Sıkıcı tanışma muhabbetinde beni kurtaran zile minnet duyarak ayağa kalktım. Biraz hızlı davranmış olmam gerek ki üçüde bana şaşkın bakışlarıyla baktılar. Lanet olsun rezillik. Sanki onlardan sıkılmışım gibi gözüküyordum. Evet öyleydi ama belli etmek zorunda değildim. Olayı toparlamak için bir kaç cümle düşündüm.
"Yeniyim derse geç girmek istemem"
Gülümseyerek yanlış anlamalarını önledim. Umarım yani. Bana eşlik etmek için ayaklandılır. Buse koluma girdi. Buse'nin koluna Cansu. Cansu'nun koluna da Su girdi. Kız çetesi gibi okula girdik. Bu biraz komikti. Hepsi iyi birine benziyordu. En azından benimle arkadaşlık kurdular. Beni sınıfıma kadar bırakmışlardı hatta. Hepsiyle öpüşüp sınıfa girdim. Sanki ne gerek vardı ki öpüşüp vedalaşmaya sanki son görüşmemizdi. Sınıfa göz gezdirdiğim de Efe sınıfta değildi. Umarım oda arkadaş çevresi kurmuştur yoksa beni hayatta bırakacağa benzemiyor.
"Hey Zeynep!"
Al işte iyi insan lafın üstüne gelir. Keşke başka bir şey düşünseymişim. Öküz gibi sıraya oturdu.
"Yeniden merhaba Efe"
Yapmacık gülümsememi unutmamıştım tabi. Efe'yle bir alıp veremediğim bir şey yoktu aslında neden böyle davranıyorum ki. Oysa ki o bana çok iyi davranıyordu. Ayrıca çok yakışıklıydı. Ahh evet yakışıklı. Kes sesini Sude! Tamam yumuşak davranmaya çalışmalıyım.
"Ders boşmuş haberin yok mu?"
Ders boş mu. İlk günden mi? Üniversiteyi sevmeye başladım. Tek sorun boş derste ne yapacağımdı. Yakın olmak açısından Efe'yle vakit geçirmeliydim kesinlikle.
"Tamam o zaman napıyoruz?"
Gerçekten napacaktık. Çok sıkıcı bir durumdayım lanettt!
"Okul dışına çıkalım kafeye götüreyim seni ne dersin"
İyi bir fikir. Tanışma şansı. Yakınlaşma şansı. Bir dakika ya ne oluyor sana Sude? Niye yakınlaşmak istiyorsun bu çocukla sanki. Sanırım ona karşı bir şeyler hissediyorum. Cadı kız Sude sen bir şeyler hissetme lütfen çok azıyorsun!! Hah ne diyorsun be ne alakası var salak iç sesim! Tamam en son birine karşı bir şey hissettiğimde yataktaydık. Allah'ım haklı.
Uslu bir kız değildim. Hatta hiç değildim. Sürtüğün önde gideniydim. Sadece içkiyi fazla kaçırınca kötü oluyordu. Eğlenceli biriyim. Her türlü maceraya girmişimdir herhalde. Bekaretimi 17 yaşında kaybettim mesela. Hoşlandığım birine değil tabiki de. Beni yönlendiren en yakın arkadaşım Ülkü olmuştu. Bir gece beni gezdireceğini söyleyip bir bara götürmüştü. İçkiyi de önüme doldurunca olan olmuştu. Ertesi gün başkasının evinde, çıplak, çarşafa sarılmış yanımda da bir genç vardı. İğrenç bir gündü. O zamandan sonra çok değiştim. Aşık olmadım hiç sadece hoşlantı duyuyorum. Bunuda umursuyorum sanki. Elde etmek istediğim tüm erkekleri elde etmişimdir. Ve şimdi Efe'yi istiyorum.
"Daha iyi bir fikrim var akşam seni bir yere götüreceğim"
Meraklı gözlerle bana baktı. Açıklama bekliyordu üzgünüm Efe bu sürpriz. Tam ağzını açacakken ismimi duydum. Kapının orda Cenk bana bakıyordu. Ne istiyor bu çocuk dersleri yok mu bunların.
"Gelsene kızım"
Sağ elimin işaret parmağını göstererek beklemesini söyledim.
"Ama hani kafeye gidecektik?"
Ah doğru. Yavru köpek gibi bakıyordu. Gerçekten birini bulamadımı okuldan. Onu istediğim peşimde dolanmasına bir şey demeyeceğim anlamına gelmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MACERA ÇUKURU
Teen Fictionİçkiye yenik düşen kızın sonu nasıl bitebilirdi sanki? İstediğini elde etmeye çalışır ve başı beladan çıkmaz. Ama her şeyi elde edemez bu insanlığa aykırı bir şey. Macera dolu hayatı onu bıktırırken tutunabildiği tek bir şey var. Oda hikayenin içind...