....DORUK....
Ellerimi saçlarına daldırdığımda öpüşmemiz derinleşti. Kucağımda oturan esmer dudaklarımdan ayrılıp boynuma doğru inmeye başladığında onu durdurdum
"Ne oldu?" diye sordu kısık kısık nefes alırken
" Birazdan arkadaşım gelecek ve bugün onunla dışarı çıkacağıma söz verdim başka zaman telafi etsek olur mu Serdar?" Başka zaman telafi falan etmeyecektim. Berbat öpüşüyor. Hafif alınmış bir şekilde kucağımdan kalktı ve diğer koltuktaki ceketini alarak bana kızgın bir bakış attıktan sonra evden çıktı. Umursamayıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdim. Aslında yalan söylememiştim bugün gerçekten Sinan'la dışarı çıkacaktım ama onun daha gelmesine en az 2 saat vardı.
Lise son sınıftım ve sınavıma 2 aydan az süre kaldığı için odama çıkıp önüme gelen ilk test kitabını elime alarak masaya oturdum. Aslında zaten Dil okuyacağım için sınavı çok önemsememiştim ama Boğaziçi üniversitesini kazanmak sadece benim gibi pratikte iyi olmakla kazanılmıyor ne yazık ki. Kitabı elimden bıraktığımda aradan bir buçuk saat geçmişti. Telefonu elime aldığımda Sinan'ın gelmek üzeri olduğunu haber verdiğini gördüm ve hemen üzerime dolaptan siyah bir Sweet ve kot geçirdim. Nisan ayında olmamıza rağmen hala giydiğim botları da bulduktan sonra ayağıma geçirdim ve bir şeyler atıştırmak için aşağı indim. Kendime sandviç hazırladığım sırada Sinan geldi. Ona seslenince mutfağa yanıma gelip saçlarımı karıştırdı
"Ne yapıyorsun bücür?" dedi tezgahta bıraktığım malzemelerle o da kendine sandviç hazırlarken
" Bana bücür demeyi kessen mi artık? Alt tarafı 1 yaş büyüksün."
" Senin üniversiteye ayak bastığını göresiye kadar bücür olacaksın gözümde."
" Yemin ederim o gün üniversiteye başlamamdan fazla buna sevineceğim diye korkuyorum." Gülerek bana baktı
"Nereye gidelim? Bak geçen hafta gay bara gittik senin yüzünden. En az 10 kişi bana asıldı. Bu sefer benim istediğim bir yere gideceğiz."
" Benim suçum ne ? Sende herkesin ortasında kazağını çıkarmasaydın. Sıcak oldu anladık da orda az görülüyor senin gibi erkek." Dedim elimdeki son lokmayı ağzıma sokuştururken
" Tamam tamam bak ortak alana gidelim. Geçen arkadaşım bir yerin ismini söylemişti karışık oluyormuş ikimizde karlı çıkarız. Neydi adı..İmagıne evet hatırladım." O da elindeki son lokmayı yedi.
" Tamam olur hadi git giyin çıkalım bekliyorum." Başıyla onaylayıp merdivenleri tırmandı.
Sinan'la ben lise ikideyken tanışmıştık. Aynı lisedeydik ve o beni dayak yemekten kurtarmıştı. Birkaç kişi beni okulun dışında erkek arkadaşımla öpüşürken yakalamıştı ve ikimizi de dövmeye başlamıştı. Çocuklar okulumuzun iki sokak altında olan Ticaret lisesindendi. Neyse ki bizim okulumuzda homofobik insan yok. Yani varsa da kendini hiç göstermediler. Neyse o günden sonra Sinan'la çok iyi anlaşmıştık. Geçen sene annem başka şehre taşınmak zorunda kalınca beni de eğitimim yarıda kalmasın diye burada bırakmak istemişti. Ben yurt arayışlarındayken Sinan'da kendi yurdundan ayrılmak istedi ve en son kendimizi burayı tutarken bulduk. İki erkek olsak da gayet iyi idare ettiğimizi düşünüyorum. Haftalık olarak iş bölümü yapıyor ve arada temizlik için bir kadın çağırıyorduk. Benim durumum orta halli olsa da Sinan'ın ailesi varlıklıydı o yüzden ne kadar karşı gelsem de masrafların çoğunu o karşılıyordu.
Sinan üzerinde bir siyah tshirt ve deri ceketle aşağı indi
" Nisan ayında olduğumuzun farkında mısın?" dedim deri ceketi işaret ederek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Taraf
Teen FictionKitap eşcinsel ve hetro 2 çifti anlatıyor. Birbirini tanımayan iki insanın nasıl hayatlarının aniden kesiştiğini okuyun...