''Annem çok güzel bir kadındı lise hayatında da popilerdi ve ben doğmadan önce bir kariyeri vardı.''
Tyler, iç geçirdi.
''Benim de onun gibi olmamı isterdi hep. Başarılı, özgüvenli ve arkadaş çevresi geniş olan biri olmamı söylüyordu.''
Tyler, gözlerini parmaklarına götürdü. Parmakları ile oynuyordu.
''Ben de tam aksine yeteneksiz, özgüvensiz ve asosyal oldum.''
''Arkadaşım olmadığı için bir arkadaş edinmek istedim. Benim gibi birisi olsun, Benim sevdiklerimi sevsin ve beni hiç bırakmasın istedim.''
Josh, Tyler'ı inceliyordu.
''Ve onu yarattın?''
Tyler, gözlerini Josh'ın gözlerine kenetledi ve kafa salladı.
''İlk zamanlar iyiydi. Beni hiç bırakmayacağını söylerdi ve bu beni mutlu ederdi.''
''Bir gün kulağıma babamın annemi aldattığını ve onun ölmesi gerektiğini söyledi. Henüz 16 yaşımdaydım.''
''Tyler, annene çaktırmadan evden çıkıp kasabadaki bara gelip beni al.''
Hızlıca arabaya bindim ve babamın yanına gittim. O arka koltukta oturuyordu. Yapacaktım. O gün babamı öldürecektim. Babamı aldıktan sonra bir benzin istasyonunda durdum.
''Neden durdun?'' dedi gözlerini açamıyordu nerdeyse.
''Benzin bitti.'' dedim gözlerine bakmadan.
Kafa salladı ve arabadan indi.
''Ben su alıp geleceğim.''
O arabadan uzaklaşırken ben arabanın frenini bozmaya çalışıyordum. Hangi kabloyu kesmem gerektiğini bilmiyordum. Elime geçen tüm kabloları kestim. Babam gelince arabaya bindik. Dikiz aynasından ona bakıyordum. Hiç görmediğim dişlerini görmüştüm. Kafamı babama çevirdim. Uyuyordu bir anda frene bastım ve lastiklerin çıkarttıkları ses ile yerinden sıçradı.
''Yavaşlamalısın evlat.''
Orman yolundaydık. Ben daha fazla gaza bastım. Eve giden yoldan sapıp uçurumun olduğu yere doğru sürdüm.
''Tyler ne yapıyorsun?'' bağırmışı babam.
''Hoşçakal baba cehennemde görüşürüz.'' gülümsemiştim.
Kapıyı açıp arabadan kendimi attım ve arabanın uçuruma doğru sürüklenişini izledim.
Josh, şaşkınca Tyler'a bakıyordu.
''Peki ya annen?''
''Sürekli kendi kendime konuştuğumu ve şizofren olduğumu söyleyip beni bir akıl hastanesine gönderdi. Döndüğümde hamileydi.''
''Evet sana bir kardeş geliyor!'' dedi heyecanla annem.
''Bunu istemiyorum.''
Annem beni izliyordu bunun farkındaydım her daim etrafımdaydı. İyileşip iyileşmediğimi merak ediyordu. Ben de normal insanlar gibi sevgili yaptım sahte arkadaşlar kurdum. Annem normalleştim zannediyordu. Bir gün gece o yatağındayken onun kollarını ve bacaklarını bağladım. Çırpınıyordu. Çığlık atmak istedi ama ağzını sıkıca sarmıştım. Gözlerini kocaman açmıştı ve beni izliyordu. Nerdeyse sekiz aylık hamileydi.
''Artık kardeşimin doğum vakti geldi değil mi anne?''
Annem çırpınıyordu ve kendini kasıyordu ama ipleri açamıyordu. Ayakları ile bana vurmaya çalışıyordu. Elbisesini yırttım ve karnına mutfaktan aldığım bıçak ile çizik attım. Bıçağı karnına deydirdiğim anda kendini bırakmıştı. Artık kurtulamayacağının farkındaydı. Devamında ise 'Kardeşim'i çıkarttım ve yanına yatırdım. Annem kocaman açılmış gözleri ile beni izliyordu tek fark ise beni göremiyor olmasıydı. O artık tanrıyı görüyordu.
Josh, korkmaya başlamıştı.
''Artık gitsen iyi olur Tyler geç oldu.''
Tyler, Josh'ın korktuğunu anlamıştı.
''Merak etme Josh. Bunları yaparken O yanımdaydı. Şimdi ise yok.''
Josh, gülümsemeye çalışıyordu.
''Bana inanmıyor musun?''
Josh, ne diyeceğini bilemiyordu.
''Tabi ki inanıyorum Tyler.''
''Arkadaşlar yalan söylemez Josh.'' sırıtmıştı Tyler. Çok ürkütücü bir sırıtış.
Josh, kendini geriye atmıştı.
''Gitmelisin Tyler.''
Tyler, elini Josh'ın dizinin üzerine koydu. Yavaşca Josh'a yaklaşıyordu.
''Rahatla Josh. Sana zarar vermeyeceğim. Sadece biraz eğleneceiz.''
Josh, her ne kadar korksa da Tyler ile hala birlikte olmak istiyordu.
''Beni hala seviyor musun Josh.''
Tyler, Josh'ın gözlerinin içine bakıyordu. Josh, hipnoz olmuş gibiydi.
''Evet.'' dedi.
''O zaman benim ol Josh. Sonsuza dek.''
Tyler, elini Josh'ın penisine götürürken diğer yandan dudaklarına yaklaşıyordu.
''Şimdi eğlencene bak.''
