- İPUCU -

" Anne "

################

Evet arkadaşlar, yepyeni bir hikayeyle başlıyoruz. Daha doğrusu sizin için yeni ama benim için fazlasıyla eski. Geçtiğimiz yaz tatilinin başından bu yana yaklaşık 8 ay gibi bir süredir uğraşıyordum kurgusu için. Ama yeni yeni dökebildim kelimelere. Ve anca vakit bulabildim de diyebilirim. Başlarda yayımlayacağım bir kaç bölüm tamamen sizin elinizde olacak. Yani birbirine bağlamak ve anlamak. Geçmişten alıntılarla başlayacağız ama sonrasında başlayacak asıl kurgumuz. " Katil " kelimesi bir çok kitabın kurgusunda yer alırken bizim yazımızın tamamıyla kendisi olacak. Zaman zaman anlama işini tamamen size bırakacak, bazen de kendim açıklayacağım olayları. Ama büyük bir bölümü elbette Sizde bu yüzden kitabın adı " İPUCU ". Karakterler konusuna gelirsek belli başlı olarak hazırlar ama henüz yakıştırdığım, ayarladığım kimse yok. Ve zaten şuan için pek de ön planda değil kim oldukları. Bir intikam hikayesi gibi bir cümle kullandım açıklamada. Tam anlamıyla iliklerinize kadar intikam hırsını hissedeceğinizi düşünüyorum. En azından bunun için elimden geleni yapacağım. Kan ve ölümler hat safhada olacak bilginize. Umarım beğenirsiniz iyi okumalar  :) :)

#############

Sokakta birkaç çocukla atışan genç adam, sinirle eve geldi. Kapıyı kırarcasına çarpıp " o geri dönecek " diye söylenerek odasına çıktı. Çantasını öylece savururken bir yandan da montunu silkelercesine üzerinden çıkardı. Hala sinirine hakim olamamış söylenmelerine devam ediyordu. " Aptallar ! " diye abartılı bir şekilde bağırdı. Aslında o çocuklar daha fazlasını hak ediyorlardı, ama annesinin duyma ihtimalini gözden geçirince ayıp olur diye kendini engellemişti.

Annesi aklına gelince bir an duraksadı. Her gün eve dönüş saatinde yemeğini hazırlar ve oğlunu kapıda karşılardı. Ama şuan ortada ne mutfaktan gelen o mis kokular ne de annesi yoktu. Şaşırmıştı genç adam, annesi hiç böyle yapmazdı. Mutfağa inip etrafa bir göz gezdirdi. Banyoda olabilir diye düşünerek kendine yiyecek bir şeyler hazırlamaya koyuldu. Pek de anlamazdı bu işlerden. Buzlukta kesinlikle kete, börek vardır diye düşündü genç adam. Annesi bir misafir gelir diye düşünerek her zaman hazırlıklı olurdu. Ve tıpkı düşündüğü gibi olmuştu. İki tane keteyi çıkarıp fırının içine koydu.

Annesini hala göremeyen genç adam banyonun kapısına gitti. Kafasını kapıya yaslayıp içerde biri olduğunu kanıtlayacak her hangi bir ses duymaya çalıştı. Bir sus sesi olabilirdi mesela. " Anne orda mısın? " diye bir soru yöneltti ufak telaşlı bir ses tonuyla. Cevap gelmeyince kapıyı açıp içeri baktı. Duşa kabinin kapalı olduğunu fark etti. Bir yandan da gelen sinir bozucu damlama sesini arıyordu. Musluğa baktı bir sızıntı falan olabilir diye düşündü. Kabini açtığında boş olduğunu gördü. Ayrıca damlama sesi de buradan geliyordu. Korku yavaş yavaş bedenine yayılmaya başlamıştı.

Tekrar mutfağa dönüp fırından keteleri alıp yemeye başladı. Bir yandan da telefonuna bakıyordu. Belki annesi arardı da haber alırdı. " Bunu neden daha önce düşünemedim " diye söylenmeleri arasında, annesinin numarasını tuşladı. " Aradığınız kişiye şu anda... " diye başlayan ses bandı henüz sonlanmadan telefonu fırlatmıştı genç adam.

Evin her odasını tek tek dolaşıp annesini bulamayan genç adam, birkaç ev ileride olan annesinin arkadaşına gitmek için evden çıkar. O anki telaşla üzerine mont almadığını kapıyı çarptıktan sonra fark eder. Zaman kaybetmemek için hissettiği soğuğu umursamadan yürümeye devam eder. Eve yetiştiğinde öncelikle kendini sakinleştirmesi gerektiğini düşündü. Eğer annesi burada yoksa insanları da telaşlandırmaması gerekiyordu.

Birkaç kez öksürüp, ellerini cebine yerleştirdi. Olabildiğince rahat gözükmeye çalışacaktı. Sakin kalmayı başardığında zili çaldı ve beklemeye koyuldu. Bir yandan ayağıyla ritim tutuyordu. 2 dakikaya yakın süre geçmişti. Evde değillerdir diye düşündü yoksa "şimdiye kadar çoktan açılırdı " diye söylendi kendi kendine. "Ozan'ı arayabilirim" dedi kendi kendine konuşurcasına. Ceplerini kontrol etti ama aklına annesine ulaşamadığında oluşan o sinirle attığı aklına geldi. Sesli bir şekilde " offf " çekti.