-10- ''Çok güzel şeyler.''

284 14 2
                                    

Baya baya baya çok beklettim. Özür dilerim. Ama tatilde de yazılmıyor kii :) Bide bu arada ithaf isteyen varsa yoruma yazabilir :)

Multimedia: Skylar *-*

Kolumu sertçe tutup çekti ve sırtım ona döndü. Diğer kolumu yakalayıp sertçe arkamda birleştirmesiyle inledim. Daha ne olduğunu anlayamadan beni arkamdan ittirip  arabanın kapısına yapışmamı sağladı. Geriye doğru bir adım atmaya çalıştım ama onun o koca bedenine çarptım. 

Boşta kalan eliyle saçımı tutup çekti. Acıyla çığlık attım. Dudaklarını kulağıma sürtüp konuşmaya başladı ''Bir daha o koca çeneni açarsan hoşuna gitmeyecek şeyler olabilir. Anladınmı?'' normalden daha otoriter çıkan ses tonuyla korkup gözlerimi sıktım.

Saçlarımı biraz daha sıkıp bağırdı ''Sana anladınmı dedim?!'' bağırmasıyla gözlerimi açıp kekelemeye başladım. ''A-an-ladım!'' sesim normalden daha çok çığlık gibi çıkmıştı. Beni arabayla arasına biraz daha sıkıştırdı. ''Lütfen.. Bırak beni..'' boynuma minik bir öpücük kondurup kendini geri çekti. Dengesiz herif.

 Serbest kaldığımda ona ölümcül bakışlarımdan birini attım. "Sakin ol güzelim." dedi pişkin pişkin sırıtırken. "Farkında mısın bilmem ama dengesiz herifin tekisin!" diye bağırdım. "Gereksiz konuşuyorsun." dedi sıkıntılı bir tonda. Cevap olarak gözlerimi devirmekle yetindim.

Kolumdan tutup eve doğru sürüklemeye başladı.O beni çekiştirdikçe takılıp duruyordum. "Kendim yürüyebilirim!" diye cırladım. Derin bir nefes alıp yürümeye devam etti. Cebinden -evin olduğunu tahmin ettiğim- bir anahtar çıkardı.

O kapıyı açarken ben huysuzluklarıma devam ediyordum. Kapıyı açınca beni içeri çekip "Homurdanmayı kes." dedi sert bir tonda.

İçeri girince"Sanane." dedim ona tip tip bakarak. "Yerinde olsam beni terslemeden önce biraz düşünürdüm." dedi. "Ne demeye çalışıyorsun? Açık konuş."dedim. ''Cidden bu kadar saf mısın?'' dedi arkasını dönüp. ''Ta-...'' konuşmama izin vermeden eliyle ağzımı kapattı. ''Şshht.'' dedi etrafa bakarak. Anlamayan gözlerle ona baktım.

Sessiz ol anlamında elini çekmeden işaret parmağını dudaklarımın üzerinde bekletti kaşlarını çatarak ona baktım. Biraz geriledi ve silahını çıkardı. Silahı görünce yutkunup duvara sindim. Arkasını dönüp merdivenlere yöneldi. Sırtını merdivenin yanındaki duvara yaslayıp yukarıya çıkmaya başladı.

Ben olduğum yere sinerken ses çıkarmamak için nefes bile almamaya çalışıyordum. Üst kattan ayak sesleri gelince dayanamayıp merdivenlerin başından yukarıya bakmaya başladım. Hızla bir karaltı geçince geriledim. Sanırım beni görmemişti. Hızlı ve sessiz adımlarla üst kata çıktım. 

Etraf karanlık olduğundan hiçbir şey gözükmüyordu. Gözlerimi kısıp etrafa bakarken bir el ağzımı kapattı. Neredeyse suratımı kaplayan elleri çekmeye çalıştım ama başarılı olamadım. Ben tepinirken ışıklar yandı.

Karanlığa alışan gözlerim yoğun beyaz ışıkla kısıldı. Gözlerim ışığa alışınca elindeki silahı bize doğru tutan bir adet -adını hala öğrenemediğim- kumral saçlı çocuk vardı. ''Kızı bırak!'' dedi otoriter bir tonda. Arkamdaki, tam olarak neresinden çıkardığını bilemediğim bıçağı boynuma sürttü. Sinir katsayım arttıkça nefes alışverişim de hızlandı.

Kumral yakışıklıma cevap olarak ''Gel de al.'' dedi. Daha yüzünü görmeden ondan iğrenmeye başladım. Kumral yakışıklım bize doğru birkaç adım attı. Tabi, o adım atar atmaz soğuk metal boynumda çok da derin olmayan bir kesik bıraktı. Acıyla inlerken şu arkamdaki her kimsenin eline dişlerimi gerdim. ''Seni sürtük!'' diye bağırdı ve beni duvara ittirdi. Dengemi sağlayamayıp geriye doğru düştüm. Düşerken de kafamı duvara -sertçe- çarpmayı ihmal etmedim.

Duyduğum silah sesiyle küçük bir çığlık attım. Şu boynumu kesen gerizekalı bacağını tutarak yere düştü.

Kafamı hızla diğer tarafa çevirdim. Kan. Tanrım. Beynim uyarıcı sinyaller verirken elimi kafamdaki şişliğe doğru götürdüm. Hissettiğim sıvıyla içim daha kötü oldu. Elimi başımdan çekip baktım. Parmaklarıma bulaşan kanı görünce daha fazla bakamadım. İğrenme ve korkuyla karışık bir hisle gözlerim kapandı.

                                                               ****

Oldukça çekiçi bir parfüm kokusu burnuma dolunca gözlerimi araladım. Tabiki uyandığımda çıplak ve baklavalı (*-*) bir vücut görmek aklımın ucundan bile geçmezdi. Ürkerek geri çekilmeye çalıştım ama etrafıma sarılı kollar bunu engelledi.

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Gri ve yorgun gözleriyle beni izliyordu. Sanırım gece uyumamıştı. Bunu minik gözaltı torbalarından anlayabilirdiniz. ''Başın nasıl oldu?'' dedi gözlerini ayırmadan. Elimi başıma götürdüm ve elime değeme sargı beziyle gülümsedim ''Artık acımıyor.'' deyip gözlerimi kaçırdım. Kalkabilmem için kolunu üzerimden çekti.

Yavaşça göğsünden kalktım. Kalkarken dikkatimi birşey çekti. Benim üzerimi kim değiştirdi?! Gözlerimi kocaman açıp gri gözlerine baktım. ''Sen.. Sen tam bir pisliksin!'' dedim bağırarak.

Alayla yüzüme bakıp ''Çok seksi bir vücudun var bebeğim. Bunu gizlememelisin.'' dedi. ''Adını bile bilmediğim bir herif benim kıyafetlerimi değiştiriyor ve hala utanmadan konuşuyor! Birde bana bebeğim demesi var tabi!'' diye bağırdım. Alayla gülüp bana baktı ''Merak etme başını çarpınca ateşin çıktı. Düşüremeyince seni 'iç çamaşırlarınla' soğuk suya soktum. Ateşin düşünce kucağımda uyuyakaldın, bende seni giydirdim.''

Yaptığı açıklamayla içim rahatladı ama düşündüğüm şeylerden sonra yüzüm kıpkırmızı oldu.

Bir cesaretler konuşmaya başladım ''Ama bu beni çıplak gördüğün gerçeğini değiştirmez!'' dedim. Güldü. ''İç çamaşırların vardı. Abartma.'' dedi. İç çekip gözlerine baktım ''Peki. Neyse senin adın ne?'' dedim. ''Neden adıma bu kadar taktın?'' dedi. ''Takmadım sadece merak ediyorum. Çünkü beni kaçıran kişinin adını bilmeye hakkım var.''

Pes edercesine ellerini kaldırıp ''Skylar.'' dedi. ''Güzel isim.'' dedim. Gözlerini devirdi. Ona bir gülümseme gönderip arkamı döndüm. Tam kapıdan çıkarken aklıma takılan soruyla ona döndüm. ''Sen neden çıplaksın?'' dedim kaşlarımı kaldırıp.

''Teknik olarak çıplak sayılmam, altımda boxerım var.'' dedi. ''Herneyse. Anlatır mısın?'' dedim. ''Seni yıkamaya çalışırken beni de küvete çektin.'' Alayla sırıtıp devam etti. ''Yıkandıktan sonra uyuyunca seni kucağıma aldım.Sonrada üzerimdekileri çıkardım.''.

''Neden giyinmedin?'' dedim. ''Senin yüzünden.'' dedi. ''Tamam. Ama neden benim yüzümden hala anlamadım''dedim. ''Kafamı ütülüyorsun!'' ciddileşen ses tonuyla ona dönüp gözlerimi kıstım ve ''Tamam. Son soru?'' dedim. Kafasını geriye atıp tavana baktı ''Sor.'' dedi. ''Dünkü adama noldu?'' diye sordum.

Düz bir sesle ''Vurdum.'' dedi. ''Vurduğunu gördüm sonrasında ne yaptın?'' dedim. Ses tonunu bozmadan ''Öldürdüm.'' dedi. ''Nasıl bu kadar rahat olabilirsin?! Birini öldürdün?!'' diye bağırdım.

İç çekip ellerini başının altında birleştirdi. ''Sen gidip açık kapı arasana? Yada kaçmaya falan çalış?'' dedi. Tip tip ona bakarak ''Senin sorunun ne?'' dedim. ''Sensin.'' dedi. ''Anlamıyorum.'' dedim kısık bir sesle.

''Neden ben? Neden bir başkası değil? Sadece yeni bir hayata başlamak istemiştim.. Beladan ve şu atlayıcı mıdır herneyse, ondan uzaklaşmak istedim. Samuelden, evimden ve babamdan uzaklaşmak istedim.'' gözümden düşen bir damla yaş yanağımdan çeneme kayıp oradan göğsüme düştü. Çatlayan sesimle devam ettim ''Lütfen bırak.. Gideyim.''.

Yataktan kalkıp yanıma geldi. Elini çekeme koyup gözlerine bakmamı sağladı. ''Kendini yanlış kişiye acındırıyorsun.'' Yüzünü yaklaştırıp dudaklarıma baktı ''Eğer uslu bir kız olacağına söz verirsen aklımda seninle ilgili bir şeyler  var.'' dedi. Kafam karışmış bir şekilde gözlerine bakarak ''Ne gibi şeyler?'' dedim. Dudağının kenarı yukarı kıvrıldı ve gözlerime baktı.  ''Çok güzel şeyler.''

-JUMPER-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin