Pazartesi Kılıklı

3. Bölüm

Tam odama doğru yürüyordum ki kulağımda annemin sesi yankılandı. "Kız nereye gidiyosun hemen Taha beyin verdiği programı alda bir bak."diye bağırdıktan sonra bir of çekip programı annemin elinden aldım bir şey söylemesine izin vermeden odama koştum. Programla iyice bakıştıktan sonra "İyisin, beğendim seni." Diyerek bakış atıp kitaplığa koydum. Bilgisayarın tuşuna basıp açılmasına beklerken telefonumdan whatsappa tıklayıp "Buketin olmayan gamzesi" adlı gruba girdim.

BUKET'İN OLMAYAN GAMZESİ

Buket: Caner gamzeni bana versene ya!

Caner: Sanane kızım benim gamzemden yakında evleniyoruz yengen olur kendisi.

Buket: Beni şahit yapmazsan seni gamzenin içine sokarım Caner!

Caner: Daha demin sarkıyordun gamzeme ne oldu da değişti kararın?

Buket: Çocuğunuz olunca anlarsın.

Caner: Küçük tavşanım çıkar şu deliyi gruptan ikimiz kendi kendimize konuşalım yeter ya.

Ben: Siz onu bunu bırakın.

Ben:Artık sadece haftada 4 gün plan yapabiliriz.Cenazeye toz pembe elbiseyle gittiği için üzülen kadın gibi üzülelim.

Buket: Toz pembe hayaller vardı pembesi gitti tozu kaldı desene.

Caner:Aramızda bir akıllı sen vardın Aslı.Tek başıma kaldım deliyle.Şu ders işimi kanka.

Ben:Evet,pazartesi,Çarşamba,Cuma 2 saat en az.Kendimi piyangoyu 1 rakamla kaçırmış kadın gibiyim,sevinsem mi? Üzülsem mi?

Dedikten sonra telefonu kapayıp yatağa attım.Bilgisayara şifremi yazdım ve chromeye tıklayıp arama yerine "Tumblr" yazıp hesabıma girip dolaşmaya başladım. "Bana mı denk geliyor bu resimler ya!" diyip sekmeyi kapattım sinirle.Fotoğraflardan sonra sevgilim olmadığını tekrar hatırladım.Caner ve Buse'yle biraz daha konuştuktan sonra uykuya daldım.

Sabah -------------------------------------------------------------------

Alarma 10 dakika varken annemin çektiği yorgan yüzünden uyandım.Yorganımı vermemek için elimden gelen savaşı yaptığımda her zaman ki gibi malup oldum.

-Anne diyorum ki bir gün alarmdan önce uyandırmasan?

-Alarma ne gerek var ben hala erken uyanabiliyor iken?
Anneme laf geçiremeyip mecbur giyinip hazırlandım.Kahvaltıdaki salamı ağzıma atıp "Kahvaltı yapmayacağım." Diyip kaçtım.Kulaklığımı takarken birinin arkamdan sırtıma atladığını hissettim.Arkama bakamadan boşluğumda bir darbe hissettim "Deh yavrum deh!" sesini duyup sinirlendim.Karşı komşunun oğlu Canberk olduğunu anladığım an "İğne yapıcam bak yanımda iğne var!!" dedim ve kaçışını izledim.Sabah sabah bu enerjiden kendime de isteyip yoluma devam ettim.Okula vardığımda belimin ağrıdığını fark ederek tuvalete doğru yürüyüm. Saçımdan çıkan tele aldırmadan geçen gene yükseklerdesin kardeşim diye baktım.Sonra komik olmadığını farkedip çıktım.Sınıfa adımımı attığımda tüm sınıf normalken Ceren'nin ağladığını Caner'inde ona morel verdiğini gördüm.Sınıftan çıkıp tekrar girdiğimde görüntü hala aynıydı.Küçük bir şok geçirip yanlarına gittim.Şok geçirdiğimi çaktırmadan "Ceren'in moreli bozuk olduğuna göre ne yapıyoruz?" dediğimde ses gelmediğini farketip rezil olmamak için "ALIŞVERİŞ" diye bağırdım.Ceren kafasını kaldırıp akan yaşlarını sildikten sonra "Bu gün müsaitim olabilir." Diye onay verdi.Caner gelmek istemesede zorla geleceği için bir şey demedi.Ben koşarak bahçede yemek yerken yakaladığım Buket'e haber verip hamburgerinden ısırık aldım.Ağzı doluyken laf ettiğini anladığımda "Çarpılcan aşkım." Dedim ve kaçtım.Buket ve hamburgeri ayrılmaz ikiliydi.5 dakika sonra olacak derse hazırladım kendimi.Hoca geldiğinde hepimize yine sıkıcı bir ders olucak bakışı atıp derse başladı.

Son derse girmeden teneffüste kantine giderken Caner ve Ceren'in konuştuğunu fark ettim.Sessizce dinlemeye çalıştım.Ceren "Herşey için teşekkür ederim." Diyip Caner'e sarıldı.O sırada görebilmek için eğildiğimde yüzüm yeri öptü.Evet birkez daha rezil olmuştum.Çaktırmamaya çalışarak "Ay yerleride çok ıslak silmişler bu ne hep su." Diye saçmalayıp -cümle bile kuramamıştım- Caner'e masum bakışlar atıp kaçtım.Sınıfa girip hocanın erken gelmesine dua ettim ki kabul oldu.Ders boyu Caner ile Cerene bakmadım.

Alışveriş merkezine gelmemize 5 dakika kalmıştı ve ben hala yüzlerine bakmadan önden önden yürüdüm.Dönen kapının içine atıp kendimi hızla içeri girdim.Caner neden onlara bakmadığımı anlayıp yanıma geldi "Dostça bir sarılmaydı kıskanma,aynen böyle." Diyip kemiklerimi kırana kadar sıkı sıkı sarıldı bana.Ceren'in bize nasıl baktığını gördüğümden hadi yürüyelim dedim ve koşmaya başladım.Amacım bağcığını bağlamak için eğilen Buket'ten kaçmaktı.Benim koştuğumu gören Canerle Cerende peşimden geldi ve 2. Kata çıktık.Yürüyen merdivenin önünde Buketi beklerken bu aşağı merdivenini bindi ve bize bağırmaya başladı "Kaçmasanıza!"Hepimiz aynanda kahkahalara boğulmuştuk.Ne olduğunu anlamış olmalıydı ki inip doğru merdivenle yanımıza geldi.Mükemmel bi gün olmalıydı bu gün.Kusursuz ve eğlenceli.Ama Caner ile Cereni incelemeyi de eksik etmemeliydim.