-1-

11 0 0
                                    

Kapıyı sert bir şekilde kapattım ve dışarı çıktım.

Lanet olsun ki montumu içerde unutmuştum ve dışarısı çok soğuktu ama gururum oraya dönmemi kesinlikle engelliyordu. Hadi ama tacize uğramıştım kim dönerdi ki ?

Esen rüzgârla birlikte çantamın askısını biraz daha sıktım. Hep beni buluyordu bu aksilikler !

Eve gitmek için durağa kadar zar zor da olsa gelebilmiştim. Şimdi tek yapmam gereken -bu soğukta- otobüsün gelmesini beklemekti.

Ve evet yağmur yağmaya başladı harika !

Pazartesi günleri gerçekten lanetli falan olmalıydı. Hem şu lanet otobüs neden hala gelmemişti ki ?

Biraz sonra otobüs geldiğinde kendimi içeri attım ve boş bir koltuk bulup oturdum. Evet başıma bir çok olay gelmişti bugün baya da yorulmuştum.

Tabi iş görüşmesi için gidip tacize uğramakta ayrı bir ironiydi. Sadece okulumdan arta kalan zamanlarda çalışmak istiyordum. Ama iş bulmak o kadar da kolay değildi tabi.

Evimin orda ki durağa geldiğimizde indim ve karşıya geçtim. Anahtarımı bulup kapıyı açtım ve merdivenlere yöneldim.

En sonunda bizim kata geldiğimde hızlanan nefes alışverişlerim eşliğinde kapıya dayandım ve anahtarı kapıya yanaştırdım. Tanrım asansör istiyorum !

İçeri girer girmez ayakkabılarımı fırlattım ve hemen salona kendimi attım. Karşı koltuğumda horlayan yaratığı görmezden gelip gözlerimi kapattım. Tabi keşke horlama sesini de duymamazlıktan gelebilseydim. En sonunda dayanamayıp yastığı ona fırlattım. O dediğim benim en yakın arkadaşım oluyordu. Liseden beri tanışıyorduk ve şans eseri aynı üniversiteye gidiyorduk. Ben Hukuk okuyordum o ise Uluslararası Ticaret okuyordu. Durum böyle olunca da aynı evde kalıyorduk. Bu ikinci yılımızdı aslında ilk yıl yurttaydık ama çıkan kavgada atılmıştık. Bizde ailelerimize yaptığımız 2 saatlik ikna konuşmasından sonra ev tutmaya karar vermiştik.

Buraya alışmıştık. Okula yakındı hem insanlarda çok iyiydi. Karşı komşularımız hariç.

Karşımızda 5 kişi kalıyordu. Özgür, Berke, Elif, Çağdaş ve Anıl.

Onlarla anlaşmak zordu hele ki Özgür'le. Kahretsin ki çok yakışıklıydı. Ve kaslı ve çok asi.

Kendimi ona beğendirmeye çalışmıyordum ama bizim horlayan yaratık yani Cansu bir kaç kez bana bakarken onu yakalamıştı. Ve kendi kendine gelin güvey olmuştu. Onun Çağdaştan hoşlandığını biliyordum ki o da fena sayılmazdı. Aslında hepsi yakışıklıydı ve Elif de çok güzel bir kızdı. Mavi gözlü ve kumraldı. Mankenleri aratmayacak bir fiziği de vardı. Anıl ile sevgiliydiler. İtiraf etmek gerekirse kıskanıyordum. Ama Elif bize iyi davranıyordu. Tabi 4 erkeğin içinde yaşıyordu, zor olmalıydı. Apartmanda ki tek gençler bizdik. Bazen bizi onlara çağırıyordu ama biz katılmıyorduk. Özgür ve Berke'nin delici bakışları beni geri itiyordu.

Zaten Berke ile Özgür kardeşlerdi. Genlerinde var adamların.

Kendimi tam uykuya bırakıyordum ki kapı çaldı. Zorla da olsa kalkıp kapıyı açtım. Elif o mavi gözlerini dikmiş bana bakıyordu.

"Hey Naber ?" Dedi o sevecen sesiyle.

"İyiyim sen" dedim aynı samimiyetle.

"Şey diyecektim bize gelsenize bu akşam."

"Yani bilemedim şimdi." Dedim.

" Hadi ama hep böyle yapıyorsunuz. Dört erkeğin arasında sıkıldım valla ağda muhabbeti yapacağım onlarla neredeyse" diyip güldü. Bende ona eşlik ettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 29, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

~FIRTINA~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin