-2-

139 11 4
                                    

Hagrid ile tanıştım. Artık mutlu ölebilirim.
Trenden indiğiimizde zaman bir adamın sesi duyuldu "Eşyalarınızı bırakın onlar Hogwarts'a getirilecek. Herkes sandallara en fazla 3 kişi binsin!" Bu ses büyük ihtimalle Hagrid olmalıydı. Biraz yürüyünce farkettim. Bu oydu. Koşarak ona sarıldım. Şaşırmış bir sesle "Ne yapıyorsun?" diye sordu. Ben "Ben Marie Clifford. Bir kahraman ile tanıştığım için mutlu oldum. Sarılmak istedim." dedim. Güldü. "Tamam. Zaten derslerinizden birine ben giriyorum. Yani bol bol konuşuruz. Hadi şimdi sandala koş." dedi. Bende koşmaya başladım. Şanslıydım. Minevra ve George'un sandalında bir kişilik yer vardı. Bana ayırmışlardı. Onlarla çok iyi anlaşacağıma şimdiden emin olmuştum.
Sandalla varmadan sonra. Hogwarts binasına resmen girdik ve ortak yemek salonuna girmek için beklemeye başladık. O sırada Profesör Mcgonagall geldi. Tarih kitabındaki fotoğrafını görmüştüm. Hiç değişmediğini farkettim. Sonra konuşmaya başladı "Merhaba 1. sınıflar, ben Profesör Mcgonagall. Gryffindor binasının yöneticisiyim. Şimdi bu kapıyı açıcam ve hepiniz ortak salona geleceksiniz. Adınızı söylediğim zaman seçmen şapkanın altına oturmaya geleceksiniz. Ve binanız belirlenecek. Unutmayın! Binanız sizin evinizdir. Dönem boyunca binanızın arkadaşlarıyla beraber kalacaksınız, aynı yerde uyuyacaksınız, yemek yiyeceksiniz. Ayrıca kendi binanıza puan kazandırmaya bakın. Yıl sonunda en çok puan alan bina kupa ile ödüllendirilecek. Bol şanslar!"dedi ve kapıyı açtı.Hepimiz, seçmen şapkanın önüne geldik. Profesör Mcgonagall parşömeni açtı ve ilk olarak "Lysander Scamender!" diye bağırdı. Ve George'a benzeyen bir kız seçmen şapkanın altına oturdu. Seçmen şapka hemen bağırdı "Ravenclaw!" Lysander bunu beklercesine gülerek Ravenclaw masasına geldi. Masadakiler onu alkışlıyordu. Sonra Profesör Mcgonagall "Minevra Longbottom!" diye bağırdı. Bağırırken hafiften sırıttı. Onu Gryffindor binasında istemeye başlamıştı. Bu apaçık ortadaydı. Minevra seçmen şapkanın altına geldiğinde seçmen şapka hiç düşünmeden "Hufflepuff!" diye bağırdı. Minevra gülmeye başladı. O sırada Hufflepuff masası sıkı bir alkış tufanı yaratmaya başlamıştı. Profesör Mcgonagall'ın ise suratı asıldı. Sonra "George Longbottom!" diye bağırdı Profesör Mcgonagall. George koşarak seçmen şapkanın yanına gitti. Seçmen şapkanın altına girdiğinde seçmen şapka çok hızlı bir şekilde "Slytherin!" diye bağırdı. O sırada George'un suratı asıldı. Slytherin masasında çığlıklar kopuyordu. Hemen bina masasına geçip oturdu. Sonra 10 kişi daha binalara dağıtıldı. Ben tam Umarım Slytherin'e gitmem! diye dua ederken, "Marie Clifford!" diye bağırdı Profesör Mcgonagall. Sıra bana gelmişti. Karnım korkunç derecede ağrımaya başladı. Hemen koşarak seçmen şapkanın altındaki sandalyeye oturdum. Seçmen şapka konuşmaya başladı "Hmmmm. Adaletli ve fazla kırılgan ayrıca zeki ve cesur. Senin için en uygun yer Hufflepuff!" diye bağırdı. Çok rahatlamıştım. Anneannem yüz karası olduğumu düşünecekti ama istediğim binaya gelmiştim. Kendimden çok George'a üzülüyordum. En büyük hayali Hufflepuff olan bir kişi nasıl Slytherin'e girebilirdi?Aslında kendime üzülmüyorum. Bu çok garip bir duyguydu.
Hufflepuff binasının masasından yüksek sesli alkışlar yükseliyordu. Koşarak Minevra'nın yanına oturdum. Minevra üzülmüştü. Kardeşinin orada mutlu olmayacağını düşünüyordu. Ben "Merak etme, seçmen şapkanın bir bildiği vardır ayrıca ders aralarında, gece dolaşma yasağı başlayana kadar ve ortak yemek salonunda dilediğin zaman onu görebilirsin. Ben de gelirim. Söz veriyorum." dedim. O da gülerek "Sanırım haklısın." dedi. Elbette haklıydım.
Biraz yemeklerden aldıktan sonra çoktan yeni birkaç arkadaş edinmiştik bile. Yemeklerinizi yerken ve biraz eğlenmeye başladığımız zaman Şişman Keşiş ziyaretimize geldi. Benim yanıma oturdu ama oturmadı. Sonuçta o bir hayaletti.
"Merhaba küçük hanımlar. Hufflepuff binasına geldiğiniz için mutlu musunuz? "diye sordu. İkimiz de evet anlamında başımızı salladık. Şişman Keşiş " Hala öğrenci seçimleri devam ediyor. Umarım yeni arkadaşlar gelir. " dedi telaşlı bir şekilde. " Umarım. "dedi Minevra. Pek yeni arkadaş edinmek istemiyor gibiydi. Sesinin tonu garibime gitmişti.
Sonra bina dağıtımları bitti Hufflepuff binasına yeni biri gelmemişti.
Profesör Mcgonagall çok uzun ve açıkçası dinlemediğim bir konuşma yaptı. Sadece bugün ders olmayacağını duymuştum. Ardından hepimiz binalarımızın ortak salonlarına götürüldük. Minevra ve ben koşarak kızlar yatakhanesindeki yan yana yatakları seçtik. Ben ortak bina salonuna gelmek istemedim Minevra da öyle. Ben tarih kitabımı karıştırmaya başladım.
Minevra ben tam Hufflepuff bölümünü bitirmişken "Hadi George'un yanına gidelim!" dedi. Belli ki kardeşiyle aynı binaya gitmeyi çok istemişti.
Duvardaki saate baktım. Saat 10.00'dı. Artık dışarı çıkma yasağı başlamıştı. Gidemezdik. "Saat 10 oldu kendi ortak salonumuzda bulunabiliriz ama dışarı çıkamayız. Bence en iyisi biraz uyumamız. Sonuçta yatın ilk dersimiz Profesör Longbottom'un dersi." dedim. Güldü. "Derste ona baba demeden durabilecek miyim bilmiyorum." dedi.
İçten içe onun gibi olmak istedim bir an için. Düşünsenize bir Hogwarts kahramanının kızı olmak nasıl olurdu?
Bu düşüncelere dalmışken korkunç derecede uykumun geldiğini hissettim. Minevra'ya baktım. O çoktan uyumuştu bile. Güldüm. Sonra uykuya daldım.

Bir Hufflepuff'lının GünleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin