'' Biliyorsun miranda biz tanrılar en baştan beri varlığını sürdürmüş varlıklarız. İnsanlar yaratıldıktan sonra onlarla hiç iletişime geçmedik ancak insanoğlu bizim varlığımızı yavaş yavaş çözmeye başladı. İşin kötü tarafı tanrıların olduğunu biliyor ama tam olarak hangi tanrının neye sahip olduğunu bilmiyorlardı. Olimposlular ise onlara açıklama yapma gereği duymadılar. Bu şekilde insanlar kendi kendilerine tanrılar uydurmaya başladılar. Her bir çiçeğin,çimenin başka bir tanrısı oluyordu... Bunu ilk başta önemsemeselerde yavaş yavaş çok büyük kitleler sahte tanrılara tapmaya başladı... Ve imkansız bir şekilde taptıkları tanrılar var olmaya başladı. Kaos da birden bire ortaya çıkıyor ve olimposa geliyordu. Olimposlular güçten düşmeye başlamıştı. Bunun nasıl olduğu apaçık ortadayken onlar hala bir açıklama getirememişti. İnsanoğlunda kendilerinden bile çok daha güçlü bir şey vardı. İnanç... Taptıkları şeylere öyle yürekten öyle temiz bir inanç duyuyorlardı ki inançları bir araya toplanıp cisime dönüşüyor ve sahte tanrılar oluşturuyordu.. İşin kötü tarafı ise bu saf inançtan çıkan tanrılar gerçektende çok kibirli ve kötü varlıklardı.
Olimposluların onları defalarca öldürmesine rağmen eskisindende güçlü bir şekilde geri dönüyorlardı. Yavaş yavaş olimposlular farklı yollar denemek gerektiğin inandı ve onlara bu gücü en başta veren insanoğlunu çeşitli şekillerde lanetlere maruz bıraktılar ama hiçbir lanet işe yaramadı. Onları kurtaran yine inançlarıydı.. En sonunda da olimposlular daha barış yanlısı bir tavır takındılar ve yeryüzüne inip kendilerini tanıttılar. Saf olan insanoğlunun inançları doğru yöne kaymaya başladığında sahte tanrılar güçten düştüler ancak yine de yok edilemiyordular, en ufağından en önemlisine kadar tüm olimposlular toplanıp bir lanet yaptı ve sahte tanrıları tartarusa gönderdi. Ancak sahte tanrılar tartarus'a hapsedilmeden önce esir alınmış tüm titanları serbest bıraktı. Ve çok uzun sürecek bir süre devam edecek olimposlular-titanlar arasında ki savaş böylelikle başlamış oldu.
Olimposlular yok edemedikleri insanları ve tüm yeryüzünü bir balon içine hapsedip kaos'a attı. Tabii bunu yapmadan önce tüm insanlar ,hayvanlar ve her şey derin bir uyku büyüsü altındaydı. Bu şekilde olimposlular ile titanlar arasındaki savaş dünyada yapıldı. Ben ve bir kaç tane daha ilk tanrı olimposluların safında yer aldık ve onlarla birlikte savaştık. Bu savaş sırasında kraliçe hera ve kral Zeus boşanmanın eşiğindeydiler. Biz Zeus ile gökyüzünde büyük ve güçlü bir ekip olarak çalışıyorduk. Onun yarattığı şimşekler benim karanlığımda evrim geçiriyor ve siyah bir tsunami gibi değdiği her şeyi yok ediyordu. Ölümsüzlerin üzerinde ise geri alınamayacak ve asla iyileşemeyek kadar derin hasarlar bırakıyordu. Ve günlerden bir gün Zeus, güç toplamak için kenara çekildiğimiz sırada benden hoşlandığını ve benimle birlikte olmak istediğini söyledi, ancak ben onu reddettim. Israrları bitmeyince onu tehdit etmek zorunda kaldım. Bu durumda kendini aşağılanmış hissetti ve beni kendi saflarından dışarı attı. Sırf zedelenen egosu yüzünden, savaşı kaybetme gerçeğini göz ardı etti. Ben ise bu saçma harekete karşı yapabileceğim tek şeyi yaptım. Kendi cismimden çok minik bir parça koparıp savaş alanına bıraktım. Tamda beklediğim gibi tüm titanların enerjisi savaş alanında dışarı çıkarak patladı ve titanlar tartarusa bir daha çıkma ihtimali imkansız bir şekilde hapsoldu. Olimposlular savaşı kazandı... Tabii buna karşın ben eşsiz gücümden bir parça kaybetmiş oldum. Ama hala herkesten güçlüyüm.
Zeus diğer tüm tanrıların ısrarına uymak zorunda kalarak benden özür diledi. Ancak savaşı kazanmamıza karşın titanların patlayan enerjileri le harap olan dünyayı,toprak ana gaea yı iyileştirmek çok ama çok uzun sürdü. Aradan asırlar geçtikten sonra tanrılar dünyayı eski haline getirdi. Kaosa attıkları insanları geri getirdiler. Her ne kadar insanların ayak altında olmamaları hoş bir durum olsada yine de göz ardı edemeyecekleri gerçek, tanrıların kendilerini tanıtırken insanlardan bir sürü çocuk yapmış olmaları ve bir o kadar da sevgililere sahip olmuş olmalarıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucizevi Tanrıça
AdventureO bir mucize'ydi. Olmaması gerekiyordu.. Bu yaşına kadar kim olduğunu bilmiyordu... Kim olduğunu öğrendiğinde hiç bir şey kolaylamayacak, aksine daha da zorlaşacaktı... O mucizeydi. O bir tanrıçaydı. Edineceği dostluklar yanı sıra bir çok düşman da...