17. Bölüm

1.7K 69 4
                                    

Duru' nun azından
İkince kez havuza girdikten kısa süre sonra telefonumun çaldığını fark ettim. Havuzun içinde arkamı döndüğümde Doruk' un ayakta, telefonuma uzanırken gördüm.

"Sakın Doruk!!" Dedim ama çok geç. Telefonumu açtı! Ne hakla!?!!?! 
Hızlı bir şekilde havuzdan çıktım ve telefonu çektim.
Korku içinde kulağıma götürdüm.
"Alo?"
"Alo."
"Mert?"
"DURU!!!!!!"
"Mer-"
"Telefonunun o lavukta ne işi var!??!?"
"Düzgün konuş karşında kız var. "
"Başlatma kıza erkeğe. Söyle çabuk. Neden telefonunu o açıyor???"
Çok sinirliydi ve inanılmaz bağırıyordu.
"Kusura bakma havuzdaydım. Fırsattan istifa de aramaya yanıt vermiş   Seni sinir etmek için yaptığını biliyorsun ve bunu bile bile sinirleniyorsun biraz sakin olur musun?"
"Olamam! Sen de neden o çocuğun yanında yüzüyorsun?"
"Neden cevap vereyim?"
"NE! NE DİYORSUN SEN DURU ?"
"Sen bana Doruk'la nerden tanıştığını ve bu düşmanınızın nasıl olduğunu anlatıyor musun ki ben de sana cevap vereyim!?!?"
"Her seferinde şunu hatırlatmasan ya. Gelince İstanbul'a anlatacağım dedim. "
"Şimdi anlat. Cevap vermem. "
"Tamam Duru cevap verme istemiyorum. "
"İYİ!"
"İYİ!"

Tamam, hesap sormakta haklı ama bende haklıyım. Bora ile ne iş çevirdiklerini ve Doruk'la nereden tanıştıklarını bana anlatmadığı sürece ben de ona açıklama yapmak zorunda değilim.

Hızlıca odama çıkıp duşa girdim. Banyodan çıkmış havluya dolanırken büyük bir patırtı geldi. Odanın içine girip patırtının olduğu yere döndüm. Doruk, içi kitaplarımla ve birkaç ıvır zıvırla dolu olup da koridorda taşınmayı bekleyen kolileri yatağın yanına koyuyordu. Ona baktığımı fark edince iki kez bana ve yaptığı işe baktı, hızlı hızlı. Koliyi yere bıraktı ve kalıcı şekilde bana döndü. Vaziyetimi süzmeye başladı.

''Öyle bakma bunu bir özür olarak kabul et. ''Dedi Doruk.

''Özür olarak kabul edeceğim tek şey beni rahat bırakman.''

''Duru, benden kurtulmak mı istiyorsun?''

''Bunu hala anlamamış olman beni şaşırtıyor. Açıkça belirttiğimi sanıyordum. ''

''tekrar söyle o zaman. Benden kurtulmak mı istiyorsun? ''

''Evet.''

''kurtulabileceğini düşünüyor musun?''

''belki. ''

''Demeye çalıştığım şey şu: Benden kurtulmanın hiçbir yolu yok. O yüzden beni bir an önce kabullensen ikimiz içinde iyi olacak.''

''Seni asla kabullenmem. Seni hayatımda istemediğimi açıkça tekrar tekrar belirttim Doruk. ''

'' o zaman sinirlerinin bozulmasına izin vermiş olursun. Demedi deme.'' Dedi ve odadan çıktı. Peşinden Bora içeri girdi.

Duru belki de haklıdır. Hayatından çıkarmaya çalışmasan da kabullensen ya.

Şero, sen ne ediğinin farkında mısın?

Bak demek istediğim şu: onu hayatından çıkarmak veya kabullenmektense intikam almayı denesen ya. En azından bir kez düşün. Bir müddet hayatında olacak. Aynı okuldasınız, şu anda aynı evde kalıyorsunuz, karşı komşun olmasını az kaldı, ayrıca anneleriniz çocuktan beni çok yakın arkadaşlar ve Doruk bunu yeni öğrendi. Annesi ne zaman buraya gelse oda gelecek belli ki. Kurtulmanın tek bir yolu yok boşuna çabalamış oluyorsun. İntikam yeni Duru'ya iyi gelecek

Aslında haklısın. Bunu bir düşünmeliyim. Kulağa bir daha basit geliyor. Madem söylemekle benden uzaklaşmıyor, o zaman zorunda kalır. BULDUM! İşte bu ya!! Harika bir fikir.

Değişim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin