~İlk Karşılaşma~

6 3 3
                                    

"Merve hadi ama okula geç kalıcaz " diye bağıran Elif'in sesine uyandım ... "Yaa Elif kalkıp hazır olmuşsun bide bize kadar gelip beni uyandırıyorsun  Tamam aferin sana  ama zaten bu gün ilk saat ders yok ki "dedim "Hep beraber konuşmamız gerekiyor, süpriz parti falan planlıycaktık yoksa  unuttunmu yoksa merve!? "demesiyle "H-hayır ya ne alâkası var unutmadım. Geliyorum hemen birazcık bekle kanka" (Aslında unutmuştum ama pot kırmamak için hemen toparladım. Lanet olsun dün sınav için çalışırken uykusuz kalmışolmalıyım yoksa fazla uyumayı hatta telbelliği de  sevmem. Elif'te değişik işte bana bu gün sınav var ondan gidip çalışalım biraz daha diyiceğine " süpriz parti falan planlıycaktık" diyor. ) 

10 dakika sonra ~

"Hazırlandım hadi Elif gidelim" dememle Elif'in kolumdan tutup koşuyormuşçasına hayır daha doğrusu uçuyormuşçasına hızlı yürümesiyle 10 dakikalık okula belkide 4-5 dakikada falan geldik yani. "Hey kimler gelmiş" diye o kadar zorlukla 5 dakikada yaptığım saçımı saniyeler içinde darmadağın yapan bir hareketiyle Mert'e doğru bakarak "Hadi ama Mert o kadar emeğin içine ettin yani ne diyim " dedim. Tam da o sırada aniden hunharca gülme sesleri geldi ve ardından "Merveee " diye bir anırma , olamaz bu benim en manyak ama en iyi kankam Eylül'dü. "Eylöööl "dedim koşarak sarıldık. Mert "ya siz daha dün görüşmedinizmi kaç saat beraberdiniz Allah bilir, neden şimdi sanki yıllardır hiç birbiri hiç görmemiş insanlar gibi sarılıp okulun ortasında bağrışıyorsunuz" dedi. Elif'in " ama Mert her seferinde böyle oluyor zaten bunlar laftan anlamaz" demesiyle Eylül "sen çok anlıyorsun sanki canım, gelmiş burda bize bildiğin kendiniz olmayın, kendiniz olunca saçmalıyorunuz hatta daha kötüsü, çikolata yemeyin gibi bir şey diyorsun o cümlen bizim için bu anlama geliyor " Elif Mert'e doğru yaklaşarak "üzgünüm anlıyorlarmış ama yanlış anlıyorlarmış" diyip güldü Mert'te kafasını katılıyorum dercesine salladı. Benim "hadi gidelim de şu ağacın orda oturup süpriz parti işini konuşalım" dememle Elif "doğru hadi gidip oturalım". Az uzaktaki ağacın altındaki o yumuşak şimdi alana oturduk. Mert "öncelikle plana başlamadan hazır Ömer ve Aslı da burda yokken onların şu süpriz doğum günü partileri hakkında fikir sahibi olan varmı?" Eylül "aslında bir cafe kiralayıp okuldan arkadaşlarımızı çağırsak çok güzel olur " derken Elif "bence şöyle sınıfı süsliyelim onlar yokken sonra geldiklerinde konfetiler patlasın, hep beraber iyiki doğdunuz kardeşler diye bağıralımm " diye fikrini anlatırken ben atlayarak "evet Elif hatta yan sınıfta hangi hoca varsa onuda çağıralım sesten rahatsız olmuş gibi görünmesin diye pasta veririz rüşfet olarak . Hizmetlilerde konfetileri patlatır, o dağınığı sonra onlar topluyor ya bari kendi dağıttıkları olsun " diye gülerek konuşurken birden bir kaç kızın çok sesli olmayan ama bize biraz yakın oldukalı için duyduğumuz çığlıklarıyla, bir anda hepimiz onlara doğru baktık. Kapıya doğru bakıyorlardı hemde hiç gözlerini kırpmadan bizde baktık meraktan. 1.80 boylarında siyah saçlı , yakışıklı bir çocuk işte okul bahşesindeli tüm kızlar kızlar ona doğru bakıyordu, o ise hiç kimseyi umursamadan yere doğru bakarak, yürümeye devam ediyor.Okulun içine girip, gözden kayboldu. Herkes merakla bakarken Eylül bir anda kolumu dürterek " o neydi bee" dedi. Nerden biliyim ya çocuğun biri işte, yeni gâliba" dedim. Mert " aynen bende ilk defa görüyorum,yeni öğrencidir" dedi. Benimde içimdede bir merak olmuştu acaba kimdi nerden ve neden gelmişti ...

Umudun Kadarsın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin