Eve geldiğimden beri yatağımda amaçsızca yatıyordum. Isyan edercesine derin bir of çekerek gözlerimi kapadım. Sanki yapacak başka bir şeyim varmış gibi. Hayatımdaki herşey berbattı. Buna yaşamak denemezdi. Hani o okuduğumuz kitaplardaki veya izlediğimiz filmlerdeki gibi bi hayat her zaman istemiştim. Kendi hayatımın bile başrolü olamayacak kadar zavallı olduğumu söylemiştim değil mi ?
****
Duştan çıkmış mırıldanarak saçlarımı tararken telefonumun titreşimiyle oraya doğru yöneldim. Mesaj Rüzgar'dandı. Acilen konuşmamız gerektiğiyle ilgili şeyler yazmıştı. Beni birazdan evin önünden almasını söyleyerek hızlıca hazırlanmaya başladım. Gecenin karanlığına uyumlu pantolonum ve ceketime eşlik eden kırmızı rujum beni yine güzel göstermeye yetmişti. Ayna karşısında kendimi süzerken ağzımdan istemsizce kelimeler dökülüvermişti.
Ben Azra.
Duygusuzun, kalpsizin teki Azra.
Hayatımda herşey mahvolmuş olmasına rağmen dimdik duran Azra.
Tüm cazibemle istediğim herşeyi elde edebilicek Azra.
Ben Azra.
****
Aşağıya indiğimde çoktan Rüzgar gelmişti. Gülümseyerek boynuna atladım ve sıkıca sarıldım ama benim kadar neşeli olmadığı her halinden belliydi. Neyi vardı bu çocuğun ?
Dakikalardır yürüyorduk ama hala ağzından tek kelime çıkmamıştı. Üstelik sinirden kasılmış çenesi olayın ciddiyetini aşikar bir şekilde anlatmaya yetiyordu. Sesimi kontrol etmeye çalışmama rağmen pek beceremesemde ne olduğunu sordum. Sinirli ve soğuk sesiyle gittiğimiz yerde göreceğimi söyledi. Hepsi buydu.
kısa ve uzun sürede yazdığımın farkındayım fakat bunu yapmamak için çabalıyorum. iyi okumalar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyuşturucu Günlüğüm
Saggistica17 yaşındaki bir genç kızın hayali ne olabilirdi ki? Sevgili mi? Evlilik? Yada iyi bir kariyer? Belki. Ama benim bu olmadığı kesindi. Istedigim sey farklıydı. Çok daha farklı. Zaten bok yolunda giden hayatıma birde uyuşturucuyu eklemek ne kadar...