GÜZEL ANILARDI

31 3 0
                                    


Endişesiz huzurlu güzel geçen bir yazın ardından yine kış gelmişti .Bağlan her zaman olduğu gibi yine erkenden uyanmış  bahçeye çıkıp arkadaşlarını beklemeye başlamıştı .Onları beklerken 4 yıldır meyve vermeyen hurma ağacının altındaki hamakta uyuvermişti .Sesiz ve sakin olan köy sokağının sessizliğini  bozan çocukların sesi olmuştu .Sokakta bir oraya bir buraya koşuşturarak gelen çocuklar soluğu Bağlanların bahçesinde almışlardı . Bugün tüm çocuklar  çok heyecanlıydı. Çünkü yeni bir şey bulmuşlardı .Onu yapmak için meraklanıyor biran önce işe koyulmak istiyorlardı. Aralarından en büyük olan Bağlanların bahçesinin kapısında hızla bağırdı Bağlan sesi duyar duymaz endişelenerek yattığı hamaktan hızla havaya yükseldi yükselmenin ardından yeri çakıldı .Uykunun verdiği korku ve hassasiyet ile yerden kalktı üstünde olan tozu temizledi .Çocuklardan kimisi ona gülüyor bağzıları  da  onunla dalga geçiyordu .Bağlan alamaya başlamıştı .Yeni uyanmış olan annesi onu tozlar içinde görünce ona doğru koşmaya başlamıştı .Annesi onu avutup teselli ettikten sonra içeri girip kahvaltı yapmasını söyledi . Bağlan arkadaşlarına dönüp kahvaltı yaptıktan sonra geleceğini gözleri ile anlatmış oldu . Arkadaşları da köyün sonunda olan dereye  doğru koşmaya başladılar .Bağlan kahvaltısını yaptıktan sonra kardeşi onu görmesin diye annesine hızla durumu anlatıp evden çıktı .Eğer kardeşi onu görürse peşine takılır gün boyu ona eziyet verirdi .Neyse ki evden çıkmayı başarabilmişti .Uzun bayırlardan tepeciklerden aşıp köyün sonundaki dereye ulaşabildi .Arkadaşları çoktan işe koyulmuştu .Oda yapacağı görevi öğrenip hayellerine kavuşacak o çukuru kazmaya başladı .Hep birlikte büyük bir havuz yapmak istiyorlardı .Bunun için çukur kazıp dereden su alıp içine doldurmaları gerekiyordu suyu dökmeden önce de açtıkları çukuru kağıt ile kaplayacaklardı .Hepsi yaza kadar büyük bir havuz yapıp içinde yüzmek istiyorlardı .Bunun için harıl harıl çalışıyorlardı .Sonunda yorucu bir günün sonuna gelmişlerdi .Ortalığı toparlayıp koşarak geldikleri bu yolu yavaş yavaş yürüyerek döndüler .Bağlan ve arkadaşları yorucu günün ardından birbirleriyle vedalaşarak evlerine dönmüşlerdi. Bağlan kapıdan içeri girince kardeşi tüm sevecenliğiyle boynuna atladı. Annesi ise ona kızgınlıkla bakıyor bir daha geç kalmamasını söylüyordu. Babası doğru ya babası. Bağlanın babası bir gemide işçi olarak çalışıyordu aldığı para çok iyi bir para değildi ama o işten iyi ide yoktu. Bir deniz yoluna çıktı mı haftalarca aylarca eve gelmediği olurdu. Ama bu akşam babası evdeydi. Bağlan hızlıca koşup babasının boynuna atladı. Onu en son 3ay önce yaz mevsiminde görmüştü oysa şimdi kış gelmiş kar ince ince yeryüzüne düşmeye başlamıştı. Bağlan bu akşamı babasıyla sohbet ederek geçirmişti. Ayrı geçirdikleri günün acısını bu akşam boyunca sohbet ederek geçirmek istiyorlardı. Uyku vakti git gide yaklaşmıştı. Bağlanın annesi önce en büyük olan sakat kardeşlerini yatırdıktan sonra en küçük kardeşleri olan can evim i uyutuyordu. can evim bir süre uyumamak için dirense de  sonunda uykuya varmıştı. Annesi onun üstünü şehirden aldıkları mavi bir battaniye ile örtmüştü. Bağlan can evim den 2 yaş daha büyük olan kız kardeşi ile birlikte yatıyordu. Kardeşi Şükran uyumuştu ama onun kafasında bir takım düşünceler vardı. Bu düşüncelerini bir kenara bırakıp bir türlü uykuya varamıyordu.  Ama bu derin düşünceleri  annesi odaya girip onlara yanık sesiyle ninni söyleyene kadar sürdü. Evdeki bu yorgunluk hali ve uyku hali sabaha kadar sürdü. Sabah olunca yine herkes uyanmış. İşlerine koyulmak için kahvaltı yapmayı bekliyorlardı. Bağlan bugün dereye gitmek istemiyordu. Çünkü babası uzun zaman sonra yanına gelmişte. Onunla birlikte vakit geçirmek istiyordu. Babası da bu isteğini mazur görüp bugünü onlara ayırmaya karar vermiş. Üç çocukla birlikte merkeze inip birlikte hem buzluğa koymak için hem de yemek için balık tutacaklardı. Bağlan bunu duyunca heyecanlanıp üstüne bir şeyler takıştırmaya belli etmese de  şehirlilere benzemek istiyordu. Küçük olan can evim annesine neden  abisinin gelmediğini sorunca Bağlan annesinin gözlerinin yaşardığını fark etti.  Annesi küçük oğluna abin zihinsele engelli gelemez gelse de bir şey anlamaz diyememişti. İçindeki hüznü belli etmek isteyemeyen anne  sözü değiştirdi. Artık gitmeniz gerek babanız sizi yolun sonundaki çeşmenin başında bekleyecek dedi ve kapıyı açtı. çocuklar yola çıktıktan sonra ablaları onları tembihlemeye başladı. Eğer babamın sözünü dinlemezseniz sizi bir daha benimle birlikte dışarı oynamaya çıkarmam diyordu. Onlar ise balık tutmanın heyecanı ile ablaları ne derse kabul ediyorlardı. çeşmenin başına gelmişlerdi . Babaları onları orda bekliyordu. Bağlan ikici kez büyük bir arabaya biniyordu. Kardeşleri ise ilk kez biniyorlardı. Yaklaşık iki saatlik bir yolculuğun ardından şehre varmışlardı. Otobüsten indikten sonra Bağlan herkesin ona doğru baktığını düşünüyordu belki de öyleydi. Üzerindeki uzun çiçek basmalı bel kısmı yamalı siyah lastikleri ve biçimsiz kesilmiş saçları ile dikkat çektiğini düşünüyor kendi içinde başı olup ucu olmayan bir hüzne kapılıyordu. Birden karşısına onun yaşlarında kısa pembe elbiseli kırmızı kunduralarıyla Bağlanın tanımıyla etrafa ışık saçan bir kız çocuğu belirdi. kızın üzerindeki elbiseleri özenle taranmış saçını çok beğenmişti. Birden kardeşlerinin elini bırakıp babasının karşısına geçip bende öyle elbise istiyorum benim neden öyle elbisem yok diye yakınmaya başladı babası ise bu davranışını küstahlık olarak görüyor onu sözünü kesip kardeşlerinin elini tut şimdi kalabalık trenli bir sokağa gireceğiz kaybolursanız falan bide sizinle uğraşamam dedi. Denize ulaşmışlardı sahil boyunca insanlar balık tutuyordu.Herkesin elinde bir er olta vardı. Bağlanlarda  ise sadece bir olta bulunuyordu. Babası önce nasıl tutulacağını onlara gösterdikten sonra oltayı kızına doğru uzattı. Bağlan ilk kez balık tutacağı için heyecanlıydı.Elindeki balığı denize attıktan sonra olta da bir ağırlık hissetti. Oltanın ağırlığı ile oltayı denize doğru bıraktı yada bırakmak zorunda kaldı.  Babası ise o sırada elindeki kovaya su doldurmakla meşguldü. Arkasına dönüp baktığında büyük bir pişmanlığa uğradı. Kızına ilk başta çıkışsa da sonra raya doğru  kızına olan siniri yatıştı. Eşyalarını toparlayıp geri dönüş yoluna başladılar.


ADALETSİZLİKWhere stories live. Discover now