Hye Jin: Jackson? Arkadaşımla ne konuştun? Nasıl ikna ettiysen ağzını bile açmıyor. Hiçbir şey söylemiyor bana. Ben onun beş yıllık arkadaşıyım ya!
Jackie Wang: Meslek sırrı ;)
Hye Jin: Kafeye kadar gidip arkadaşımla gizlice konuşmanı açıklar mısın?
Jackie Wang: Sadece senin hakkında sorular sordum. O da cevaplayabildiği kadarını cevapladı.
Hye Jin: Direk bana sorsaydın ya.
Jackie Wang: Belki rahat edemezdin. Ne bileyim. Bende çekiniyordum.
Hye Jin: Neyse... Neden beş gündür hiç yazmadığımı sormayacak mısın?
Jackie Wang: Son konuşmamızdan sonra seni rahatsız ettiğimi düşündüm ve sıkmak istemedim. Senden hoşlanıyor olmamı istemiyordun belki de.
Hye Jin: Konuşmadan dolayı değildi. An Cho Hee, seninle konuştuğumu gördü.
Jackie Wang: Bir şey mi yaptı?
Hye Jin: Bir ton bağırdı çağırdı. Sövdü saydı. Annesine abarta abarta ekleye ekleye anlattı. Telefonumu almaya kalkıştılar, babama söyleyeceklerini söylediler derken. Biraz uğraştım diyelim.
Jackie Wang: Tanrım! Göstereceğim ona ben. Bunu yapmaya hakkı yok.
Hye Jin: Hayır, Jackson. Bir şey yap diye söylemedim.
***
Hye Jin: Hey! Nereye gittin? Gel şuraya Jackson.
Ah, geldiğin an kafanı kıracağım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WeChat -Jackson Wang | Texting
Short Story#jacksonwang sıralamasında 2 Yatağımda uzanmış, sıkıntıdan patlamak üzere olduğum dakikalarda, WeChat uygulamasında soluğu aldım ve telefonumu rastgele sallayıp, yakınlarımda olan kişilerin isimlerinin, dizilişini izledim. Kiminle konuşsam diye göz...