınavlar, projeler derken kendimi harap etmiştim. Sonunda dinlenme zamanı geldi. Fakat gezmeye gideceğiz. Biraz vakit geçireceğiz ailemle. Çünkü son olaylar bizi mahvetmişti. Bunun için biraz yüz ifadelerimiz düşmüştü.
Neyse ki telefon çaldı. O sıcacık yatağımdan kalktım ve telefonu almak için masaya doğru ilerledim. Arayan Yalın idi. Nasıl olurda beni hâlâ arardı? Telefonu reddettim. Onunla konuşacak kadar yüzsüz değildim. Ardından telefonu aldım ve yatağıma tekrar yattım. Yine telefon çaldı. Yalın arıyordu! Bunu bu kadar ısrar ettiren şey ne? Hâlâ ne cürretle beni arıyordu acaba? Mademki ayrılmak istiyordu, artık bağlantısını da benimle kesecekti.
Onu artık düşünmek istemiyorum, düşündükçe kendime zarar veriyorum. Bunu kendime asla yapmak istemiyorum.
Ardından içimden Yalın'ı unutmam için kötü kötü sesler geliyordu.

<ARTIK YALIN'I UNUT! ARTIK YALIN'I UNUT! O SENİ UNUTTU!>

Kafamı iki yana salladım. Sonra kalktım ve banyoya doğru yöneldim. Soğuk su ile yüzümü yıkadıktan sonra odama tekrar döndüm. Üstümü değiştirdim.

■Göbeği açık, beyaz triko
■Siyah jean
■Beyaz konvers

Ardından saçımı salaş bir topuz yaparak, aşağı kata indim. Ortalıkta kimse yoktu. Mutfağa girdiğimde sandalyede annemin oturduğunu gördüm. Sonra yanına gittim ve bende yanına oturdum.

-Noldu anne?

-Hiç, siz Yalın ile hâlâ birlikte misiniz?
-Hayır anne! Konu kapansın artık. Madem birlikte olmamızı istemiyordun, bizde olmadık işte.
-Aslında senin bana anlattığın fikri ben düşündüm, taşındım ve karar verdim. Senin bana sunmuş olduğun fikri kabul ediyorum.
-Hangi fikri?
-Hani demiştin ya, Yalın'ı evlatlıktan reddedersen biz daha mutlu oluruz diye. İşte o konu.
-Hayır anne o iş çoktan kapandı bile.

***
Yine ailemle haftasonunu güzel geçirdik. Yorulmuştuk. Saate baktığımda 22:00 olmuştu. Kendimi hemen odama atmıştım. Pijamalarımı girdikten sonra bir anlık hevesle uyuya kalmıştım.

Sabah olduğunda yine ailemle kahvaltı yaptık. Telefonumu elime aldım ve Ece'yi aramaya başladım.
                                                 ARANIYOR..
-Alo, Alya noldu?

-Sakin ol Ece birşey olmadı. Sadece arkadaşlarla biraz buluşalım mı diyecektim. Hem kafamızı dağıtırız.

-Olur kanka. Sen nerdesin?

-Ben daha evdeyim. Young Pub'da buluşalım.

-Oha! Neyse tamam.
                                   ...
Ardından üstümü giyinip hemen buluşacağımız yere gittim. Ece çoktan gelmişti bile. Yanına gittiğimde Emir'i fark ettim. Biraz daha bekledikten sonra 4-5 kişi daha gelmişti. Sonunda içeri girmiştik. Yalın'ın arkadaşları da oradaydı. Hiçbir şeyi düşünmedim ve kendi kafama göre takıldım. Zaman oldukça çok hızlıydı. O kadar çok eğlenmiştik ki, anlatılmaz.
Yorulmuştum, sandalyeye oturdum. Daha sonra yanıma birisi yaklaştı. Elindeki kadehi göstererek bana eşlik eder misin? Dedi. Bende saf gibi kabul ettim. Oysaki daha çocuğu bile tanımıyorum. Sadece arkadaş çevremi genişletmek için bu teklifi kabul etmiştim. Ardından karşımdaki sandalyeye oturdu. Hem konuştuk, hemde içtik.
Kafamı çevirdiğimde Ece dönmüş bana bakıyordu. Daha sonra bana yaklaştı.

-Alya! Ne yaptığının farkında mısın?

-Evet Ece farkındayım. Ben buraya kendimi unutmak için geldim. Rahatlamaktı amacım. Karışma bana.

-Alya, lütfen gel benimle eve gidelim. Annem beni arıyor, eve geç kalmışım.

-Sen git. Ben eve giderim yarım saat sonra.

-Emin misin? Seni böyle bırakmam.

-Ece ben çocuk muyum?

-Tamam. Peki o zaman. Eve geç kalma.
***
Mert, benimle konuştukça bira içeriyordu. Çocuğa daha aşık bile değildim. Sadece ayaküstü bir konuşma yaptık. Bir an birbirimize bağımlı olduk.

Bir daha, bir daha, bu son...
-SARHOŞUM.-
***
Sabah kalktığımda kendimi yatakta bulmuştum. Sol tarafıma baktığımda, dün konuştuğum Mert aklıma geldi. Çünkü o Mert'ti. Bir telaşla yataktan fırladım. Üstümde kıyafetlerimin olmadığını fark ettim. Ardından sesimin çıktığı son noktasına kadar bağırdım. Mert uyandı.

-Ne oldu?

-Oha! Birde soruyor musun? Şu haline bak. Üstümüzde kıyafet yok. Dün gece bana ne yaptın?

-Birşey yapmadım. Hatırlamıyorum bile.

-Yalancısın! Yalancı.

Hemen yerde duran kıyafetlerimi aldım ve giydim. Telefonumun şarjı bitmişti. Kim bilir annemle babam beni ne kadar çok merak etmişlerdir.
Bir taksi durdurdum ve eve gittim. Herkes uyuyordu. Saat 07:00 idi. Hemen odama gittim ve pijamalarımı giydim. Hiçbir şey olmamış gibi yatağımda yatıyordum.

Saat 10:30

Uyandığımda etrafıma bakındım. Aradan üç buçuk saat geçmişti. Hemen elimi yüzümü yıkadım, hafif makyajımı yapıp kahvaltı yapmak için aşağı kata indim. Annem, babam ve abim masada oturmuş beni bekliyorlardı. Korkmuştum. Ailecek kahvaltımızı yapmıştık.

-Kızım dün kaçta geldin? Biz babanla yemeğe gitmiştik. Abimde arkasdaşındaydı.

-Dün gece saat onda geldim. Gelir gelmezde uyudum.

-Hımm. Tamam. Bugün bir planınız var mı?

-Benim var anne. Çünkü sınavım var. Ona çalışmam gerekiyor.

-Tamam kızım.
                             ♧♧♧

ÜVEY SEVGİLİM! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin