🎈2. Bölüm🎈

128 11 2
                                    

Medya: Alkın Aral
.....

Yine hira dinlemişti, yine o teselli etmişti beni. O benim için arkadaştan öte kardeşti. Eğer o da giderse ne yapacağımı bilmiyordum. Bunları düşünmemeye karar verdim, fakat bu kararı vermekte çok gecikmiş olmalıyımki Hira'nın söylediklerini duymadım ve canım arkadaşımın söylenmelerini dinledim " hayır anlamıyorum iki saattir Arel demekten dilimde tüy bitti sen beni nerenle dinliyosun ya da dinliyormusun önce bunu sormalıyım." Hira'ya gülümseyerek "sakin ol pofuduk dinliyorum, söyle hadi."dedim. " Bir şey söylemeyecektim, sadece beni dinliyormusun diye denedim ve gördüm ki Arel hanımın aklı başka yerlerde..." Hira'nın söylenmelerini dinliyormuş gibi yaparken sahile yeni girmiş, bize doğru gelen Alkın'ı gördüm. Ben az önce Alkın'ı mı gördüm? Yok canım ne Alkın'ı gözlerim bozuldu kesin, bir an önce göz doktoruna gitmeliydim. Tekrar o tarafa baktığımda ise Alkın gülümseyerek bize doğru geliyordu. Sabah çok uzaklarda diye ağladığım ve deli gibi özlediğim insan şu an bize doğru geliyordu ve ben tam anlamıyla öküzün trene baktığı gibi bakıyordum. Sonradan düşündüğüm şeyi farkettim de kendime öküz demiştim ve Alkın'a da tren. Tamam ben öküz olabiliyorum ara sıra ama Alkın da trene benzetilirmi yahu, yakışıklı çocuk. Hemen bunun için tövbe ettim. O benim ağzımdan yanlışlıkla çıktı sen affet Allah'ım. Hira'ya söylemek için ona doğru döndüm fakat kendini söylenmeye o kadar çok kaptırmıştı ki şu an benim konuştuğumu bile farketmiyordu. Son çareyi bunu yapmakta bulup düşünmeden söyledim " Hira, Rüzgar geliyor." dediğimde hemen saçını başını düzeltmeye çalıştı. Zaten fıstık gibi kızdı düzeltmesine ne gerek vardı ki. "Nerde? Saçım güzelmi? Elbisem nasıl? Makyajda yapamamıştım ne bahtsız kızım ben ya Rüzgar beni böyle görse ancak evcil hayvanı olarak alır." son dediği cümle ile gülümsemem kahkahaya dönüştü " saçmala kız fıstık gibisin maşAllah, seni kaçıran üzülsün." ben Alkın'ı unutmuş Hira'ya yalan söylediğimi nasıl itiraf edeceğimi düşünürken Alkın yanımıza gelmişti bile. Alkın'ın hasret kaldığım sesini duyunca kalbim sanki maraton koşmuş gibi atmaya başladı " yenge nasılsın? ". Alkın Hira ile konuşurken ben de Hira'nın eve gidince beni zombilere vereceğini düşünüyordum. Bir an önce zombilerden kurtulma yollarını öğrenmem gerekiyordu yoksa zombiler tarafından öldürülecektim. Çok korkuç bir şekilde. Hira'nın konuşması ile düşüncelerimden sıyrıldım " Biz Rüzgar'la ayrıldık Alkın hatırlatırım. Yani artık senin yengen değilim". Rüzgar Hira'nın sevgilisiydi fakat Hira Rüzgar'ı başka bir kızla gördüğü için ayrılmışlardı ve o zamandan beri bir daha konuşmamışlardı. Alkın ise Rüzgar'ın em yakın arkadaşıydı ve ne kadar kabul etmem zor olsada onu sevdiğimi kabullenmiştim artık. Fakat bunu ona söyleyecek halim yoktu, çünkü kendisi her ne kadar yakışıklı, taş gibi çocuk olsada uyuzun tekiydi. Birbirimizle tam anlamıyla kedi ile köpek gibiydik. Tabiki de köpek oydu. Ona hakaret ettiğim için zombilerin bana saldıracağını düşünerek tövbemi yineledim.Allah'ım sen beni zombilerden koru. Amin. " Hiç saklayamayacağım seninle didişmeyi özlemişim bukalemun". Bana bukalemun demesinin sebebi ise tabiki utanınca renkten renge girmemdi. " Ya ya sen onu bir de bana sor." pis pis sırıtarak bana baktı. Kesinlikle beni sinir edecek bir şey söyleyecekti. "Beni özlediğini biliyordum. Sonuçta yakışıklı taş gibi çocuğum" her zaman laf sokamazdım ve şuan laf sokacağım için sevinç dansımı yapmak isterdim fakat ortam müsait olmadığı- ve Alkın'ın diline düşmemek için- sonraya sakladım. " Ya ne demezsin odun gibi çocuksun, maşAllah öküzlükte sınır tanımıyorsun" Güneş'in sesiyle ikimizde ona döndük " didişmeyi kesin artık ya sizimi dinliyeceğim ben." "yenge yoksa Rüzgar yok diyemi sinirlendin, keşke söyleseydin onu da alırdım yanıma. Ayrıca hala yengemsin çünkü Rüzgar seni köpek gibi seviyor ve sen de onu seviyorsun çok belli oluyor". Hira tam cevap verecekken susturdum çünkü kesinlikle sevmediğini söyleyecekti. Fakat bende biliyordum ki Hira Rüzgar'ı kesinlikle seviyordu " Hiç itiraz etme Hira sen de onu hala seviyorsun biliyorum." Alkın araya girerek konuşmamızı böldü "hadi artık sizi eve bırakayım hava kararır birazdan. Ayrıca siz niye akşam akşam dışarı çıkıyorsunuz? Hayır mâdem akşam dışarı çıkıyorsunuz neden bu kadar süsleniyorsunuz? Çirkin çıksanıza." Gülerek aşığı olduğum gözlerine baktım fakat biraz daha böyle bakarsam anlayacağını düşünüp gözlerimi kaçırdım. Utancım geçtikten sonra konuşmaya başladım, sonuçta açığını yakalamıştım, susamazdım " yani güzel olduğumu kabul ediyorsun egosu gökdelenleri aşmış kütük." Gülerek bana baktı kesinlikle laf sokacaktı ve ben laf sokma kotamı doldurduğum için altında kalacaktım. "Ben senin güzel olduğunu zaten kabul ediyordum güzelim, sadece beynin olduğunu kabul etmiyorum ki etmemede gerek yok çünkü zaten beynin yok bukalemun" dediği şeyle gözlerimi devirdim. Söylediğim gibi laf söyleme kotamı doldurmuştum ve söyleyecek laf bulamıyordum. Benim göz devirmemle Alkın kazandığını anlamış olacak ki yüzünde zafer dolu bir gülümseme ile yürümeye başladı ve ben de arkasından yenilmişlik hissi ile boynu bükük bir yavru panda misali yürümeye başladım.

.........

İnşAllah beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum💜💛💙💚

Kutup YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin