Sadakat

652 28 18
                                    

Tom Marvolo Riddle'dan...

---------------------------------------------------------------

Yeni bir Hogwarts dönemi. Hogwarts benim için birçok şey ifade ediyordu elbette. Şu yeni öğrencileri gözüm hiç tutmamıştı. Özellikle de Sarı saçlı olan oğlanı. Abraham'a benziyor. Yanındaki kız ise. O diğer kızlara benziyor ama gözlerinde hayranlığının üzerine basmış bir duygu daha görüyordum. Sadakatlik. Bu sadakatliği Abraham'da bile görmemiştim ama daha başka duygular da vardı. Sadakat,hayranlık,acı,hayal kırıklığı,hüzün ve benimserlik. Bu kadar duyguyu bir arada yaşayan gördüğüm ilk insandı. Bana biraz Lestrange'ı anımsatıyordu. Ama azıcık. Çok garip bir kız ama içinde kl güç her yere yayılıyordu. Çok güçlüydü. Herkes ayrılırken Dippet beni çağırdı ve onları gezdirmemi istedi . Tabiki öğretmenlerin gözdesi olduğumdan kabul etmek zorunda kaldım. Onlara anlatırken Martin her yeri biliyormuşcasına dinlemeyip gözleriyle etrafta birini aramaya başladı. Onun aksine Hermione beni hayranlıkla ve sadakatle dinlemeye başladı. Kızın kolu dikkatimi çekti. Kolunda garip yılanımsı ve kuru kafa simgesi vardı.Aynı simge Martin de de vardı. Ne kadar gariplerdi. Bu yılan simgesi hoşuma gitmişti. Her yeri gösterdikten sonra onlara kendimi tanıttım :

-İşte burası da Slytherin ortak salonu. Merdivenlerden çıkınca sağda kızlar solda erkekler yatakhanesi var. Bu arada ben Tom Marvolo Riddle.

Kız biraz şaşırmış gibiydi ama sonra devam etti .

- Bende Hermione Sophie Lest

Hermione Sophie  . Acaba ona Hermione mi desem yoksa Sophie mı? Ah şu koskocaman Slytherin Varisinin düşündüğü şeylere de bir bak! Lanet olsun ona Hermione dicem . Zor durumlarda ise Sophie midesem ? ben bu düşüncelerdeyken sarı kafa konuşmaya başladı :

- Bende Draco Martin.

Ne garip bir soyadı...

-1 saat sonra Karanlık Sanatlara Karşı Savunma ( KSKS ) var. Zaten yerini göstermiştim haberiniz olsun.

-Peki.

Ortak salondan çıkıp yürümeye başlarken asamı orada unuttuğum aklıma geldi lanet olsun! Geri dönüp asamı alacakken Draco ve Hermione'nin kavgasının bir kısmını duymuştum:

- Sakin ol Draco.

- Nasıl sakin olayım Herm. Bunu yapmayacaksın!

- Zorundayım.

- Neden zorundasın?

- Imm şey...

- Anladım Bayan Lest.

Sarı kafanın çıktığını anlayınca karşı duvarın köşesine saklandım. Yanında bir kız vardı. Tabi ya bu sarı kafa Hermione'yi ,Helen Lovegood ile aldattıyor. Umrumdamı ? Hayır. Ben salona girecekken benden önce Goyle,Nott, Black, Malfoy, Lestrange ikizler girdiler. Biraz tanışma faslı felan sonra ise Cece ve Hermione KSKS'nin yolunu tuttular... Bu işte bir iş var ve ben bunu öğrenmeden rahatlamayacağım. Derse Bay Terribilis affedilmez lanetleri göstermeye başladı ki ben bu lanetleri biliyordum. 1.sınıfta öğrenmiştim. Martin birşeyler açıklamaya başlamadan önce Bayan Bonitatem gelip Herm ve sarı kafayı alıp birşeyler konuşmaya başladı. Sesleri içeriye kadar geliyordu. İkiside bu Cadılar Bayramında Hogwarts da kalacaklardı. Bu da onların sırlarını öğrenmeye beni daha da yakınlaştırıyordu. En arkada ben olduğum için dersi dinlemeyip onların konuşmalarını dinlemeye başladım:

- Ne yapmaya çalışıyorsun Hermione?

- Ben ne yapıyormuşum Bay Martin?

- Kızlara benim sevgilimin olmadığını söylemişsin.

- Ne yani yalan mı söyleyeyim?

-Nasıl yani Hermione?

- Bu burda biter Draco. Önce Laklak sonra ise bana bağırman!!

- Luna ile böyle konuşamazsın...

- Sana bu yolda iyi şanslar . Ben yokum.

Luna da kimdi ? Bu konuşmadan sonra sınıfa sarı kafa geldi ama Herm ortalıkta yoktu. Bay Terriblis dersin bittiğini haber verince direk Hermione'yi aramaya başladım. Hogwarts da öğrenci başkanı olduğumdan her yeri ezbere biliyorum ama sanki daha önce görmediğimi düşündüğüm bir koridor çıktı karşıma. İçimden bir ses burdan yürümemi söyledi. Bende öyle yapıp oradan yürüdüm. Koridor boştu. Biri benle oyun oynuyordu. Anlamıştım. Direk Zihnibend yaptım. Ama bu acı zihinsel idi ve garip garip sesler yükselmeye başladı kafamda:

'' Riddle seni buna pişman edeceğim . Riddle seni öldüreceğim.''

Zihnime işleyen acı beni hem düşürüp hem de güçlendirmeye yaramıştı. İlk önce güçlensem de sonrasında bir çöküntüye uğrayıp acı ile başbaşa kaldım.Bu başbaşalığım sadece birkaç saniye sürdü. Yanımda Hermione'yi görünce sevinmiştim ama bir sıkıntı vardı. Nasıl gelmişti? Geliş anını gözlerim karardığından çok göremesem de merakıma yenik düşmeyecektim. Bu soruları sırlarını öğrenince soracaktım:

-Aman tanrım Tom !!

-Sophie,Sophie...

-Protego!!

Hermione büyü yapmaya başlamıştı. Bu yaptığı büyü beni eski halime getirmeye yetmemişti. Hermione de bunu anlamış gibiydi ki bana sarılıp kolundaki kurukafalı yılanımsı şeye dokunup bizi İhtiyaç odasına getirdi ve beni yatağa yatırıp büyü mırıldanmaya başladı. Bir yandan büyü yapıyor bir yandan asayı saçlarımın arasında gezdiriyordu. Benim kıpırmaya başladığımı anladığında konuşmaya başladı :

- Tanrım Tom iyi misin çok endişelendim.

- İyiyim Hermione.

- Emin misin? Bayan Sanitatum'un yanına da gidebiliriz.

- Yok böyle iyi.

- Tamam o zaman Bayan Lest'in Hastane kanadına hoş geldiniz Bay Riddle.

- Bana Tom de.

- Peki Tom.

- Hermione birşey sorucam. Kolundaki izin bir anlamı mı var?

- Bu iz benim ailem ile ilgili birşey.

- Peki.

Yalan söylediğini anlamıştım ama gözlerine bakınca gözlerindeki duygu beni kendimi sorgulamaya yetmişti o duygu ne miydi. Hüzün. Üzülüyordu bana birşey oldukça. Ama ben kalpsiz gibi birşey dim kızların diyişiyle.Slytherin deki bütün kızlar bana aşıktı. Cece dışında. Cece benim en iyi sadıkarım dı. Onunla kurmuştuk ''Ölüm Yiyenler'' i . Sonra ise Cece kardeşi Josheph Goyle'a yardım etmeye başladı. Bize garip bir simge lazımdı ve Herm'inki daha uygundu. Hermione bu düşüncelerimdeyken geldi bana sımsıkı sarıldı. Normalde Cece dışında kimse bana dokunamazdı ama Hermione bana sarılınca kötü birşey hissetmedim. İğrenme falan tam aksine sevindim de. O sarılmayı bırakmıştı ve bana şaşkınlıkla bakıyordu. Kafamı aynanın oraya çevirince neye şaşırdığını anladım. Kafam  normalden daha hızlı bir şekilde iyileşmişti. Sonra olanları kafam basınca ordan bir hışımla çıktım:

- Noldu Tom?

- Bana Tom deme. 

-Ppeki.

Arkamda şaşkın ve üzgün bir Hermione bıraktığımın farkındaydım. İhtiyaç odasından çıkınca o iğrenç sesi duymam sinirlenmeme oldukça yetmişti:

- Hey Riddle!!

....................

843 kelime tebrikler benağ. Sizce seslenen kimdi? 

Tom a zihinden acı yapan psikopat kimdi?

bu cevapları yoruma yazmayı unutmayın sakın :) buna 4 vote sınırı koyuyorum 

My Monster ~ Tomione Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin