Nihayet öyle arası geldiğinde " Oh be ne dersti ama " diyerek derin bir nefes aldım.sonra sınıftan çıkarak kantine indik . Her zamanki masamıza oturarak savaşın elinde tuttuğu tepsilere bakarken ne kadar aç olduğumu farkettim. Daha sonra kızartmaları önümüze koyan Savaş 'a gülümseyip, yemek için tam koyulacaktım ki masama vurulan elle irkildim.
Dilayı gördüm ve sandelyeme yaslanırken kafamı ona doğru kaldırdım . Ellerini masaya koyarken ,kaşlarını çatmıştı " O partiye gitmiyeceksiniz yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim" dedi öfkeyle neden böyle bişey yaptığını anlamayaraktan ayağa kalkıp " Nedenmiş o? " diye sordum ellerimi yumruk yaparken .Okulda popülerliğimi kıskandığı için her seferinde karşıma çıkıyordu ki popülerlik umrumda değildi. Dilay burslu olduğumu düşünerek bütün okula yaymıştı. Oysa kimse bilmiyordu ki babamın Selçuk Askaya olduğunu.
Aslında benden güzel olduğunu düşünüyordum omzunun üzerindeki siyah saçları, uzun ve zayıf bir kızdı. Ben ne kadarda onun yanında kilolu dursamda normalde boyuma gore ideal bir kilom olduğunu söylerlerdi ki boyumda kısa sayılmazdı ona bakış saçlarım bel boşluğumdaydı. Bir an "ben öyle istiyorum da ondan" dilaydan gelen sesden dolayı düşüncelerimi bir kenarı bırakırken Savaş ve Denizin şaşkın bakışlarına maruz kaldım. Tamam Dilay bana gıcık olabilirdi. Fakat neden dışarda ki işlerime karışıyordu ya da bu hakkı nereden buluyordu. Akıllı ve sinsi kızdı. Rüya'nın sinirlenerek kalktığını görünce arkamdan dolaşıp Dilay'ın iki omzunda tutup onu yere ittirdi. Hafif bir çığlık attı o ince sesiyle. Savaş rüya nin kolundan tutarak "Gel buraya " diye asıldı Rüya yerine otururken Savaş dilayı kaldırıyordu. Kaldırdıktan sonra "hadi işine " dedi savaş ,dilay savaştan gelen bu tepkiye bozulurken yanaklarının kızardığını gördüm ve eteğinin arkasını çırparak kantinden çıktı . Savaş kaslı ve esmer bir erkekti . Okulda çoğu kız ondan hoşlanıyordu ki bu da onun egosunu fazlalaştırıyordu. Düşüncelerimden arınmama sebep olan rüyanın masaya vurduğu çatal sesiydi. "Sence neden böyle birşey demiş olabilir? " diye sorduğumda kızartmamı yiyordum. Deniz ise kafasına diktiği portakal suyundan sonra "Dilay işte ne beklersin " diye devam etti gözlerinin devirerek. Derin bir iç çektikten sonra savaş konuşmak için dudaklarını araladığında Rüya lafa daldı "Tabiki de gidiyoruz demi arkadaşlar " dedi . Denizin cevabını bildiğinden direk Savaşa bakıyordu. Savaşta "Tamam gidelim güzellik aksam dokuz da hazır olun alırız sizi " diyerek göz kırptı.
Evlere dağılırken Rüya benle gelmiş ve beraberinde bütün gardirobunu neredeyse getirmişti. Rüya bana elindeki elbiseleri gösterirken hepsine olumsuz bir şekilde kafa sallayıp yanaklarımı şişirmiştim. Ardından kapının tıklanma sesiyle derin bir nefes aldım ve kapıya yöneldim. Nermin teyze elinde iki portakal suyuyla içeriye daldı. " Hadi bakalım için şunları da kendinize gelin " dedi . Rüya ellerinde tuttuğu elbiseleri gösterip "Nermin teyzeciğim sence bumu daha çok yakışır Arya 'ya yoksa bumu " diye sordu . Umursamaz şekilde gözlerimi devirirken Nermin teyze görmüş olmalı ki , kıyafet dolabıma doğru ilerlerken buldum onu. Dolabımı açıp dizimin üstünden bir karış kısalığında siyah pileli bir etek ve üstünede beyaz bir bistüyer çıkarmıştı. Bende Rüya nın daha çok kıyafet göstermesinden korktuğum için el çırparak "harika " dedim . Hazırlandığımız da geriye sadece saçlarımız ve makyajımız kalmıştı. Siyah pileli etegim ve 4 parmak kalınlığında göbeğim gözükürken,Rüya siyah bir elbise giymişti . Beni omuzlarımdan aşağıya doğru bastıran Rüya irkilmeme neden olurken o saçlarıma şekil veriyordu. Hafif makyajla yetinerek, odadan çıktık ve basamaklardan indik. Savaş ve Deniz bizi aşağıda beklerken Deniz "Bir an hiç gelmiyeceksiniz sandım " dediğinde, Savaş Rüya 'ya kolunu uzatırken , gözlerimi devirdim. Deniz'in de yanına gidip koluna girdim ve yola düştük.
Deniz şoför koltuğundaydi yanında ise Savaş vardı.
Bizde Rüyayla müzik eşliğinde kopuyorduk. Ara sıra arkaya dönüp bize gülüyorlardi. Biz Rüyayla eğlenirken ne zaman geldiğimizi bile anlamadım.Kafamı çevirdiğimde Black Bar ismini gördüm.Buraya gelmeyeli uzun zaman olmuştu.Rüyanın beni uyarmasıyla arabadan indim.
Bar'ın önünde iri yapılı ve beni bile yiyebilecek Bodyguard vardı. Adam bizi süzdükten sonra içeriye aldı.
Kısa, ince koridordan geçtikten sonra içerinin karanlık ve ürkütücü havasıyla karşılaştım.
Buraya bir önce ki geldiğimde böyle bi havası yoktu.Kırmızı ve siyah deri koltuklardan oluşuyordu. İnsanları incelediğimde benim buraya ait olmadığımı anladım. Genellikle buraya gelenler avangart tarzındaydılar. Rüya'nın koluma girmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Beni köşedeki siyah koltuğa çekerken Savaş ve Deniz'de yanımızda ilerliyordu. Onların olması biraz beni güvende hissettirse de burası oldukça ürkütücüydü.
Garson yanımıza geldiğinde kafamı hafifçe ona çevirdim.– Ne alırsınız?
Tabikide meyve suyu diyemezdim. Soda almayı tercih ettim. Çünkü alkol olumlu bulmadığım gibi ,insan ayrıldıktan sonra kendini alkole vereceğine sodaya verse çok daha faydalı olur neticede sorun unutmak falan değil hazmetmek. Gözlerim çılgınca dans eden insanlara kayarken Rüya ile Savaş'ta dans etmek için kalkmıştı. Deniz'le ben oturmakla yetinerek, insanları izliyorduk. Savaş'la Rüya'yı izlerken gülmemek elde değildi. Sanki bütün yıl ki sevinçlerini biriktirmiş gibilerdi, bir an videoya falan almayı düşünmüştüm. Müzik sona erdiğinde Savaş ve Rüya buraya gelirlerken ,daha demin ki şarkıya karşılık daha slow bir şarkı çalıyordu. Biran aklıma kantinde Dilay'ın dedikleri geldi . Hafifçe kıkırdarken hala anlam veremediğim o tehditteydi. Bu gözlerimi devirmeme sebep olurken omzumdan dürten Deniz 'e döndüm. "İyimisin Arya " kafamı onaylı bir şekilde sallarken oturduğum koltuğa daha iyi yayılarak sodamı yudumladım . Rüya el çırparak "Ya Arya o çıkıyor. " diyerek beni sarsması benim kıkırdamama sebep olurken ,gerçekten ondan hoslanip ,hoşlanmadığını merak etmeye başlamıştım. Işıkların sönmesiyle Deniz 'in koluna sarıldım. Karanlıktan korktuğum kadar hiç birşeyden korkmazdım . Deniz'de bunu bildiği için kolunu benim omzuma attı. Kendimi biraz daha güvende hissederken ,sahneye yoğunlaşan ışık nedeniyle bütün insanların bakışları ordaydı. Rüya'nın bahsediği cocuk sahneye çıkarken şaşırmamış değildim. Uzun saçlarını yana atarken ,üzerinde ki siyah tişörtle gayet havalı duruyordu.Şarkıya başladığında Pinhani- Beni sen inandır söylediğini farkettim. Telefonunun ışığı yanıp sönerken Deniz 'e "Ben bir telefona bakıp geleyim " kim olduğunu merak ederken ayağa kalkıp o kısa ve karanlık koridordan hızla geçip telefonuma gelen çağrıya baktığımda bilinmeyen numaranın aradığını gördüm. Barın dışına çıktığımda aramayı cevaplandırıp "efendim" dedim. Cevap gelmediğinde telefonu kapatıp içeri döneceğimde karşımda dikilen Dilay'ı gördüm. Biraz ürksemde elimle önüme gelen saçlarıma arkaya atarken Dilay'ın "Senin partiye gelmemen gerektiğini söylemiştim" dediğinde sinirlenerek kızın saçlarına yapıştım. Dilay ne kadar bağırsa da bardakilerin duyabileceğini sanmıyordum ,gecenin bu vaktinde ise kimsenin buradan geçmeyeceğini düşünürsek Dilay'ı rahatlıkla döverbilirdim . Saçlarına daha sıkı sarıldığımda ense köküme gelen darbe nedeniyle Dilay'ın saçlarıdaki elimi gevşetmiş ve yere yığılmıştım.Gözlerimi kapatmamak için dirensem de Dilay'ın güldüğünü gördüm ve daha fazla direnemeyerekten gözlerimi kapatmıştım.ACABA SONRA NE OLACAK??? ARKADAŞLAR VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM :**
![](https://img.wattpad.com/cover/96504955-288-k895014.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIMDAKİ IŞIĞIM
Teen FictionAnnesini doğum esnasinda kaybeden, bu yüzden hep kendini suçlayan ve babası tarafından istenmeyen bir kız. Arya'nın babası esi ölünce çocugu bakıcılara büyüttürmuş kendini islere veren bir adam.bir şirketleri var. Askaya holding Arya'nin normalde t...