-14- ''Soyun.''

238 6 0
                                    

Hepinizden özür dilerim ama sinirlerim çok bozuk. Yazdığım bölüm komple silindi ve sabahtan beri onu yazıyordum. geciktiği için birşey diyemem zaten hesabıma giriş yapamadım birşeyler oldu.. Neyse okursanız sevinirim ve votelerinizi eksik etmeyin <3

"İç. İç. İç. İç... " "Hadi bebeğim!" Shotladığım tekila boğazımdan inerken emdiğim limonla yüzümü buruşturdum. Ellerimi havaya kaldırıp kahkaha attım. "Biraz daha getir!" kelimeleri istemsizce yuvarlayarak söyledim. Önüme yeni içkiler gelince gülümsedim. Sol elime döktüğüm tuzu yalayıp tekilayı dudaklarıma götürdüm. 1 saat boyunca yaptığım şeyi tekrarlayıp limonu emdim. Yeni bardağı elime alırken belimdeki ellerle kıkırdadım. Elimdeki bardağı alan elle yüzümü buruşturdum. Başımı geriye atıp arkamdakine baktım. Sinirden göz bebekleri irislerini neredeyse yok etmişti. "Sky.." Joe'ya sinirli bir bakış atıp tekrar bana döndü. "Onu sana, göz kulak ol diye bıraktım!" dedi bağırarak. Bağırmasından ürksemde aldırmadan kollarımı boynunda birleştirip kendime çektim. Ani hareketimle dengesini kaybeder gibi oldu ama hemen topladı. Biraz daha kendime çekip dudaklarımızı birleştirdim. Öpüşmemizi uzatmadan dudaklarımdan ayrılıp belimdeki kollarını çekti.

Önüme gelip beni kendine çekti. Kollarımı boynuna sarıp başımı boynuna gömdüm.

Tanrım.. Kokusu başımı döndürüyordu. Tenini dişlemek istiyordum ve bu içimdeki sürtüğü uyandırıyordu.

Nasıl olsa daha önce de yaptın. Daha fazlasını.

Ah kapa çeneni.

Hadi ama, bunu yapmak istediğini ikimiz de biliyoruz.

Evet, bunu gerçekten yapmak istiyorum.

Onu dinleyerek dilimi boynunda gezdirdim. Köprücük kemiğinin dört parmak yukarısına gelip dudaklarımı bastırdım. Tek istediğim onu damgalamaktı. Dudaklarımı aralayıp aynı noktayı emmeye başladım. Biraz sonra geri çekilip yaptığım kızarıklığa tatmin olmuş bir şekilde baktım. Başımı tekrardan boynuna gömüp dilimi daha yukarlarda gezdirdim. Kaymışım gibi kollarını gevşetip beni hafif havaya kaldırdı. Tabi ani sarsıntıyla dilimi ısırdım. Ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı. Sonrada arabaya gidene kadar uslu durdum.

Kapımı açıp beni koltuğa bıraktı. Kollarımı ondan çekip kucağıma bıraktım. Kapımı kapatıp sürücü koltuğuna geçti. Araba hareket etmeye başlayınca kafamı cama yasladım ve gözlerimi kapattım.

****

Hafif öne savrulunca gözlerimi aralayıp nerde olduğumuzu anlamaya çalıştım. Sky kapımı açınca soran bakışlarımı ona yönelttim.

''Nerdeyiz?'' i leri uzatarak söyledim. ''Evimde.''

Kafa karışıklığıyla ''Hadi ya beni kandıramazsın.'' dedim. ''Evet Kris.'' deyip kolumu omzuna attı. ''Hah.tabiki de haklıyım.'' dedim. Kolunu belime dolarken. Ağırlığımı ona verdim. Yüzlerimiz yakınlaşınca kıkırdadım. ''Seviyorum seni Sky!..'' diye bağırdım. Gözlerini devirip beni kucağına aldı. ''Ben de seni Kris.''

Evin büyük kapısına yürürken korumalardan biri bize bakıyordu. Ona göz kırpıp kahkaha attım.

****

''Yakışık-lı...'' yüksek sesli kahkahalarımdan birini atıp bağırdım. Yatakta bacak bacak üstüne atıp parmağımla 'gel' işareti yaptım. ''Senin güzel bir duşa ihtiyacın var.'' dedi yanıma oturup. Sağ elimi yanağına koyup diğer elimden destek alarak yaklaştım. ''Duşa ihtiyacım yok.'' dedim. Biraz daha yaklaşıp ''Sadece sana ihtiyacım var.'' dedim. ''Ah hayır senin gerçekten güzel bir duşa ihtiyacın var.'' gözlerimi devirdim. Kolunu belime sarıp ayağa kaldırdı. ''Bırak ya! Girmeyeceğim!'' Beni dinlemeden kolumu çekiştirdi. ''Acıyor!'' Banyonun kapısını açınca klozetin üzerine oturttu. Önümde durdu ve ''Soyun.'' dedi. Dudağımı ısırıp elbisemi yukarıya çektim ve yere attım. Elim sütyenimin kopçasına gitti. ''Bence o kalmalı.''dedi. Kucağına alıp küvetin içine bıraktı. Kafamı geriye atıp gözlerimi kapattım. Birkaç tıkırtıdan sonra tenime değen buz gibi suyla çığlık attım. ''Sky! Seni bok beyinli! Çeksene şunu! Çok soğuk ya!'' bağırırken kalkmaya çalışıyordum ama omuzlarıma bastırıp beni olduğum yere sabitleyince yakasından tuttum ve üzerime çektim.

Kahkahalarımız bütün evde yankılandı. Tabi bu sırada yüzlerimiz çok yakındı ve nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Kollarını belime dolayıp yerlerimizi değiştirdi. Bacaklarımı iki yanına açıp sırtımı kıvırdığı bacaklarına yasladım. Öne eğilip ağzımı araladım. Hızla yaklaşıp beni öpmeye başladı. Dudaklarımla hapsettiğim dilini emmeye başladım. Ağzından minik bir inleme kaçtı.

Dudaklarımı çekip boynuna yöneldim. Bu sırada ellerim de boş durmuyor ve tişörtünü yukarıya çekiştiriyordu. Arabaya binmeden önce yaptığım kızarıklık morarmıştı ve kıkırdamama sebep oldu. Aynı yerin yakınına dişlerimi geçirdim ve emmeye başladım. Onunda benden kalır bir yanı yoktu. Başını boynuma gömmüş ve bacaklarımı sıkıyordu.

Tişörtünü çıkarmak için kendimi geri çektim. O sırada bacaklarımdaki eli belime çıkmış ve kendine bastırıyordu. Koltuk altına gelen tişörtü çekip yere fırlattım. Dudaklarıma yaklaşmaya çalıştığı sırada kendimi geri çektim. Dizlerimin üzerine kalkıp oturdum. Ağzından sesli bir inleme daha çıkmıştı.  Çenesini dişleyip ellerimi karnında gezdiriyordum. Kollarını küvetin iki yanına koyup kendini kaldırdı. Bende bacaklarımı etrafına sardım ve kollarımı boynuna doladım. Hızlı adımlarla yatak odasına gitti ve beni yatağa ittirdi. Savrulan saçlarımla birlikte kahkaham da havada uçtu. Üzerime çıkınca dudaklarımı dişlerimin arasına aldım. Beni kendine çekip ellerini sırtımda gezdirmeye başladı. Sütyenimin kopçasını bulup tek hareketle açtı. Bollaşan südyenimi çıkarıp yere attı.

''Bu adil değil.'' dedim inleyerek. ''Neden?'' diye sordu boğuk bir sesle. Sende iki parça bende bir eşit olmalıyız..'' dedim ve pantolonunun düğmesini açtım. Ellerimle indirebildiğim kadar indirdim sonra ayaklarımla aşağıya doğru ittirdim. Ayaklarını biraz sallayıp pantolonu tamamen çıkardı. ''Artık eşitiz..'' dedi. Başımı onaylarcasına salladım.

Yavaşça üzerime eğildi. Kolyesinin ucu göğüslerimin arasına değince ürperdim. Biraz daha eğilince soğuk zinciri hafif bir şekilde kaydı. Gözlerimi kapatıp açtım. Başımın iki yanına koyduğu ellerini çekip belime bıraktı. Gözlerimi kapatıp devamını bekledim. Tamamen çıplak kalınca bacaklarımı açıp oradaki yerini aldı. Aramızda sadece minik bir kumaş parçası kalmıştı.

-Skylar-

Başımı boynundan uzaklaştırınca yaptığım kızarıklıklara tatmin olmuşcasına gülümsedim. Aramızda sadece ince bir kumaş parçası vardı. İstersem ona sahip olurdum. Vücudu benim için hazırdı.. ama ruhu henüz hazır değildi. Korkuyordu. Farkında değildi ama kendini kasıyordu. Çırılçıplak altımda yatarken onu bırakmam çok zordu. Fakat bu kadarı yeterliydi.. Onun için. Daha fazlası için beklemem gerekti. ''Kris..'' kulağına fısıldadım. Cevap vermedi. Nefes alış verişi uyuyan bir insanınki kadar yavaştı. Gülümseyip başımı göğsüne gömdüm. Sızmıştı. Bacaklarını bırakıp üzerinden kalktım. Küçük bir şakadan zarar gelmezdi :D Boxerımı çıkarıp yere attım ve Kris'i kendime çektim. İnce saten örtüyü üzerimize örtüp yanımdaki gece lambasını kapattım. Başını göğsüme koyup bacağını üzerime attı. Bende kolumu beline sarıp biraz daha kendime çektim. Yorgunluktan ve uykusuzluktan gözlerim yavaşça kapandı.

-JUMPER-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin