Eylül ayının henüz başlarındaydık
Fakat cidden havalar baya kasvetliydi
En sevdiğimden
Dışardan esen sert rüzgar penceremi okşarken hafifçe çiseleyen yağmur beni mayıştırmaya yetiyordu.
En üst katta oturduğumuzdan ve karşı binamızdaki en üst kat boş olduğundan asla perde kullanmazdım
Geceleri yıldızları izleyip uyumak cidden huzur vericiydi.
Hala alarm çalmadımı yoksa benmi erken uyandım diye telefonunu kontrol ettim
Alarmın çalmasına daha 25 dakika vardı
Ayaklarımı soğuk parkenin üzerine bırakıp odamdaki minik ama sevimli banyoma ilerledim
Güzel sıcak bir duş alıp çıktım
Mor duvarlarımın önünde adeta buradayım der gibi duran süt beyazı dolabımın önüne geçtim " Ne giysem " yaklaşık 12 dakika bu soruyla baş başa kalıp koyu lacivert oldukça dar bir kot ile üzerine beyaz v yaka bir tişort giydim üstümede deri ceketimi geçirince olmuştum hazırdım saçlarımı gelişi güzel açık bırakmış üstünede bir cap takmıştım oldukça güzel göründüğümü söyleyebilirdim
Okulumuz kıyafetlerimize asla karışmaz fakat makyaja'da bi okadar izin vermezdi bu yüzden sadece hafif renkli bir nemlendirici sürüp dudaklarımı yumuşattım hızlıca çantamı'da alıp merdivenleri indim
Ayakkabılarımı giyip kapıyı açtığım'da aslında havanın göründüğü kadar soğuk olmadığını anladım hafif hafif yağmur yağıyur ve usul rüzgarlar esiyordu hava tamda sevdiğim gibiydi
Dışarıya çıktım ve sakin adımlarla okula doğru yürümeye başladım .
Kulaklarımda çalkalanan şarkı bugün mabel matizden ahuydu bu şarkıya bayılıyordum Yaklaşık 20 dakika sonra okula ulaştım bahçedeki bankların birinde oturan meyra "ecee ay nasıl özledimm " diye koşturdu sıkı ve samimi bir kucaklaşma gerçekleştirdik
Yazın istanbulda olmadığımdan hiç görüşememiştik sadece telefom konuşmalarıydı saatlerce süren tabii
Kantine doğru ilerledik ve birer kahve almaya karar verdik
Kahvelerin parasını ödeyip bahçedeki banklardan birine oturduk
Koyu bir muhabbete girmiştik
Muhabbetimiz sonlandığında töreni gerçekleştirmek için ayağa kalktık ve sıraya girdik
Benim en sevmediğim şeylerden biri okul törenlerinde istiklal marşına saygısızlık yapılmasıydı
Kutlu marşımızı gür seslerle okuyup müdürün bayıltan konuşmasını dinledik
Ve sınıflara dağıldık 11-D Şubesini bulup içeri girdik duvar kenarı ikinci sıraya melinayla yerleştik
Herkes birbiriyle özlem giderirken sınıfa yeni olduğunu tahmin ettiğim biri girdi
Kusursuz denilebilecek bir yüze sahipti oldukça güzel gözleri vardı Maviydi
Siyah saçları ve beyaz teni birbiriyle uyum içerisindeydi
İlerleyip
Arka sırama oturdu
Çantasından diğer erkeklerin aksine düzgün kullanılmış siyah kaplı bir defter ve bikaç kalemle silgi çıkardı.
Cidden bizim sınıftaki erkekleri toplasak bir o etmezdi sınıftaki bütün kızların bakışları onun üzerindeydi
Ama kimse yanına oturmaya cesaret edemiyordu
5 dakika sonra ders zili çaldı ve tarih öğretmenimiz içeri girdi ne iyi adamdı hep güler yüzlüydü selamlaşma faslını geçtikten sonra " yeni bir arkadaşınız var çocuklar . Kuzey gel yanıma evladım "
Dedi ve kendini tanıtmasını istedi
Nefesimi adeta tutmuş ne diyeceğini bekliyordum
" Adım kuzey soyadım Tunçdelen
Bu okula bu şehire ankaradan geliyorum bir yıl okula ara verdiğim için 18 yaşındayım "
Dedi kadife ses tonuyla boyu epey uzundu en az 1.86 vardı annesi ne yedirmiş içirmiş buna be . melina bana dönüp " woaw kanka o neydi bee " dedi aramızda hafif kıkırdayıp derse yöneldik arkamda oturduğu için fazla bakamıyordum ama arada sırada kaçamak bakışlarımı esirgemiyordum düzenli bir defter tutusu vardı yazısı çok güzeldi
Böyle erkekler varmıydı cidden
Ders sonu o her sınıfatki keko grup kuzeyin sırasını işgal edip sorguya başladı
" hayırdır niye bu okuldasın "
" açıklama yapmak zorunda olduğumu sanmam " dedi derstekinin tam aksine sert bir ses tonuyla
Hakan biraz geri çekildi ve yüzünü buruşturdu
" ineğede bakın notda tutarmış dedi ve erkekler topluca güldü
Kuzey derin bir nefes alıp
" gelecek kaygısı olmayıp tek amacı kadın götü ellemek olan ailesinin onca emeğini hiçe sayan biri olmaktansa ailemin emeklerini boşa çıkarmaksızın çalışmak daha iyidir
Ailene acıyorum dostum " diyil hatlı yüzündeki dolgun dudaklarını zafer kazanmışçsına kıvırdı hakan ve grubu " seninle çok işimiz var hoşgeldin " diyip sertçe sırayı ittirip gittiler
Hızlıca arkamı döndüm
Hafifçe tebessüm edip
"Bişeyler içelimmi hem sana okulu tanıtırım " dedim nazikçe
" evet bu güzel olabilir " dedi ve o güzel dudaklarını kıpırdatarak güldü
Melina şok geçirmiş bi şekilde kulağıma fısıldadı
"Seni şanslı lanet sürtük sevgilim olmasa neler yapardım ahh "
Dedi ve bakışıp gülmeye başladık deliler gib aşık olduğu emresi vardı onun 9.sınıfın başından beri sevgililerdi ve ayrılmaya niyetleri asla yoktu
Bu düşünceleri sıyırıp sınıf kapısında beni bekleyen kuzeyin yanına gittim
Elimi uzatarak " ben melina bu arada " dedim
Elimi tuttu ve parmaklarıyla çok hafifçe bileğimi okşadı karşılıklı tebessümle birlikte merdivenleri inmeye başladık
Kantinden birer tane soğuk kahve alıp kuzeyi okulumuzun en kusursuz yerine götürdüm arka bahçeye
Arka bahçemiz orman ve deniz manzaralıydı
Müdür oturmamız için bikaç bank serpmişti
İçlerinden birine oturduk
"Burası okulumuzun en güzel yeridir ders calişmak istediğimde ağlamak istediğimde tek kalmak istediğimde geldiğim ilk yerdir ayrıca " dedim
Kuzey başını manzaradan çevirmeden " haklısın burası tamamen okuldan soyutlanmış gibi çok güzelmiş "
"Şu ana kadar derste not aldığını gördüğüm ilk kişisin" dedim ve sesli bir sekilde güldüm
Oda bu gülmeme karşılık verdi ve "emin ol bende çalışmak not almak istemezdim fakat bana yapılan fedakarlıkları ödemem gerekir " dedi ve gülüşünü seyrekleştirdi
"Nerede oturuyorsun " diyince aldığım cevap beni bir hayli mutlu etti
" okuldan biraz ilerde hürriyet sokakta "
Dedi büyükçe tebessüm edip
" şu işe bak aynı sokaktayız" dedim
Halinden memnun olduğunu gösteren bir gülüşle "sınıfa çıkalım hadi " dedi ve o önden ben arkadan sınıfa gittik
Uzun ve güzel geçen bir okul günü olmuştu Çıkışta beraber gitmeyi teklif etmiştim ama
"Cidden çok önemli bi yere gitmem gerekli ama yarın bunu telafi edeceğim.fazlasıyla " diyip göz kırptı ve benim gittiğim tarafın zıttına doğru ilerledi
Eve ağır ağır gittim ve kendimi odama attım üzerindekileri çıkarıp rahat bir şort ve tişört giydim
Laptopumu aldım ve mevcut bütün sosyal sitelerimde "kuzey tunçdelen'i" aradım
Instagramdan takip isteği attım ve laptopumu kapatıp mutfağa yemek yemeye indim yemeğimi hızlıca yiyip biraz ders çalışmak için odama çıktım.Biraz coğrafya kasıp birazda matematikten test çözmüştüm. akşama saat 7 olmuştu melinayı arayıp günün özetini çıkardık ve kıkırdaşarak telefonu kapattık.
Annemlerin halini sormak için yanlarına indim
Büyük beyaz koltukta annem ve babam oturmuş heyecanlı bir şekilde film izliyorlardı
Karşıdaki mavi ağırlıklı koltuğa yerleşip filmi izlemeye koyuldu.
Film bittiğinde saat 9 u gösteriyordu annemlere iyi geceler dileyip odama çıktım ve kapımı kilitledim bu huy bende küçük yaşlardan beri vardı.Dolabımdan yarın giyeceğim yırtık siyah pantolonumu ve eskimiş gri renkli yeni aldığım tişörtümü çıkardım saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yapmayı düşünüyordum dolabımdan siyah bir boyfriend kot ceket çıkarıp odamdaki berjarin üstüne koydum çantamı hazırladım ve yarın kullanacağım saç bakım kremlerimide banyoda hazırlayıp yatağımı açtım ve saat hala 21.30 du yatağıma geçip telefonumla uğraşmaya başladım ve bir saatte öyle oyalanıp saat 22.30 civari uyku pozisyonumu aldım camdan yıldızları izlerken birşey dikkatimi çekti karşı dairenin odası dolmuş ve perde asılmıştı ne yani şimdi bu benimdemi perde takmam gerekekicekti
Derin bi of çekip bunun asla olmayacağını düşünerek kendimi uykunun kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZEY
Teen FictionHerkesin dört ana yönü olur Doğu Batı Kuzey ve Güney... Benimse sadece bir tane o da KUZEY...