"SENİN KOLLARINDA OLMAK GERÇEKTEN ÇOK HUZUR VERİCİ. TEK HUZUR BULDUĞUM YER."
"BİLİYORUM. SENI SEVIYORUM."
"BEN DE"
"HADİ AMA BEN DE NE?"
"LÜTFEN BUNU SENDEN ÖNCE SADECE BİRİNE SÖYLEDİM.ZAMANI VAR."
"HADİ AMA O Bİ KIZDI."
Sanırım zamanla acım diniyor. Ya da ben onu gömerek ölü sayıyorum. Sadece Batu'nun yanında bu acı hiç olmamış gibi. Onunla her anımı yaşarken Hayal' de olduğu gibi olmasından korkuyorum. Her zaman dediğim gibi. 'Hayat hiç adil değil'
3ay öncesiİstersen nefes almadan sonsuza dek yaşayabilirsin.
Sonsuza dek...
Yaşayabilirsin...
Nefes almadan..."Naaa nasıl? Ama ben sadece bu ızdıraptan kurtulmak istiyorum. Yaşamak değil."
"Asena!" Kafamı duvara çarparak
uyandım. Uzun zamandır yaşadığım
bazı olaylar beni bu rüyayı görmememi sağlamıştı. Küçüklüğümden beri hep sonsuza dek yaşamayı hayal ederdim. Ve Küçüklük anılarıma daha doğrusu anılarımıza dönünce bu etki de kalmış olmalıyım."efendim anne"
"Kızım 27 saattir uyuyorsun ve bütün gece hayal diye sayıkladın. İnat etme de bugün bi doktora gidelim. Kalbinin doktoruna o yarayı sarmalısın kızım. Tabi gerçek doktora da gitsek iyi olur."
"Anne, beni yalnız bırakır mısın?" Annem kapıyı çekip çıktı. Şimdi yalnızım. Duygularım olmasa gerçekten yalnızım.
Evet. Hayat bazen acı bazen tatlı.
İnsan her zaman istediği şeyi elde edemeyebilir ve ya o peri masallarındaki gibi o mutlu sonu bulamayabilir. Mesela ben yani Asena daha 18 yaşındayım. 19 uma 10 gün var. Yeni bır üniversiteye başlayacaktım. Üstelik burs kazanmıştım. Hayat insana bazen istediği şeyleri vermez bazen derken tam da burdan söz ediyorum. Benim hayat sınavım 2. Sınıfta başladı. Önce annem hastalandı ve sadece yurt dışındaki ilaçlarla yaşamaya başladı. Sonra babam da kıkırdak zedelenmesi ortaya çıktı ve daha da ilerleseydi şu sokaklardaydım ama buna rağmen yanımda olan biri vardı. Benim en iyi arkadaşım HAYAL. 18 sene hiç ayrılmadık. Beraber yattık beraber kalktık. En büyük sırlarımızı açtık. En iyi arkadaşlara taş çıkaracak kadar iyiydik. O öleli 1 ay oluyor. Ama ondan ayrılalı 5 ay. Ölüm haberi gelene kadar ona ulaşmak için her şeyi yaptım. Sadece yurt dışına çıktığına ulaşabilmiştim. Onu da annesi söylemişti. Arkasında hiçbir iz bırakmamıştı. Ailesiyle her zaman irtibattaydım. Onlarda hiçbir şey biliyorlardı. İşte o zaman hayat damarlarımın koptuğunu hissetmeye başlamıştım. Bır şey tek tek damarlardan kanının geçişini engelliyor gibiydi. O zamandan beri tam bir yaşayan ölü olmuştum. Olay şöyle başlamıştı: Hayal ile gideceğimiz üniversiteleri konuşuyorduk. Ve bizim küçükken birbirimize verdiğimiz bazı sözler vardı. Aynı okulları okumak gibi. Ama Hayal başka ben başka okulları istiyorduk ve bu farklı meslek demekti ve söz bozuluyordu. Hayal çoktan kararını vermişti. Yurtdışında moda eğitimi alacaktı. Bense Acıbadem tıp. Bu yüzden bir süre görüşmemiştik. Hayal ise yurtdışında okulu ziyaret etmeye gitmişti Bana söylemeden. Hayal'i aramaya karar verince annesi bana
söylemişti ve bu ona olan kızgınlığımı arttırmıştı. Sonra da onu bir daha aramamıştım. Lakin internette haberini görene kadar. Ünlü bir yapımcıyla çekilmiş bazı fotoğrafları boy boy internette geziyordu ve bir bar kapısının önünde çekilmişti. Ona daha çok kızmıştım ve ona dair her hatırayı atmıştım. Kolye hariç. O birliteliğimizi simgeleyen ilk şeydi ve ben neredeyse hiç boyumdan çıkarmamıştım. O kolye bana anlamsızca hep huzur vermişti. Yine o yapımcıyla trafik kazasında öldüğünü internetten öğrenmiştim. O zaman kalbimin içi sızladı. Bir an dengemi kaybetmiştim. Başım dönüyordu ve bağırıyordum. Son hatırladığım şey gözlerimin karardığıydı. Gözlerimi açtığımda...