Planlamalarıma göre Yamaru aha su resimdeki gibi filan gözüküyor yaklaşık olarak saçı koyu mavi gerçi ama benena
Yanımdaki adama baktım. "Nerdeyim ben? Sen kimsin? Niye uyanmadım? Yoksa beni kaçırıp fidye mi isteyeceksin? Aynen aynen kesin öyle yapacaksın. Ama bak şimdi canım tanımadığım insan sen beni kaçırmışsın iyi hoş güzel de benim anam babam yok ki beni geri almak için para ödesin. Bosuna uğraşmışsın yani. Hem beni köle olarak filan satsan da bir işe yaramam. Yani yapma etme bırak beni gideyim" belki adam beni bırakır diye saçmalıyordum ama pek umrunda gözükmüyordu. Bana baktı ve "Yamaru-sama sizin bildiğim kadarıyla kötülüğü algılamak gibi bir gücünüz var. Uykunuzda sizi kaçıracak olsam emin olun fark ederdiniz. Şuan Sakiwolf malikanesindeyiz ve ben abilerinizin siz kaçmayın diye görevlendirdiği bir savaşçıyım. Lütfen sakin olun ve oturun." Dedi. Aslında dediği çok mantıklıydı. Nereden bildiğini anlayamasam da abimler beni 7 yaşımdan sonra bir köye bıraktıklarına kendi başıma yaşamış ve bir türlü gücümü az da olsa kullanabilmeye başlamıştım. Kullanabildiğim güç ise kötülüğü hissetmekti şey yani biri ben ya da benim yakınımdaki birine zarar verecek olduğunda bunu önceden hissedebiliyordum. Aynı zamanda büyük babaannemden kalan lanetli mızraklar da ben 5 yaşımdayken bana verilmişti. Bu lanetli mizrakların normal mızraklardan farkı sadece benim kullanabiliyor oluşumdu. İki tarafı da keskin iki mızrağı istedigim zaman ortaya çıkarabiliyor ya da yok edebiliyordum yani. Gerçi şuan düşünmem gereken şey bu değildi. Adam onu anilerimin görevlendirdiğini söylemişti, muhtemelen Rai ve Ron abimden bahsediyordu çünkü Usui abim anne babam öldürüldükten sonra "Madem önemli olan tek şey güç lanete sahip olmayanlara ihtiyacımız yok" diyerek ikiz kardeşilerimi öldürmüş ve sonrasında kendini aileye düşman ilan etmişti. Sakiwolf ailesi ise Usui abimi bir hain kabul ediyordu. Odada benimle bekleyen adam "Zaman geldi sanırım. Beni takip edin Yamaru-sama" dedi. Sanırım şuan için onu takip etmek en mantıklısıydı, muhtemelen abilerimin yanına götürecekti beni. Harbiden abilerimi 8 yıldır görmüyordum. Rai abim şuan 23 , Ron abim ise 20 yaşında olmalıydı. Birkaç koridor gectikten sonra adam bir kapının önünde durdu ve kapıyı çaldı. İçeriden gir sesini duyunca kapıyı açtı ve içeri girdik. 2 masada oturan 1 i sinirli gibi gözüken, digeri ise gülümseyen 2 kişi vardı. Değişmediklerini varsayarsak sinirli olan Rai abim, gülümseyen ise Ron abimdir diye düşündüm. Gülümseyen kişi konuştu. "8 yıl sonra küçük kız kardeşimi görmek gerçekten güzel, oldukça büyümüşsün Yamaru." Aslında onlarla pek konuşmak istemiyordum , daha çok umrumda olan şey benden ne istedikleriydi. Onlara neden beni buraya getirdiklerini sorduğumda gene gulumseyen kişi cevap verdi. "14 yaşına geldiğine göre artık aileye resmi olarak aktilabilirsin diye düşündük." Ona "Peki , neden anne babamı öldüren sizin gibi insanların yönettiği bir aileye katılayım ki" diyerek cevap verdim. Sanki bunu bekliyormuş gibi hemen konuşmaya başladı. "Babamın son sözlerini hatırlıyorsundur, Sakiwolfların ilkesi her ne olursa olsun, kimi feda ederseniz edin güçlü kalmaktır. Sen babamın ve annemin bizim uğrumuza aileyi daha iyi getirmemiz için öldüğünü bile bile, aileyi bırakıp gidecek misin?" Dedi. Haklıydı aslında ne olursa olsun aileye bağlı kalmam gerekiyordu. Çünkü ailemin geleceğini Rai ve Ron abim gibilerine bırakmazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakiwolf laneti?
FantasyDoğa üstü güçlere sahip insanlara 'savaşçı' denir. Büyük bir savaşçı topluluğunun varislerinden biri olan ve diğer varislerden daha güçlü olmayı hedefleyen bir kızın; somurtkan ve aksi bir çocukluk arkadaşı, tuhaf bir doktor, onu ne olursa olsun k...