Multimedia: Alis Demir.
🎶Bölüm şarkısı: Imagine Dragons-I'm so sorry🎶
Bölüm 1: Sigara?
Alis Demir
Gönderen:Bilinmeyen numara Yarın saat 14.00'deki randevunuz Doktor Uygar Poyraz'a alınmıştır. (14:55)
Derin bir nefes alıp başımı ovaladım. Ayağa kalkıp Merve'nin odasına girdim. Kolu yatağın başlığından sarkmış, homurtular çıkartarak uyuyordu. Oflayıp yanına yürüdüm. İnek, tüm gece çalışıp gündüz uyurdu. Kolunu dürtüp uyandırmaya çalıştım. Bir homurtu çıkartıp diğer tarafa döndü. Kolunu tekrar dürtüp uyanmasını diledim. ''Yine Ata'dan bahisedeceksen uykumu bölme. Her zamanki şeyleri söylerim.'' Gözlerimi devirdim. ''Saçmalama. O defter kapandı artık.''
''Dün sabahta böyle demiştin ve ardından ağlayarak anlatmıştın bir şeyler.'' Sesinde uykunun ayak izleri vardı. Oflayarak bana döndü. ''Cidden bugün konu Ata değil. Tamam onu yine göreceğim ama konu şuan o değil.'' Kaşları çatıldı. Koyu mavi gözleri kısılırken başını aşağı yukarı sallıyordu. ''İlginç, ilk kez ders işler gibi Ata'dan bahsetmedin.'' Onu umursamayıp telefonumu açtım ve gelen mesajı gösterdim. Dudakları şaşkınlıkla aralandı. ''Psikolojinin bozuk olduğunu sana söylemiştim ama böyle bir doktora gideceğini düşünmemiştim.''
''İşte bunu diyecektim. Kim bu doktor? Neden beni bu doktora yönlendirdiler?'' Merve yutkundu. ''Şehrin en dehşet derecede yakışıklı olan doktoru! Sanırım kader.'' dediğinde dudaklarım aralandı. Merve birine yakışıklı diyorsa o cidden yakışıklıdır. Göz zevki var kızın. Derin bir nefes alıp alt dudağımı dişledim. Elimdeki telefon titremeye başladığında bakışlarımı telefona çevirdim. ''Ata mı o?!'' Heyecan bedenimde şok dalgası yaratırken ufak bir çığlık attım. ''Açsana!'' diye seslendi Merve hevesle. Telefonu açıp kulağıma götürdüm. ''A-alo.''
''Alis?'' Sürekli derin nefesler alıyor sakinleşmeye çalışıyordum. ''Buyurun.'' dedim elimden geldiğince mesafeli olarak çıkartmak istediğim sesimle. ''Yarın saat ikiye randevu ayarladım. Onun için aramıştım. Bacağın nasıl oldu?'' Dudaklarım aralandı. ''Ş-şey. Benim yarın ikide başka bir doktora gitmem gerek.'' dediğimde derin bir nefes verdi. ''Hangi doktor?'' Yutkundum. ''Uygar Poyraz.''
''Senin doktorun başka değil miydi? Neden Uygar'a yönlendirdiler seni?!'' dediğinde kaşlarımı çattım. ''Be-ben bilmiyorum.'' Neden böyle bir tepki verdiğini anlayamamıştım. ''Bugün saat dörtten sonra yanıma uğra. Seninle konuşacağım.'' Onu onaylamama fırsat vermeden telefonu kapattı. Merve merakla bana bakarken saate baktım. Saat üçtü. Ağır adımlarla odama yürüdüm. Merve'de peşimden geliyordu. ''Ne söyledi?'' Dediğinde dolabıma yürüdüm. ''Ben Uygar Poyraz dediğimde gürlemeye başladı. Bir saat sonra buluşmamızı söyleyip kapattı.''
''Hih, kıskanmış olmasın?'' dediğinde gözlerimi devirdim. Dolaptan çıkarttığım gri tişört ve gece mavisi kot şortumu yatağın üzerine atıp hızlıca banyoya girdim. Sıcak, rahatlatıcı ve kısa bir duşun ardından banyodan çıkıp üzerimi giyindim. Saçlarım kısa ve düz olduğu için onlarla pek uğraşmadan yüzüme kremimi sürüp odadan çıktım. Saat üç buçuk olmuştu. Beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip evden çıktım. Cebimde ısrarla çalan telefonun sahibinin babam olduğunu biliyordum ama açmak istemiyordum.
Israrlarına dayanamayıp telefonu açtığımda sinirle soluyordu. Tıpkı küçüklüğümde ki gibi. ''Neredesin sen?! Neden açmıyorsun şu lanet telefonu?!'' diye bağırdığında gözlerimi yumdum. Şuan farklı şehirlerde hatta farlı ülkelerdeydik. Ama ben bu adamla aynı havayı soluyordum. ''Duymadım, baba.'' Ona olan duygum nefret sevgi karışımıydı. Beni çok sıktığı için nefret eder, beni sevdiği için onu severdim. ''Merve evden çıktığını söyledi.'' dediğinde içimden onlarca küfür savuruyordum. Kızı da zorluyordu ya! ''Doktorun yanına gideceğim.'' dediğimde adımlarım daha da hızlanmıştı. ''Bacağınla ilgilenen doktor mu? Adı Ata mıydı neydi?'' diye sorduğunda hafif esen rüzgar saçlarımı uçurmuştu. ''Evet.''