[5]: Final

367 52 67
                                    

"N-ne !?"

"Duydun işte öp beni. Filmlerde hep nasıl bir duygu olduğunu merak etmiştim."

Yoosung kızardı.

"A-asla !"

"Bugün her istediğimi yapacağını söylemiştin. Ayrıca seninle buraya kadar gelmeyi de kabul ettim bana borçlusun."

Yoosung etrafa baktı fazla insan yoktu. Yanakları daha da kızardı.

"Peki s-sadece kısa bir öpücük."

"Beni tatmin ettiği sürece sorun yok ~"

Yoosung dudaklarını beceriksizce bir kaç saniyeliğine Saeyoung'ın dudaklarına değdirdi. Sonra ise kafasını farklı bir yöne çevirdi.

"Ugh ... Şimdi seninle evlenmek zorundayım..."

Kaşları çatık yanakları kızarıktı . Çok ama çok sevimli gözüküyordu.

"Neden ?"

Saeyoung sordu.

"Annem bu şeyi yaptığım kişi ile gelecekte e-evlenmek zorunda olduğumu söylemişti ."

Saeyoung kendini tutamayıp Yoosung'a sarıldı.

"Yoosung çok tatlısın !! Seninle evleneceğim günü sabırsızlıkla bekleyeceğim."

Yoosung daha da kızardı.

"Böyle saçma şeyler söyleme ! Eğer biriyle evlenirsen çocuğun olur. Böyle sorumluluklar almak istemiyorum."

"Sorun değil. Çocuk konusuyla ilgili her şeyi biliyorum. Gelecekte sana harika bir eş olabilirim."

"Öyle mi?"

Saeyoung kafasını hızlıca salladı.

"Evet ! Önce bir leyleğe mektup yazıyorsun. Sonra da o sana çocuğunu getiriyor ama bunun için önce büyümemiz gerekiyormuş. Annem bana ve Saeran'a böyle anlattı."

"B-bu konuyu kapatabilir miyiz ..."

***

Jumin okula geleli bir hafta geçmişti . Jumin o günden beri Zen ile konuşmasada onu izlemiş ve rutinini ezberlemişti.

Bugün o da Zen'in ona bir söz vermesini sağlayacaktı ve onunla bir başka mühür oluşturacaktı. Zen'den vermesini isteyeceği söz çok önemliydi. 

Çıkışa kadar beklemesi gerekiyordu. Bugün Zen'in piyano çalacağını umuyor , hayır biliyordu. Beklemek istemese de zorundaydı.

***


Jumin'e bir asır gibi gelmiş olan süre en sonunda geçmişti. Sınıfta yine sona kalmıştı. Hızla aşağıya indi ve müzik odasına girdi.

"Zen ."

Zen kafasını hızlıca Jumin'e çevirdi. 

"Yine mi sen ?"

Zen kapıyı arkasından kapatarak Zen'in yanına gitti.

"Zen bana bir şans vermeni istiyorum ."

Zen'in gözleri şaşkınlıkla açıldı .

"Şans mı ?"

Jumin kafasıyla onayladı.

"Evet dostun olmam için bir şans."

Dost kelimesi Zen in içinde belli belirsiz bir kıpırtıya sebep olmuştu. Ailesi ona kimsenin onunla konuşmak istemeyeceği kadar değersiz bir çocuk olduğunu söyleyip duruyordu.

"Anlamıyorum benim gibi değersiz , çirkin ve beceriksiz biriyle ne diye dost olmak istiyorsun ?"

"Sen beceriksiz , çirkin ve değersiz değilsin Zen ! Sen hayatımda bu güne kadar gördüğüm en güzel ve yetenekli kişisin !"

Bu kelimeler Zen'in içini ısıttı.

"Ailen senin hakkında ne düşünüyor bilmiyorum ama bence senin gibi bir oğulları olduğu için çok şanslılar."

Jumin yavaşça Zen' yaklaştı.

"Bana dostun olup olmaman için vereceğin o tek şans benim için çok önemli Zen ."

Zen'in gözleri parlamıştı.

"P-peki o zaman sadece tek bir şans veriyorum sana !"

"Söz mü ?"

Jumin tek kaşını kaldırarak sordu.

"Söz."

Jumin Zen ile dudaklarını kısa bir süreliğine birleştirdi.  Zen kızarmıştı.

"Bu söz  mühürlendi bu sözü artık bozamazsın ."

Zen'in yüzü kızarmaya devam ediyordu.

"M-mühür mü ?"

"Evet az önce yaptığımız şey."

"Ö-öpüşmek mi ?"

Zen bakışlarını kaçırdı.

"Mühürlemek daha etkili ve doğru bir kelime olur."

--------------------------------------------------------

Böyle minik bir hikaye yazmak istedim. Umarım okuyan herkesin hoşuna gitmiştir. 

Sadece bir şans ver bana. [Juminzen]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin