Arsel yerde yatıyordu. Ve tam önünde üç melek Lucifer'i öldürüyordu. Kanatlarını kırmışlardı. Arsel onun acı çektiğini görebiliyordu. Ama gücü yoktu. O basit bir insandı. Hayır bu doğru değildi. O Şeytan'ın soyundandı. Sarsakça ayağa kalktı. Lucifer'in, büyükbabasının ölmesine izin veremezdi. Melekler onu öldürürken sadistçe gülüyorlardı. Bir anda ne yapacağını gayet iyi biliyordu. Sanki en başından beri o bilgi oradaydı. Meleklere doğru koşarken elinde siyah bir kılıç belirdi. İlk meleği kılıçtan geçirirken Lucifer'i yakaladı. Ve diğer ikisini hakladı. Lucifer'le birlikte bir ara sokağa saptığında adrenalin patlaması yaşıyordu. Lucifer şaşkınlıkla ona bakıyordu ama yaraları ciddi olduğundan bir şey söyleyemedi. Arsel onu yere oturttu.
- Saraya bir anahtarla gidiliyor değil mi?
Lucifer kafa salladı. Arsel elini uzattı.
- Anahtarı ver...
Lucifer şaşırarak ona baktı.
- Bunu yapamazsın... Yeteri kadar enerjin...
Arsel sabırsızlıkla sözünü kesti.
- Ver şu anahtarı işte!
Lucifer elini yumruk biçiminde hafifçe sıktı ve açtığında elinde siyah metalden bir tek kanat vardı. Arsel kanatı alıp havaya attı.
- Cehennem Sarayı.
Ve bir anda ortadan kayboldular...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşmüşler
ParanormalHerkes cennetten düşenleri bilir. Fakat hepsini bilen azdIr. Bunlardan bazıları özellikle önemlidir. Çünkü onlar en güçlülerdir. İnsanoğlunun gerçek canavarlarıdırlar. Lucifer, cehennemin efendisi olan ilk düşmüş. O Yaratıcı'sını herkezden çok sevdi...