Marry Me

Part 2

Otele vardıklarında taksicinin arabayı sanki hala varmamışlar gibi yaparak çalıştırdığını ve taksimetreyi kapatmadığını gördüler. Adam onları kandırıyordu. Afra ünlü Michael sarılmalarından birini yaparak adamı boğarken Ahsen kahverengi botundaki tokayı çıkartıp bununla adama bir yumruk çaktı. Afra ve Ahsen hızla taksiden atladılar. Son anda insanlıkları tuttu ve geri dönüp taksi parasının bir kısmını verdiler ancak sonra Robin Hood'un o yörelerdeki yakışıklı olduğunu umdukları versiyonu gelip çalsın diye açıkta bıraktılar.

Otel odasına girince Afra son hızla bademlere ve diğer türlü türlü kuruyemişlere yönelirken Ahsen'e bir bakış attı ve gülmeye başladı.

''Aaaahhseeeeeğeğeğeen! Titriyorsun, farkındasın değil mi?''

Ahsen, Afra'nın bu garip böğürmelerine alışkındı ama oteldekiler değil. Yan odadakiler Afra'nın sesini çok beğenmiş olmalılar ki kafalarını duvarlara vuruyorlardı. Ahsen telefonunun çaldığını fark etti ama yine de kendini bir cevap vermekten alıkoyamadı.

''Ne yani sırf çok popisin diye bir de zeki mi olman gerekiyordu?''

Afra'nın meşhur 'Mal mısın?' sorusu gelemeden Ahsen telefona baktı.

Arayan kişi Ulu'ydu. Sarışın, mavi gözlü, güzel, küçük gelin örgülü kız. Genelde taktığı inek gözlükler ve üstünde bir kamera olan siyah kaplı defteriyle bilinirdi. O, inek gibi görünmesine karşın içinde anarşist yaşayan bir Asi'ydi. Asi, 'Yol Gösteren' anlamına gelen Manivulaca bir kelimeydi ve 'Aviçiğ' şeklinde okunmaktaydı. Gerçek adı Sena olan bu Asi'miz telefonun açıldığı mikrosaniyede trip atmaya başladı.

''Ahsen abla yaaağ-! Aşk olsun! Bensiz nasıl T Abla'dan kaçıp gidersiniz?! Ben sana Taksim'e gidicez diye söz vermemiş miydim? Oralar benim mekanım dememiş miydim? Siz bensiz gidin tabi gezin eğlenin... Ben de burada Mur Gvrcn'in verdiği Canga'lar veFuseTea'ler yaşayayım.. Öyle olsun. Hani çaklıt milk party yapacaktık?!''

Sena derin bir nefes aldı ve Eminem'i ufak bir kız gibi ağlatma potansiyeline sahip hızda attığı tribine dönemeden Ahsen olaya el koydu.

''Senaaaaaa!! Ben de tam sana mesaj çekiyordum. Bak şimdi canım, güzel kardeşim, entarisi dım dım yarim, bak. Biz şimdi Afra'yla sana bir Vine atıcaz, tamam mı? Orada 25. Kare var. Onu bul ve print screen'le fotosunu çek, Google'a 'İllu Villu Trilillu' yaz ve çıkan resme 9 3/4 <9 üç çeyrek> saniye bak. Ardından benim twitter profilime gir. Hesabımdan attığım ilk tweet'i bul. Onun içinde bir gizli mesaj saklı. Bu mesajda benim için çok değerli birinin şimdiki adresi var. Oraya git. Vine'daki 25. Kare sayesinde bu kişinin kim olduğunun ipuçlarını görebileceksin. Onu al ve sana yolladığımız uçak biletiyle beraber yanımıza gelin. Sen Asi'sin Sena. Kaderini kabullen ve bu zor görevi başar. Sana inanıyoruz. Her şey yeni başlıyor.''

Ahsen cümleyi gizemli bir ses tonuyla bitirirken aradan Afra efekt yaptı. Ve telefonu kapattılar.

Afra'yla bakıştılar. Ve Vine çekmek için hazırlandılar. İkisi birlikte Harry ve Mikey gibi giyindiler ve bir vine çekerek Sena'ya yolladılar. Afra yorgunluktan bitap telefonunu açıp twitter'ını bile kontrol edemeden uykuya daldı ki bu One Direction grubunun aslında tek bir konuşan ve şarkı söyleyen sincap olması kadar imkansızdı. Ahsen gidip Afra'nın üstünü örtmek için bir örtü getirdi ama sonra bir an için Afra'ya gıcık olacağı tuttu ve midesini örtüp kıçını açıkta bıraktı. Sonra gidip jakuziyi doldurdu, içine girdi ve şekerleme yapmaya başladı.

Afra'nın korku dolu çığlığıyla uyanan Ahsen, panik içinde yerinden doğruldu. Ahsen'in sinsi fesat planları sonucu Afra rüyasında Twitter hesabının hacklendiğini ve hackleyen kişinin Luke'u engellediğini görmüştü. Ahsen, banyoya geri döndü ve adi boyanın akmaya başladığını fark etti. Jakuzideki su pembeye dönmüştü. Afra ve Ahsen pembe jakuziyle birlikte bir foto çekildiler ve hemen instagrama attılar.