Teenage Dirtbag • Jikook

vierundzwanzig

"Jeon Jungkook'un sipariş ettiği 7 katlı pasta geldi efendim, mutfağa mı götürsünler yoksa arabada mı beklesin?"

Apartmanın kapısının önünde duran pembe renk pastane arabasının camından sarkan adamın dediklerini duyan Jimin'in sol gözü çoktan seğirmeye başlamıştı. Yeni bir işe başlamasını ufak ve sevimli bir partiyle kutlamayı amaçlarken alt komşusunun kostüm partisi gibi çılgın bir konsepti ısrar ettirmesi sonucu tüm toplantı salonunu dolduracak kadar insanın geleceği bir parti organize edilmişti.

Jimin'in eski iş arkadaşları, kankaları, apartmandakiler-10 numaralı dairedeki ahjumma bile- Jungkook ve yandaşları, Jungkook'un eski sınıf öğretmeni, hatta parti eşyalarını aldıkları mağazanın sahibi adam bile partiye geliyordu. Bunun karşılığında malzemelere para vermemişlerdi.
Apartmanın toplantılarının yapıldığı geniş salonun sınırları zorlanacağa benziyordu.

"O pasta mezarın olacak, Jeon."

Jimin kendi kendine fısıldarken arabadaki adam hala ona bakıyordu. Üstelik Jimin henüz kostümünü giymemişti ama bu halde bile soylu bir prens gibi göründüğünden herkesin gözleri onun üzerinde oluyordu.

Parayı ödedi ve adama pastayı mutfağa götürmelerini söyledi. Jungkook kim bilir ondan habersiz daha neler sipariş etmişti. Bulduğu ilk fırsatta onu köşeye kıstırıp hesabını soracaktı.

Cüzdanını arka cebine sıkıştırdıktan sonra apartmandan içeri girdi ve parti salonuna yöneldi. Bu geceki partiye arkadaş grubundaki Eun Hye'nin de geleceğini biliyordu bu yüzden kızı tavlamak adına bu gece onun için şanslı bir gece olabilirdi. Bir süredir onun ilgisini çeken kız, partiye davet edildiği saniyede Jimin'in teklifini kabul etmişti. Dolayısıyla Jimin şimdiden heyecanlanmaya başlamıştı. Kendine güveni tamdı fakat herhangi bir aksilik çıkabileceğinden şüpheleniyordu. Özellikle partisinde Jungkook ve Sehun ikilisi varken.

Ön ceplerinden birindeki telefonunu çıkardı ve arkadaşını aradı. Eun Hye ile arası en iyi olanı aramayı seçmişti. Kızın bu gece nasıl bir kıyafet giyeceğini öğrenmeliydi yoksa onu bulamayabilirdi. Herkesi dolaşıp kızı ayırt etmeye çalışmak istemiyordu.

"Dostum?"

"Yoongi." Gülümsedi. Hedefine adım adım yaklaşmak onu mutlu ediyordu.
"Bu gece geliyorsun değil mi?"

Yoongi güldü. "Geliyorum. Beleş içki ve abur cuburu kaçıramazdım."

"Ah." Boğazına takılan tükrüğünde boğulmak üzereydi. O içkilere verdiği parayla kendine yeni bir televizyon bile alabileceğini düşünüyordu. Ya da Jungkook'un mahvettiği halısını yenileyebilirdi. " Eun Hye'nin giyeceği kıyafeti biliyor musun diye soracaktım."

Telefonun ucundaki biraz düşündü. "Hayır, söylemedi ama değişik bir şeyler giyeceğinden bahsetmişti. Farklı bir kombin."

"Farklı?"

"Mesela... Cadı şapkasıyla pamuk prenses kostümü ya da kramponlu bir Sindirella..."

Jimin'in kaşları çatıldı. Fikirler çok saçma olsa bile eğer kız böyle bir şey yaparsa onu tanıması gerçekten çok kolay olacaktı.

"Teşekkürler, görüşmek üzere!"

Telefonunu tekrar cebine koyarken sırıtıyordu. Bu kostüm partisi işini sevmişti.

👽👽

Jungkook, evde volta atarken sinirle ofladı. Partinin gözdesi olmayı planlıyordu, ta ki kargonun getirdiği kostümü görene kadar.

"Çıldırıyorum!" diye bağırdı. Sehun elindeki telefona bakıp kendi kendine gülüyordu. Onu önemsediği falan yoktu. Kendi kostümü gelmişti ve tam da istediği gibiydi.

"SANA DEDİM. O AHJUSSINİN GÖZLERİ İYİ GÖRMÜYOR DEDİM!" Ellerini saçlarına daldırdı. "YANLIŞ KIYAFETİ İŞARETLEMİŞ! O, BİLGİSAYARDAN İŞARETLERKEN HANİ KONTROL EDİYORDUN?"

"Aigoo, bağırmasana. Gayet güzel işte."

"Güzel mi? Kız olsaydım güzel olabilirdi tabii." Sinirle güldü. "KEDİ KIZ KIYAFETİ Mİ GİYECEĞİM ŞİMDİ?"

Simsiyah bir kedi kız kıyafeti. Deri kumaşı, arkasından sarkan kocaman kuyruğu, küçük kulaklı maskesi... Jungkook kıyafete baktıkça kuduruyordu. Ona tüm parasını bayılmıştı. Kostümcüde duran yaşlı adamın elinde Batman kıyafeti olmadığı için dükkanın internetteki sitesinden söylemek durumunda kalmışlardı. Adamın Batman kıyafetinin yanındaki kedi kız kıyafetini sipariş edeceğini nereden bilebilirdi ki?

Neyse ki bedenini doğru işaretleyebilmişti. Kıyafeti denediğinde üstüne biraz dar olmuştu ama yine de içine sığabiliyordu. Kadın kıyafetlerinin kalıpları erkeklerinkine göre daha dar olduğu için kıyafet üstüne yapışıyor, karnındaki kasları dışarıdan seçilebilecek kadar belirginleştiriyordu.

"Omma, ağlayacağım."

"Rahat ol." dedi ve kendini geriye yasladı Sehun. "Benim altın sarısı saçlarımın mükemmel uyum sağladığı şövalye kostümümün yanında seninki her halükarda sönük kalacaktı. Dert etmene gerek yok."

Jungkook ona delici bakışlarını gönderirken gözü çocuğun arkasındaki saate kaydı.

"Hadi hazırlanmaya başlayalım. Kostümün içine girebilmem tahminen 2 saatimi alır."

-

Partinin başlamasına bir saat kala ikisi de hazırdı. Boy aynasının önünde süslenmekle meşgul olan Sehun, Jungkook'un eline küçük bir el aynası
sıkıştırmış, Luhan'a güzel görünmesi için çabalaması gerektiğiyle ilgili bir şeyler zırvalamıştı.

"Jimin'in yanına gidecek misin?" diye sordu saç tutamlarının yerini değiştirirken.

"Hayır tabiiki de. Beni partide tanımasını istemiyorum. O kadar şey sipariş ettim, ilk gördüğü yerde beni öldürür."

"Ne kıyafeti giyeceğini biliyor musun?

"Sormadım ki." Güldü. "Ama partide pirinç keki kostümü giyen biri olursa kesinlikle ondan kaçacağım. Böyle biri varsa bil ki o Jimindir."

Ayağa kalktıktan sonra aynanın karşısında Sehun'un yanındaki yerini aldı.

Vücudunu sarmalayan deri kostüm, arkasından sarkan uzun kuyruk, yüzünü gizleyen kedi kulaklı maskeyle gizemli bir havaya bürünmüştü.

"Hazır mısın?" diye fısıldadı Sehun. Gülünce gözleri mandalla kulaklarına tutturulmuş gibi görünmüştü yine.

"Gidelim, kedicik. Parti bizi bekliyor."

🐱🐱🐱🐱

Boş zaman bulmuşken hemen yazayım dedim hehehe

Biraz yorum bırakın~

🐽