Bir yanda, güzel, iyi kalpli, tatlı, şirin bir kız.
Diğer yandan, soğuk, ego yığını, yakışıklı, mafya bir erkek.
Bu ikisi zorla evlendiğinde ne olur?
Sizde bu iki zıt karakterin macerasına katılmak ister misiniz?
Dans ederken Melih gözlerime bakıyordu. Bense Melih'in gözleri dışında her yere bakıyordum.
Sonunda dayanamayıp bende onun gözlerine baktım.Farklı farklı duygular geçiyordu o kahve gözlerinden...
Neler anlatıyordu kim bilir.. Neler belirtiyordu.. Fakat şunu söylemeliyim ki; harika gözleri vardı..
Sonunda dans bitti. Halay çektik, oynadık.
Tek kelimeyle; ben bittim!
Çok yorulmuştum. Artık eve gitmek istiyordum. Melih'de etrafa hayattan bezmiş gibi bakıyordu. Bi gülme geldi ama Melih bana öldürecekmiş gibi bakınca sustum.
Melih sırıtmaya başladı.
"Artık eve gidelim mi karıcım."
O da benim gibi karıcım kelimesini bastırarak söylemişti ve sırıtıyordu. Bu hiç hayrı alamet değil!
Arabaya bindik ve yola çıktık. Ne ben konuştum ne de o.
Eve geldiğimizde salon girişindeki koltuklara attım kendimi. Şimdi farkettim de ev ne kadar da güzelmiş.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Evi iki katlı düşünün :P )
Hemen yatak odasına gittim. Bide ne göriym. Aman tanrım didim. (Bunu yapmasam olmazdı jshjfjfj). Yatak odası sade, fakat bi okadar da şık ve güzeldi. Kırmızı, beyaz ve açık kahve renkleriyle döşenmişti.
Salon desen harikaydı. Düşünsenize salonun içinde balkon var. Ne kadar değişik. Ama bi o kadar da güzel.
Oradan çıktım ve başka bir odaya girdim. Burası çalışma odasıydı. Herhalde Melih kendi için yaptırdı. Vay be zevki güzelmiş. Çok sportif ve şık, bir çalışma odasına göre..
' Çocuk zengin kızım'
Heeeh sende geldin tam oldu iç ses.
' O değil de sen hala evin içinde gelinlikle dolaşıyon'
Ahhh!! Doğru söylüyon iç ses.
' Tabisi:* Neyse ben kaçar muck:*'
Gelinliği Melih görmeden yatak odasında çıkardım. Giyinme dolabına gidip bir t'shirt ve şort aldım.
Ben ev turuna devam ediym. Çalışma odasından çıktım ve başka bir odaya girdim. Burası terastı. Ve tek kelimeyle mükemmel bir yerdi. Yarım daire şeklinde beyaz koltuklar, tavanda bir pervane ve harika manzarayı gözler önüne seren yine oval bir pencere..
Aşağı indim salonun yanında bir kapı daha vardı. Oraya girdim. Whatt!
İçeride de bir havuz vardı. Ve Melih buradaydı. Onu takmadım ve burayı incelemeye başladım. Siyah şezlonglar, bahçeye bakan bir manzara ve masmavi havuz ile yine harika bir yerdi. Ayrıca havuz merdivenin altından geçiyordu.
Melih salona geldi. Tam karşıma oturdu.
"Hadi kalkta yemek yap, acıktım"
"Neee! Gecenin bu saatinde mi?!! "
"Evet nolmuş, hadi ama karıcım"
"Banane git kendin yap Allah Allah! "
Melih yine öldürecek gibi bakıyordu. Ne yalan söyleyeyim korkuyorum. Ayrıca Yağmur'dan öğrendiğime göre hem okulun Playboy'u, hem de büyük bir mafyaymış.
"Demeeet!! "
"Tamam be "
Mutfağa gidip en hızlı ne yapabilirim diye düşündüm. Makarna! Evet makarna yapabilirdim. Hemen dolapları karıştırdım ve bir paket makarna çıkardım. Bu sefer tencere aramaya başladım. Ve buldumm!! Yeee success!
Suyu kaynattım ve tencereye boşalttım. Makarnayı da tencereye koydum, tuz attım ve kaynamasını bekledim. Makarna olurken ben de sos yaptım. Makarna pişince sosu iki tabağa döktüm.
