sherlock's friends

149 7 9
                                    

2017'de nasıl bir kafayla yazmışım inanın bilmiyorum ama komik geldi taslaklardan çıkariyim dedim 😭 lütfen çok ciddiye almayınız

one::doctor

"Bu erkek arkadaşım Doctor." John, en iyi arkadaşı yüzünde ilginç bir sırıtışla, erkek arkadaşını takdim ederken tam olarak neye şaşırması gerektiğine karar verememişti. 

Highbury'deki, sırlarla dolu çifte cinayeti çözmenin verdiği vicdani rahatlıkla oldukça pürüzsüz bir uyku geçirmiş, fakat güne her zamankinden farksız olarak baş ağrısı ve şehrin rahatsız edici sesleriyle uyanmıştı. Elini yüzünü yıkadı, yatağını topladı, üstünü giydi, her şey normal ve olması gerektiği gibiydi. Merdivenlerden aşağı inerken de, farklı bir şey görmeyi beklemiyordu. Ancak sonra, homurtulu tuhaf bir ses işitti, birkaç kahkaha, iskoç aksanı. Bayan Hudson, mutfaktan bağırıyordu: "Doctor Bey, çayınızı şekerli mi içersiniz?" 

Nedensizce iç çekti, kibar bir gülümseme takınmaya çalıştı. Beceremeyince -bahse vardı ki acı çeken bir kurbağa gibi görünmüştü- yüzüne düz bir ifade aldı ve merdivenlerin son basamaklarını da indi. Sherlock ile tanımadığı bir adam, yan yana oldukça yakın bir mesafede oturuyorlar, konuşuyorlardı. Eskimiş ahşap, John'un adımlarıyla beraber gıcırdayınca, bakışlar ona yöneldi. 

Ve işte buradalar.

Daha dün, işiyle evli olduğunu, bu tür ilişkilerin ilgi alanına girmediğini açıkça ifade eden adam, şimdi karşısına çıkmış sevgilisiyle birbirlerini yiyorlardı. Birbirlerini. Yiyorlardı.

İnsanlar değişirdi, ama kimse bir günde yüz seksen derece dönemezdi. Fakat söz konusu olan kişi Sherlock Holmes'sa, her şey beklenirdi.

Ama John, hala gördüklerini sindiremiyordu.

"Oh, merhaba, ben John Watson." diye kendisini tanıttı John tuhaf bir ses tonuyla. Kaba olmak istemiyordu, fakat bu Doctor denen adam, ona sanki deney faresiymiş gibi bakıyor, gözleri geniş geniş, meraklı-büyülenmiş bir edayla parlıyordu ve ağzında aynı Sherlock'unkine benzer bir sırıtış vardı. Bunlar dışında, adam başlı başına garipti. Kahverengi karışık saçlar, kahverengi kocaman gözler, kahverengi uzun bir palto ve spor ayakkabıları.

Spor ayakkabıları mı?

"Dr. Watson, sizinle tanışmak büyük bir zevk!" Adam parlak bir gülümsemeyle elini sıktı. Çok fazla gülüyordu ve 'Sizinle tanışmak büyük bir zevk.' cümlesini, çoğu insanın aksine, tüm samimiyetiyle söylemişti sanki.

Çok, çok garip.

"Ben de tanıştığıma çok memnun oldum. Sakıncası yoksa sorabilir miyim, Doctor kim, tam olarak?"

"Bu benim ismim."

Anlamasa da "Anlıyorum." diye cevap verdi ve olası bir sessizliği engellemek için, hemen ardından başka bir soru yöneltti: "Ne iş yapıyorsunuz o zaman?"

"Evreni koruyorum."

Buna cevap verme gereği bile duymadı.

"Err, ne zaman, nasıl tanıştınız çocuklar?"

Sherlock geriye yaslandı, Doctor'a hiçbir zaman, hiç kimseye göstermediği 'sevimli bakış'ını attı -ve bu John'un karnının kıskançlıkla kasılmasına sebebiyet verdi, niye 'sevimli bakıştan' o da nasibini alamıyordu?-

"Ah..." diye başladı Sherlock, sesinde bariz bir sıkıntı olsa da aslında keyif alıyor gibi görünüyordu "Lisedeyken, bir gün, okul arkadaşlarımın aptallığından bıkmış, sessiz, boş, kafa dinleyecek bir yer arıyordum ve bir anda Doctor, Tardis'iyle belirdi. Benimle konuştu, kim olduğunu söyledi. İsmimi öğrenince çok şaşırdı ve aniden, onunla bir yolculuğa gelmemi teklif etti. Canımın sıkılmayacağı garantisini verirse onunla geleceğimi söyledim. Ve beni, Andromeda galaksisindeki Arcanus diye bir gezegene getirdi, birkaç Dalek'in kıçını tekmeledik ve sonra eve geri döndüm. İşte böyle John."

Sherlock's Friends//johnlock (one-shot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin