Nurettin içeri girince Damon bağırdı. "LANET OLSUN DOSTUM. SENİN BİR BOKTAN ANLADIĞIN YOK. İNAN SENİ BURAYA GETİRİRKEN NE DÜŞÜNDÜĞÜMÜ BİLMİYORUM. GİT KENDİ ÇÖPLÜĞÜNDE YUVARLAN. "dediğinde Nurettin üzgün bir tavırla kaşlarını çattı. "Ah dostum. Böyle kırıcı konuşmamalısın, bak kalbimi kırıyorsun beni üzüyorsun. Senin orospu sevdiğin için kendimi tehlikeye atıyorum ve senin yaptığına bir bak. Ben gidiyorum seni lanet olasıca nankör göt herif. "dedi ve arkasını döndü.
Damon bağırdı. "O abdestli namazlı bir mümin kız. Onun hakkında böyle konuşma! "
Nurettin omuz silkip kapıdan çıktı. Damon dayanamadı. "Gel hele sana şeker vericem. "Nurettin şeker lafını duyunca uçarak geldi ve Damon'un önünde dilini çıkartarak, bir köpek gibi eğildi. Damon eliyle onun saçlarını okşadı ve gülümsedi.
Ağzına bir şeker attı Nurettin'in. Nurettin şekeri ambalajıyla birlikte yedi. Beraber Masum uyuyuşlu Cansu'yu halıya sardılar. Onu Damon'un kerhanesine götürdüler.
Cansu masum bir şekilde gözlerini açtı ve baktığı yeri tanıyamayınca en mantıklı şeyi söyledi.
"Çişim geldi. "
Damon ve Nurettin ona döndü. Damon hemen yanına gitti. "Ah bebeğim, bekle de sana bir kap getireyim. " Cansu başını olumlu anlamda salladı ve halıyı açıp çıktı. Etrafa bir göz atarken Damon ona mavi bir kap ve bir havlu getirdi.
Cansu "TŞK. " dedi ve saksının yanına gidip çömdü. Havluyla kıçını sildikten sonra ellerini yıkadı ve aynı havluyla terli yüzünü sildi.
İdrar kokusu keskin bir tat bırakmıştı burnunda. Bu koku onu kendine getirdi.
"AHHH. MERYEM ANALAR AŞKINA! BEN NEREDEYİM BÖYLE. YOKSA BURASI BİR KERHANE Mİ? "
Damon temkinli bir adımla ona yaklaştı
"Ah benim masum görlüm. Kusura bakma senin gibi masum bir görlü buraya getirmemeliydim fakat başka gidecek yerim yoktu. "
Cansu saçını geriye itti, "Tamam ya çokta önemli değil. "
Damon gülümsedi. Fakat Cansu'nun sırada ki sözleri onu yıktı.
"Hadi beni eve götürün, kocam yemek bekler. "
Damon'un ağzı mağra ağzı gibi açıldı.
"Sen, sen... SEN EVLİ MİSİN? "
Cansu ona yaklaştı ve yüzüne baktı.
"Tabi olm ne sandın. Beni ne doktorlar ne mühendisler istedi... Neyse sana yalan söylemiycem bizim yan komşu Hüsam amcanın oğlu, amele Stefan'la evlendim. "
Damon apışıp kaldı.
"Amınakoyim o benim kardeşim. "
Sinirli bir şekilde elini saçlarına daldırdı.
"Ama... Ama sen bana mendil attın? "
"Yanlışlıkla oldu. Sori. "dedi Cansu aheste bir tavırla.
"Sana söylemek için arkama döndüm fakat yoktun. "diye ekledi sonra omuz silkerek.
"Lan orospu, ben o sırada heyecandan bayılmıştım. "
"Anaaaaa. "dedi Cansu hayretle.
"Lan bu kız hamile ya! "diye araya girdi Nurettin.
Gözler Cansu'nun karnına döndü.
O ana kadar farkedilmeyen göbek, iki metre kare kaplayan bir yere dönüştü.
"Öleceksin Yarram. "dedi arkadan Savaş çıkarak silahı kızın göbeğine doğrulttu.
Cansu "Ay ay ay ,"diye kaçmaya başladı.
Damon o koşuşturma esnasında geldi ve Cansu'nun ağzına dut pekmezi tıktı. Sonra onu tutup dodaklarından öptü. İkisi de yere yığıldı. Pekmez zehirliydi. Nurettin en yakın arkadaşının ölümüne dayanamadı ve Damon'un dudaklarını yaladı. Fakat öküz Damon bütün pekmezi yemişti. E yengeyi de öpemeyeceğine göre demek ki bugün ölemeyecekti. Bar taburesinde jack daniel's ı alıp siktir olup gitti.
Savaş "Öleceksiniz yarram, demiştim"dedi ve onları bir kere de silahla vurdu. Pekmez zehirli değildi fakat kurşun beyinlerini dağıttı. Herkes öldü Savaş intikam oyunlarına döndü.
Saçma son....
Yazar; Noluyo amınakoyim