"Hoş geldin "dedim elimi uzatarak oda elimi tuttu ve "hoşbulduk prenses" dedi ve sarıldı. Şok olmuş birazda utanmıştım herkez bize bakıyormuş gibi olmuştu ve kendimi geri çektim" hadi eve geçelim saat geç oldu sende yorgunsundur "dedim ve eve gitmek üzere otogardan çıktık. Otobüs durağına yürüdüğümüzü fark eden mert "otobüse falan binmeyeceğiz demi prenses" dedi bende "ne varmış tabi bineceğiz" dedim ve daha cümlemin bitmesini beklemeden kolumdan tuttu ve" ben sevdiğim kızı ne oldu belirsiz otuz tane erkeğin oldu o saçma sapan araca bindirmem bekle taksi çagıracağım" dedi ve tabeladaki taksi durağının numarasını aradı bende "ne var sanki hiç binmediğim bir şey ne olacak dedim "sert bir tavırla" ece sus binemezsin okarak erkeğin içinde senin işin yok "dedi ve sertçe elimi tuttu elimi hemen çektim" ne yapıyorsun mert "dedim oda umursamaz bir halde "sevdiğimin elini tututyorum küçük hanım" dedi "hayır olmaz" dedim ve bir adım uzaklaştım "peki "dedi o sırada taksi geldik bindik.
Takside ben camdan dışarı o ise bana bakıyordu çok rahatsız olmuştum sonunda eve geldik." Ece bana bir oda gösterde şu rahatsız edici kıyafetlerlerden kurtulayım" dedi bende" koridorun sonunda ki oda misafir odası senin" dedim ve oraya gitti bende annemin yapıp buzdolabına koyduğu yemeklerden ısıtıp masayı kurdum o sıra mert üzerini değiştirmiş rahat eşortmanlarını giymişti bile direk masaya oturdu ve konuşmaya başladı "Konya övdükleri kadar varmış" dedi bende "hiç öyle değil çok sıkıcı ve bunaltıcı bir şehir "dedim,ve önünde tabağını koydum. "Öyle deme be Ece Konya senin dogup büyüdüğün şehir senle beraber büyüyen bir şehir sen ne kadar nefret edersen et Konya dan ayrılmassın "dedi bende "elimde olsa şuan ayrılırım "dedim ve yemeğe başladık.
Merte ne zaman baksam göz göze geliyorduk galiba her dakika bana bakıyordu. Aslında utanıyordum ama o beni sevdiği için utanıyor gibi durmuyordu. Saat akşam 20:40 olmuştu ben makineye bulaşıkları koydum sonra içeriye geçtik mert yanında getirdiği aşk filmini taktı televizyona ve yanıma oturdu koskoca evde yer yokmuş gibi film başladı aslında çok sıkıcı bir film neredeyse uyuyacaktım. A
rdan bir saat sonra mert filmi durdurdu galiba oda sıkıldı diye düşünürken elimi tuttu tıpkı filmdeki oğlan gibi filmde oğlan kıza onu sevdiğini söyleyecekti. "Mert ne yapıyorsun "dedim ve ellerimi kendine çekerek öptü
" ece ben seni çok seviyorum bunu sana söylemediğim her dakika bana haram ecem sevgilim geleceğim BENİMLE ÇIKARMASIN" dedi
şok olmuş gibiydim hissettigim şeyin ne olduğunu bilmiyordum daha doğrusu hissettmiyordum". Hadi ece bu kadar mu zor cevap vermek bak eger seni sevmeseydim buraya kadar gelmezdim be güzelim" dedi ve sustu resmen 5 dakika boyunca birbirimizin gözüne baktık anlamsızca kafamı salladım evet dercesine mert hemen sarıldı "biliyorum bitanem" dedi ve yanagımdam öptü. Bense salak gibi suratına bakıyordum "pişman değilsin değil mi?" diye sordu bende "hayır "dedim.
Mert" ben yoruldum bitanem "dedi ve "iyi geceler" diyerek beni öptü. İkimizde odalarımıza geçtik ben kafamı yastığa koyar koymaz uyumuşum.G
özümü açtığımda saat 9:55 Di. Geç olmuş diyerek mutfağa geçtim ki mert uyanmış kahvaltıyı bile hazırlamış son eksikleri masaya koyuyordu beni görünce "çok şükür aşkım bir an hiç uyanmayacagını bile düşündüm" dedi ve sarıldı. "Günaydın" dedim uykulu bir şekilde" sen niye erkenden uyandın "diye sordum oda "ilk sabahımızda kahvaltımızı ben hazırlayım diye düşündüm "dedi. Masaya geçtik kahvaltımızı yaptıktan sonra mert "dışarıya çıkalım" dedi bende" tamam "dedim ve üzerimi giyinmeye gitti siyah hafif yırtık bir pantolon siyah bir gömlek giydim ve saçımı topladım. Mert ise beyaz pantolon beyaz mavi gömlek giymiş saçlarını hafif dikmişti . Beni görünce "cenazeye mi gidiyoruz aşkım "dedi "ne var "dedim ve ayakkabılarımı giymek için kapıya dogru yöneldim "peki sen seviyorsan "dedi ve oda çıktı kapıya kilitledik ve çıktık evden nereye gitsek diye düşünürken Mert "manzarası güzel olan bir yere beni götür "dedi aklıma direk 'akyokuş' geldi. Taksi gelmişti o sıra şöfere yeri söyledim oda tamam diyerek sürmeye başladı.
Mert elimi tutuyordu adamın bize aynadan baktığını fark ettim ve elimi çektim böyle durumlar Konya da çok çabuk ters anlaşılıyordu. Bu durum hiç sevmiyordum ama yapılacak bir şey yoktu. Sonunda gelmiştik indik tam parayı verecekken mert elimi tuttu ve" abi ne kadar" diye sordu ve ödedi sen "ne yapıyorsun sen benim misafirimsin bir daha yapma" dedim ve yürümeye başladık. Mert manzarayı görünce biraz şaşırmıştı" tıpkı Urfafan halfetiyi izliyor gibi ama sadece Fırat yok "dedi ve döndü bana baktı ben de öyle dalmışım ki fark etmedim bile yanıma yaklaşarak" bir sıkıntı mı var" dedi