Diğer EVİM

157 6 1
                                    

balo salonun kapıları açıldı ve herkes kapının olduğu tarafa doğru döndü. başım dik bir şekilde salona giriş yaptım ve karşımdaki varlıkları süzmeye başladım.  tanrılar,tanrıçalar,adlarını karıştırdığım yaratıklar... 

hepsi çok şık ve özgüven patlaması yaşıyor gibi bir görünüm saçıyorlardı etraflarına. hepsi aşağı-yukarı bir 200 kere falan katılmıştır herhalde bu balolara. hiç yabancılık çekmiyor gibiydiler.

aşağı inmek için merdivenin başına yaklaştım ve salonda persephone'yi aradım gözlerimle. çok kısa bir süre zarfında onu gördüm ve merdivenlerden inmek için ilk basamağa ayağımı uzattım.

basamağa basmam ile tüm salonda bir ses yankılandı

'' Yıldızların sahibesi, Tanrıça Asta' yı tüm Olimpos'a taktim ederim''

dediğinde bende içimden 'demek taktim etmek buymuş' diye geçirdim. 

merdivenler bittiğinde kimse ile göz teması kurmamaya özen göstererek hızlıca persephone'nin yanına gittim ama bunu yaparken çekingen değilde egolu bir tanrıça havası yaratmaya çalışarak yavaş yavaş ilerledim.

persephone nin yanına ulaştığımda bakışlarımı onun gözlerine çevirdim ve gülümsedim. o da bana karşı gülümsedi ve

'' Asta, çok güzel olmuşsun canım benim''

dedi ve elini koluma koyarak cümlesini daha da samimileştirdi. ona karşı gülümsedim bende ve bir  dakika boyunca böyle sohbet ettik. 

aslına bakılırsa çok sıkıcı ilerliyordu her şey. bende çevremi incelemeye başlamıştım ki, yanımıza biri geldi;

sarı saçlar, esmer bir ten, bembeyaz dişlere sahip bir gülümseme ve etrafından ışık yayan bir hale, bu kişi kesinlikle tanrı apollon'dur.

neredeyse sanat ile alakalı olan her şeyin ve tabii bir de güneşin tanrısı olan Apollon..

Yanımıza geldi ve gülümseyerek persephone ye başı ile selam verdi.

''Leydi Persephone, nasılsınız?''

''iyiyim lord Apollon, siz?''

dedi bir yandan da mükemmel gülümsemesi ile Apollon'un baş selamına karşılık verirken. apollon iyi olduğu ile ilgili bir şeyler söyledi ve bana döndü.  koskocaman bir gülümseme ile bana doğru döndü ve

''Tanrıça Asta, nihayet sizinle kişisel olarak tanışma fırsatı yakaladık.''

dediğinde halimden memnun bir gülümseme gönderdim bende karşılığında. Apollon tam ağzını açmış keyifle bir şey söyleyecekti ki gözü bir yere takıldı ve hızlıca

''eee, en iyisi ben gidiyim. daha sonra daha iyi bir ortamda görüşürüz.''

dedi ve hızlıca oradan uzaklaştı.

nereye baktığını görmek için arkamı döndüm ve buraya doğru yaklaşan bir adet kraliçe hera ile karşılaşma şerefine layık görüldüm maalesef.

yanımıza geldiğinde ben ve persephone saygı gereği hafifçe eğilerek selam verdik ve söyleyeceğini söyleyip gitmesini bekledik.

''evet asta, artık resmi olarak taktim edildiğine göre bundan sonra bana karşı yapman gereken sorumluluklar...''

şu saniyesinden sonrasında onu dinlemeyi bıraktım ve daha öncesinde dikkat etmediğim persephone'nin kıyafetine baktım.

kollarını açıkta bırakan ,göğsü ile karnı arasında kalan kısmı şeffaf olan sadde aynı zamanda göz alıcı su yeşili bir elbise giymişti. saçları dalgalıydı ve çimen yeşili minik taşlara sahip, yaprak desenlerine sahip bir taç takmıştı. bileklerini görünce şok olmuştum. bileklerinde ağaç dallarının dolanarak yapıldığı bir bileklik vardı. büyük ihtimal ile kendisi yapmıştı.

Mucizevi TanrıçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin