Bölüm 12

46 7 0
                                    



12. BÖLÜM

02 MART 2008

12.05

HAVRAN MAĞARALARI / BALIKESİR

" olabilir, tamam çocuklar çıkalım buradan"

Öğrenciler çıkarken atilla, çıkmadan önce mağaranın duvarlarına bir kez daha baktı. Aklından Gülşen'e ne söyleyeceğini geçiriyordu. Ya da eşine. O sırada el feneri sönüp yanmaya başladı. Atilla fenerini kontrol etti. Feneri tekrar yandığında ışığın vurduğu duvara baktı. Yazılar işaretler vardı. Şaşkındı.

" hey çocuklar gelin, buldum"

Diye bağırdı. Hiçbir cevap gelmeyince mağaranın çıkışına doğru tuttu ışığı. Ama mağaranın çıkışını bir türlü bulamıyordu. Sonra tekrar duvara tuttu ışığı.

" bu... Bu inanılmaz... Alttaki yazı ve üstüne kazınmış şekiller..."

Atilla duvara doğru yürüdü ve eliyle dokundu. Vücudundaki elektriklenme onu hayrete düşürmüştü. Saçlarında teller havaya doğru kalkıyordu. Kolunu sıyırdı. Kolundaki kıllar dikilmişti.

" elektrik, manyetik bir alan olmalı, ama neden"

Tekrar duvara baktı. Yazıları dikkatlice okumaya çalışıyordu.

" bu... Bu inanılmaz... Alttaki yazı ve üstüne kazınmış şekiller... Bu imkânsız"

Ve birden mağara sallanmaya başladı. Etrafına korkuyla baktı.

" çocuklar, koşun, deprem oluyor"

Yerin sallandığını hissedebiliyordu ama hiçbir şey yerinden oynamıyordu. Ne düşen bir kaya ne yerinden oynayan taş. Atilla ne olduğunu anlamaya çalışırken başı dönmeye başladı. Elini burnuna götürdü ve çekip baktı. Eli kan olmuştu. Burnu kanıyordu. Etrafına baktı. Ve birden bir ışık süzmesi içinde kayboldu...

" iyi misin sen burnun kanıyor"

Atilla, elini burnuna götürdü. Silip baktı.

" bilmiyorum, belki de içkiden olmuştur, biraz yorgundum"

" seni bir hastaneye götürmemi ister misin"?

Atilla, yanında oturan meral'e baktı.

" hayır, iyiyim ben"

Atilla, meral'in arabasında yolcu koltuğunda otuyordu. Atilla duran arabanın içinde camdan evine baktı.

" geldik zaten, ben ineyim"

Atilla kapıyı açtı ve arabadan çıkarken, meral, Atilla'nın elini tuttu.

" tekrar görüşecek miyiz"?

" tabii... Şey... Ne zaman görüşme imkânı olur"

" benimle mi"?

" kocanızla"

" merak etme tanıştıracağım... Yarın işin var mı?"

" üniversitedeyim... Biliyorsunuz"

" tamam, belki diğer gün... Hem şu görüşmeyi de konuşuruz"

" tamam, meral hanım... Beni bıraktığınız için teşekkür ederim"

Atilla arabanın kapısını kapattı ve apartmandan içeri girdi. Evine girdiğinde kendini yorgun hissediyordu. Yorucu bir gün olmuştu. Ceketini çıkardı, kendini koltuğa atmasıyla zilin çalması bir oldu. Duraksadı, yerinden kalktı. Kapıya doğru giderken.

" bu kadının freni yok mu acaba, nerde durması gerektiğini bilmiyor"

Diye söylendi. Kapıyı açtı. Karşısında duran adama baktı. Gözleri büyüdü, yutkundu.

" bu... Bu nasıl olabilir... Sen..."

Karşısındaki adam gülümsedi.

" evet... Ben..."

" sen... Tanrım !"

" estağfurullah kardeşim... Bana ALİ desen de olur"


(  1961  )

A.L.İ........ İKRA   ( 3 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin