*önceki bölümden*
İlk görevin odadan kurtulmak. Unutma seni izliyor olacağım''
*şimdiki bölümden*
Sinirden gözümden bir damla yaş akarken düşünmeye başladım. Ancak lanet olası beynim durmuştu. Hiçbir şey düşünememenin verdiği sinirle kafamı kaldırıp hızla yere vurdum. Ancak bunu yapmamla ağzımdan bir acıyla çığlık kopması bir olmuştu. Kafamın kanadığını hissedebiliyordum ve arkadan bir ses de gelmişti.
''Gerizekalı'' arkasından da gülme efekti. Sinirden ne yapacağımı bilemez bir durumdayken; ellerimi oynatmaya çalıştım fakat yine beceremeyince sinirden çığlık atarak ağlamaya başladım.
''Seninle işimiz var. Neden en çok senin yarışmanı istediler ki anlayamıyorum?''
''KAPA ÇENENİ!!'' diye bağırdım o an ki sinirle.
''Teyzeden sert tepki'' Hızlı nefes almaya başlamıştım. Ellerimi yumruk yaptım ve yukarı kaldırmaya çalıştım ancak bileklerimde ki zincirler buna engel oldu. Biraz sakinleşip düşünmeliydim.
Bir odada yerde bileklerimden zincirlenmiş bir şekilde duruyordum ve benden bu odadan çıkmam isteniyordu. Derin bir nefes daha aldım. Öncelikle zincirlerden kurtulmalıydım. Pekala bir anahtar olmalıydı öyle değil mi? Düşündüm anahtar teknik olarak yakınlarımda olmalıydı ki onu alabileyim.
O an aklıma az önce kafama çarpan şey geldi. Belkide anahtar o'dur. Sırtımı kaldırıp yere yavaşça değdirdim. Kafama çarpan o şey çarpma etkisiyle biraz oynamıştı ve şuan sırtıma değiyordu. Biraz kıpırdanarak tekrar ona dokunmaya çalıştım.
Şuan tam olarak sırımın altındaydı ancak kenarları keskindi ve bluzumu yırtarak tenime baskı uyguluyordu. Bu her ne kadar canımı acıtsa da katlanmak zorundaydım. sırtımı hafifçe sağa doğru kaydırarak anahtar olduğunu düşündüğüm şeyin sağ koluma yaklaştırdım. Tabi sadece 1 milim falan. Bu hareketi tekrarlayarak anahtarı elimle alabileceğim bir yere getirebileceğimi düşünerek tekrarlamaya başladım.
Ronald Black;
Jessy'i binlerce defa aramama rağmen telefonu hala kapalıydı ve tam olarak 23 saattir ondan haber alamamıştım. Her ne kadar sürekli polisi aramayı düşünsem de yasal olarak arama emri çıkartmaları için üstünden tam olarak 48 saat geçmiş olması gerekmekteydi. Bir yasa adamı olarak elimden hiç bir şey gelmemesi sinirlerimi geriyordu ve birazdan sinirden kendimi bile öldürebilirdim. Hızla sandalyedeki ceketimi alıp dışarı çıktım. Mike'ın arkamdan ''Nereye?!'' diye bağırdığını duysamda umursamadım. Jessy sabah evden çıkarken bana Alex'le buluşacağını söylemişti. Telefonumu pantalonumun cebinden çıkartıp Alex'i aradım. Üçüncü çalışında telefonu açmıştı. Sesi oldukça yorgun geliyordu. Titrek bir sesle konuştu.
''Ne istiyorsun Ronald?'' Normalde olsa onu azarlardım çünkü görgü kurallarına karşı takıntım vardı ama şuan konuyu uzatabilecek durumda değildim.
''Jessyden haber alamıyorum en son bu sabah seninle buluşmak için evden çıktı.''
''eee saadete gel Ronald?''
''Nerede olduğunu biliyor musun?''
''Hayır tuvalete gitti ve geri gelmedi bende eve git...''
''TANRI AŞKINA NASIL BU KADAR UMURSAMAZ OLABİLİYORSUN ALEX! JESSY KAYIP VE SEN TUVALETE GİTTİ VE GELMEDİ DİYORSUN ÖYLE Mİ? TANRI AŞKINA BAŞINA BİR İŞ GELEBİLECEĞİ AKLININ UCUNDAN BİLE GEÇMEDİ Mİ?''
''O senin eşin Ronald benim değil...'' sözünü yine kesmiştim.
''O SENİN ÇOCUKLUK ARKADAŞIN HATTA EĞER O OLMASAYDI BELKİDE ŞUAN YETİMHANEDE BOK GİBİ BÜYÜMÜŞ MANYAĞIN TEKİYDİN!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT OYUNU
Mystery / ThrillerBeynimde o ses yankılanırken tek düşünebildiğim buradan nasıl çıkacağımdı... ''Hayat oyunu'nu oynamak için seçildin Jesyy Black. Eğer oynamayı reddedersen öldürüleceksin...''