Adam sinirle arabasına yürüdü. "Kahretsin! İşe geç kalacağım!" Araba çalıştı ve asvaltta ilerlemeye başladı. Adam acele ediyordu, işe yetişmeliydi.
Ana yolda karşısına çıkan kadın ve küçük bir çocuğa arabasıyla çarptığında kulağında bir çığlık vardı adamın. Her şey susmuştu, kimse yoktu etrafta.
Adam arabadan indi. Çocuk, hiçbir şey anlamadan adama bakıyordu. Ama annesi...
Çocuğun annesi oracıkta ölmüştü. Çocuk ise hiçbir şeyi anlamayacak kadar küçüktü.
Adam aceleyle arabaya bindi ve çocuğu tek başına bırakıp oradan uzaklaştı.
Adam arabayı evine çevirip korkuyla soludu. Her yerinden terler akıyordu. Korkuyordu. Adam katil olmuştu!
Evin önüne geldiğinde arabadan indi ve apartmana girdi. Cebinde titreyen telefonu umursamıyordu. Titreyen elleriyle anahtarı deliğe soktu. Kapıyı açıp içeri girdi.
Küçük kız koşarak kapıya yöneldi. Babasını gördüğünde şaşırmıştı. "Baba, neden bu kadar ıslaksın? Yağmur mu yağdı dışarıda?"
Adam kızını umursamadan salona girdi. Karısı koşarak salona baktı ve kocasını gördüğünde şaşırdı. "Hakan. Sen işe gitmedin mi?"
Adam sinirle kenardaki vazoyu duvara çarptı. "Size ne?! İster kalırım ister giderim?!" Küçük kız koltuğun dibine sindi. "İşten atılacaksın!" dedi karısı sinirle.
Sinirliydi, kocası işten atılırsa barınacak bir evleri olmayacaktı. Adam kadının saçını tuttu. Kadın acıyla çığlık atarken küçük kız koltuğa daha da yapıştı. "Allah seni kahretsin!"
Küçük kız sessizce ağladı. Konuşmadı, sadece ağladı.
Çocuk ağladı, konuşmadı sadece annesi öldü diye ağladı.
Çocuk hiçbir şeyi anlamayacak kadar küçüktü ama ona hırsı, nefreti ve intikamı aşılayanlar olacaktı.
💧