Mezarın başına geldiğinde "Min Nig-htsun" yazısıyla afalladım.Doğum tarihi yazılıydı ancak ölüm tarihi tamamen boşluktu.
Sikeyim,neler oluyordu böyle?
Nig-htsun'un soyadı Lee idi ve mezarında Min yazıyordu.Biz onunla evli değildik,soyadının Min olması imkansızdı.
Bir umut,acaba isim karışıklığı olabilir miydi?
Elimdeki yıldız çiçeklerini mezara bırakıp geldiğim dağı incelemeye başladım.İsim karışıklığı olamazdı,hastahane değildi ki isim karışıklığı olsun.Bizimkiler de o kadar aptal olamazdı herhalde.
Dağın üstüne doğru çıkarken yemyeşil otların arasında bir sürü papatya gördüm.İlkbahardaydık.
Ölen sevgilimin en sevdiği mevsimde en sevdiği çiçeklerin arasında yürüyordum.Dağın en tepesindeki ağaca bağlı olan beyaz kurdeleyi görünce adımlarımı hızlandırdım.
Dağa vardıkça görüntü netleşiyor,beyaz kurdeleye eşlik eden masayı da görüyordum.Masanın yanına gelince kolumdan tutulup çevrildim ve onu gördüm.
"Hassiktir lan,sen ölmemiş miydin?" diye malca bir tepki verdiğimde kaşları çatıldı."Ya aptal mısın seni salak,karşında durduğuma göre ölmüşüm," diye cevap verdi.
Sikeyim ya,neler olduğunu anlıyamıyordum.
"Sen hayalsin ve sevdiğim kadının hayali olsan bile onu aldatmış sayılırım,o yüzden uza," deyip kollarını kendimden uzaklaştırdım.Hortlayıp bu kız kim deme olasılığı vardı çünkü.
Keşke öyle bir ihtimal olsaydı ve biz sonsuza dek yatağımızda birbirimize sarılarak günlerimizi geçirseydik.
"Min Yoongi,aptal mısın sen? Ben zaten sevdiğin kadınım," deyince üzerimdeki beyaz elbiseye baktım.Gülüp "Ya ya,kesinlikle hayali değilsin," deyip üzerine doğru yürüdüm."Sana kollarımı sarsam kollarım içinden geçecek iken beni neden daha fazla üzüyorsun?" deyip deneme amaçlı kollarımı ona sardım.Boşluk hissini beklerken onun ince beli kollarımın arasında yer bulunca şaşırmıştım.Yüzüne doğru eğilip "Sen ölmedin mi lan? Şaka mıydı," diye sordum.Gülümseyip dudaklarını dudaklarıma hapsetti.Öpmesini bitirip kollarımdan ayrılınca huzursuzlanmıştım.Bu şakadan sonra onun sürekli kollarımın arasında olmasını istiyordum.Omzundan çekip sırtını göğsüme yasladım."Neden bunu yaptın,ne kadar üzüldüğüm hakkında haberin var mı?" dedim.
Elleriyle ellerimi okşarken bir anda sıcaklığı kayboldu.Masanın üzerinden iki şey alıp yanıma geldi.Birincisi bir evlilik cüzdanı,diğeri ise soyad kısmında Min yazan onun kimliğiydi.Gülüp "Resmen beni zorla kendinle evlendirttin," dedim.Parmağıma gümüş bir alyans geçirirken onun parmağında hiçbir şey olmaması dikkatimi çekmişti."Bu alyans ne için ve senin neden yok," diye sordum."Bu alyans evli olduğunun göstergesi," diye konuştu."Benim alyansım yok çünkü sevmiyorum," deyip iç geçirdi.
Aklıma lisedeyken onu alyans için üzen çocuk geldi.Sinirlerimin gerildiğini hissedebiliyordum."Ya! Saçmalama,unut onu artık,senin kocan benim aptal," dedim.Kahkaha attı.
O sesi baya uzun süredir duymuyordum.
Biz evliydik.
Zorla evlendirilmiş olsam bile halimden memnundum.Sevdiğim kadın yanımdaydı.Kolumu kaldırıp onu kendime daha çok çektim.Ellerim saçlarının arasında kaybolurken kalbimin tüm odacıklarının onunla dolduğunu hissettim.Benim gecem de gündüzüm de oydu ve sonsuza dek öyle kalacaktı.
Sonuçta aynı yıldızın insanları asla birbirinden kopamaz,değil mi?
İlk bölüm kalp krizinden sonra son cümle ile Pillow'un finaline gönderme yapıp bu kitabı burada sonlandırıyorum.
Hayır smut falan yazmayacağım ayrıca.
Özel bölüm de yok.Belki 10k da yazabilirim.
Beni destekleyen herkese teşekkür ederim bu arada,sizler sayesinde son bölümleri yazabildim yoksa çok daha erken final verecektim.
Fazla uzatmadan Who's He'ye bakarsanız sevinirim deyip aradan çekiliyorum.
Hoşçakalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WINDOW || myg text ✅
FanfictionharlieSKY: hey yoongi ağlıyordun neden bir kez olsun pencerenden kafanı uzatıp seni seveni görmüyorsun? yooSWAG: defol #Agust D - The Last şarkısından ilham alınmıştır# Fanfic in #219 280916 Short story in #25 241116