İyi mi, kötü mü? Hayır her ikisi de değildi peki masum mu? Olabilir.
Yalnız? Kesinlikle öyle...
Geceler benim düşmanımdı ne olduysa gece olmuştu benim doğduğum gece.
Gece yarısı ihanete uğramış ve gece yarısı yanlız kalmıştım.Her "Nasılsın?" diye sorulduğunda "iyiyim" derdim. Peki gerçekten iyi olduğum anlar olmuşmuydu.Aslında doğduğumdan pişman deyiminin hayat bulmuş haliydi.Doğduğum için pişmandım.Büyüdükçe nefret ettim herkesten ve her şeyden ama en çokta kendimden...
Kırılgandım, güçsüzdüm,ölmek istediğim zamanlar olmuştu sırf bu düştüğüm karanlıktan kurtulmak için ama hiçbir zaman bunu yapmaya cesaret edememiştim.
Belki bende birgün mutlu olurum diye umut ederdim.Bende mutlu olabilirmiydim acaba?
Kapının çalmasıyla bu düşüncelerimden sıyrıldım. Kendimi attığım yatağımdan kalmak için doğruldum.
Kapıya doğru ilerledim ve kapıyı araladım. "Efendim kahvaltınız hazır" dediğinde kafamı olumlu bi şekilde sallarken aynı zamanda da kapımı kapattım. Banyoma girip 15 dakikalık bir duştan sonra aynanın karşına geçip yıpranmış saçlarımı kuruttuktan sonra saçımı salaş bir örgü yaptım. Ardından odamdan ayrılıp bitkin bir şekilde merdivenlerden inerken bir an duraksadım ve aşağıda ki hazır olan sofraya baktım.Biran annemle babamla güzel bir kahvaltı yaparken hayal ettim kendimi hep hayalimde olduğu gibi ama hiç olamayacak birşey biran gözlerim doldu. Omzuma dokunan elle irkildim. "İyi misin kızım" dedi Nermin teyze başımı olumlu bir şekilde sallarken kalan basamaklarıda inerek kahvaltı masasına oturdum kısa bir kahvaltıdan sonra odama çıkıp okul için hazırlanmaya koyuldum. Siyah tişortumu kafamdan geçirken aynadan gözlerime bakıyordum.
Bu yorgun ve bitkin olduğumun göstergesiydi her sabah olduğu gibi.Ardından kot pantolon ve siyah spor ayakkabılarımı giydikten sonra sırt çantamı alıp ikişer ikişer indim basamakları Nermin teyzeler beni kapıda karşılarken ona bir öpücük kondurdum ve çıktım evden. Yaklaşık beş dakika bekleyişimin sonrasında gelen servise binip en arkadaki koltuğa geçip yasladım kafamı cama. Neden böyleydi herkesin annesi uğurlarken beni neden babamın tuttuğu bakıcı uğurluyordu. Nermin teyze bakmıstı bana doğduğumdan beri ben annemi hic görmemiştim, doğururken beni ölmüştü,ölmüş. En çok ta bu koyuyodu. Birinci sınıfa başlerken ilk gün babam götürmüştü beni okula sadece o ilk gün görmüştüm babamın bana güldüğünü daha sonra hep Nermin teyzeydi bana bakan hem analık hem babalık yapan. Babamın olmasına rağmen hiç babalık sevgisi görmüyordum ben. Servisin durmasıyla aniden irkildim,gözümden akan yaşı elimin tersiyle silip servisten indim. Beni Deniz karşıladı."Günaydın güzellik" dedi göz kırparak .Güldüm "Günaydın bohem prens " dedikten sonra güldü.Sonrasında okulun basamaklarından çıkıp sınıfa girdik ."Pencere kenarı arka sıra "dediğinde Deniz ikimizde koşmaya başladık ve her zamanki gibi kapan yine Deniz oluyordu .bende gulerek onun önüne otururdum hep, birinci sınıftan beri arkadaşım ,kardeşim dertortağım ,benim hakkımda bilmediği bir şeyi yoktu. Sınıfa giren Rüya'yı görünce " Günaydın " diye bağırdım ama hiç takmadı.Birinci sınıftan beri takmazdı zaten en yakın arkadaşımdı o yüzden seslenmezdim. Çantasını yanıma koyarken "Çok uykum var" diye sızlandı. Deniz "Başka ne olabilirdi ki " deyip rüya laf atarken rüya gözlerini devirip ,biranda uykusu yok olurken"Arya bak ne dicem bügun Black barda parti varmış yine o yakışıklı çocuk şarkı söylücekmiş ,gitmeye ne dersin " diye sordu. Gözlerimi devirerek "Cevabım hayır olsa bile kabul etmeyeceksin demi " dedim . O da el çırparak " Ee ozaman akşam ne giyiyoruz"dediğinde içeri giren Savaş uykulu gözlerle " Hayırdır bu ne neşe Rüya hanım " dedi gülerek .Denizin yanına oturan savaşlada lise birden beri arkadaşlık 3 senelik bir arkadasligimiz vardı ama sanki hep varmis gibi samimiydik . Rüya imalı bi şekilde " Ee beyler siz geliyor musunuz akşam partiye " Savaş şaşkın şaşkın bakarken "Ne partisi" diye sordu Deniz 'e dönerken Savaş partilere sevsede Deniz bi okadar nefret ederdi. Ama rüyayla Savaş ne yapıp edip her seferinde ikna ederlerdi . "Black kafede parti varmış Rüyanın yakışıklı dediği çocuk şarkı soylucekmis " dedim yakisiklinin üzerine vurgu yaparken aslında hiç gidesim yoktu .zaten hep zorla götürülürdüm.evde olup annemi ve babamı hayal edip üzülmektense parti daha cazip geliyordu. "Savaş şimdiden soyluyum gelmiyorum " diyen deniz düşüncelerimden arınmama sebep olurken savaş " gidiyoruz ,gidiyoruz " diyerek denizin dizine iki defa vurdu.Deniz gözlerini devirip sıranın üzerine yatarken sınıfa fizikçinin girmesiyle konuşmamız son buldu.Dersi çoğunlukla dinlerdim fakat simdi canımın istemediği için dersi dinlemek istemiyordum . Nihayet öyle arası geldiğinde " Oh be ne dersti ama " diyerek derin bir nefes aldım.sonra sınıftan çıkarak kantine indik . Her zamanki masamıza oturarak savaşın elinde tuttuğu tepsilere bakarken ne kadar aç olduğumu farkettim. Daha sonra kızartmaları önümüze koyan Savaş 'a gülümseyip, yemek için tam koyulacaktım ki masama vurulan elle irkildim.ARKADAŞLAR İLK BÖLÜMÜM VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUMM. *-* :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIMDAKİ IŞIĞIM
Teen FictionAnnesini doğum esnasinda kaybeden, bu yüzden hep kendini suçlayan ve babası tarafından istenmeyen bir kız. Arya'nın babası esi ölünce çocugu bakıcılara büyüttürmuş kendini islere veren bir adam.bir şirketleri var. Askaya holding Arya'nin normalde t...