Şu an herkes kahvaltı yapıyor. Fakat benim dünkü olanlardan sonra hiç iştahım kalmadı. Karnımda bir bebek var ve ben onu görmezden geliyorum. İnsanlığa rezil olmak yerine karnımdaki bebeği büyütmek daha mantıklı. Zaten ailemde beni desteklemeyi reddetmiş. O zaman kendi ayaklarımın üstünde durma zamanı geldi. Her ne olursa olsun, Mert bebeğimin babası! Bebeğim için artık herşeyi yapmaya hazırım.
Ardından birşeyler atıştırmak için mutfağa doğru ilerledim. Canım tatlı birşeyler istiyordu. Meryem Hanım'a sorduğumda evde tatlı kalmadığını söyledi. Çıldırmıştım!
-Her zaman, herşeyin olduğu evde şu an neden hiçbir şey yok?
-Bilmiyorum Alya Hanım. Ben hemen Mustafa Bey'e haber vereyim, o alsın size olur mu?
Tam cevabımı verecekken, annem geldi ve söze karıştı. Belliki bizi dinlenmişti.
-Alya, bu evde eğer birşey yoksa, git bebeğinin babasından sipariş et! Sonuçta ilerde KOCAN OLACAK! Ha bu arada, şu koskocaman villadan da seni gelin olarak uğurlayacağız.
Annem her sözünü bastırarak söylüyordu. Beni resmen şu küçük yaşımda evliliğe sürüklüyordu. Aslında kabahat bende! Neden o bara gittim de, sarhoş oldum!
Vakit kaybetmeden odama çıktım. Mert'i aradım. Ve canım ne çektiyse söyledim. Oda kabul etti.
Yarım saat sonra;
Zil çaldı. O sırada Meryem Hanım evi temizliyordu. Kapıyı ben açtım. Karşımda Mert vardı. Elindeki poşetleri aldıktan sonra ona teşekkür ettim.-Odama gelsene, seninle önemli birşey konuşmak istiyorum.
-Tamam. Müsaitsen gelirim. dedi.
-Evet gel müsaitim.
***
Sonunda Mert'i uğurlamıştım. Konuşmamız gayet güzel geçmişti.
Ona, "Annem ve babamın beni seninle evlenmek zorunda olduğumu söylüyorlar." dedim. Oda bana aynı şeyi söylemişti. Onunda annesi ve babası bizim evlenmemizi istiyormuş. Benim fikrimi istedi, ben "Bebeğimiz 4-5 aylık olduğunda, belki o zaman karar veririm. Fakat şu an daha çok erken." dedim.***
Masanın üzerine duran çikolataları yerken, telefon çaldı. Arayan Ece'ydi.-Alo, naber Ece?
-İyiyim. Neden okula gelmedin bugün?
-Ece sana haftasonu olanları anlatsam, şoka girersin. Hani biz bara gitmiştik ya, işte o gün oldu herşey.
-Sakın Alya, sakın! Aklıma gelen başıma mı geldi yoksa?
-Sanırım öyle Ece. Seninle bugün kafede buluşalım mı?
-Olmaz ben gelemem. Bizim eve gelsen olur mu?
-Olur, bir saate ordayım.
Meryem Hanım'ı çağırdım ve geri kalan çikolataları dolaba koymasını istedim. Onları eve geldikten sonra yiyecektim. Daha sonra odama çıktım ve gardolabımı açtım.
●Kırmızı dar pantolon,
●Beyaz t-shirt,
●Beyaz konvers.Kıyafetlerimi giydikten sonra kendimi makyaj masasına attım.
●Pembe parlatacı ruj,
●Siyah göz kalemi,
●Beyaz göz farı.Saçımı da at kuyruğu yaptıktan sonra, Ece'nin yanına gitmeye hazırdım. Kapıyı açtım ve alt kata indim. Annem karşıma çıktı. Hiç pas vermeden dışarı çıktım.
Şoförümüz Mustafa Bey'den, beni Ece'nin evine götürmesini istedim. Aradan yarım saat geçti ve Ece'nin evine gelmiştim. Mustafa Bey'e gitmesini söylemiştim. O gittikten sonra zile bastım ve karşıma CANIM ARKADAŞIM Ece çıktı. Vakit kaybetmeden eve girdim. Ve başladık konuşmaya...
14:00
14:50
15:30
16:05 ..... Zaman geçtikçe biz konuşmaya devam ediyorduk. Olanları Ece'ye anlattığım da beni hem hayranlıkla hemde şaşkınlıkla dinliyordu. Benim hamile olduğuma hiç inanmamıştı.-Alya kız sana birşey soracam. Hani sen hamilesin ya, artık sende kalsam olur mu? Hem sana yardım ederim, zaten iyi günümüzde de, kötü günümüzde de hep birbirimizin yanında olmuştuk, olmaya da devam edelim. Olur mu?
-Valla benim için çok iyi olur! Ama annen birşey demez demi?
-Yok kız, annem tam tersi git der. Zaten nefret ediyorum ondan.
-Peki, hadi gel valizini hazırlayalım.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY SEVGİLİM!
Genç KurguAlya hayatında yapamayacağı kararları almak zorunda kalır. Alya sevgilisinden ayrıldıktan sonra, üstündeki o yükü, stresi atamaz olur ve hastalanır. Herşeyi unutmak için gittiği barda sarhoş olur, ve kendisini bir otel yatağında bulur. Sonunu merak...