Keyifli okumalar
💎Jeon jungkook derin bir nefes alarak karşısında duran eskimiş ve büyük pansiyonu inceledi.
Kahverengi pansiyon oldukça eskiydi. Alçıları dökülmüş ve yıllarca boyanmadığı çok belli oluyordu. Doğrusu ürkütücü görünüyordu.
Elinde ki küçük bavulunu biraz daha sıkarak pansiyonun büyük bahçe kapısından girdi. Burası daha çok eski bir konağa benziyordu.
Bahçe fazlasıyla büyüktü. Girişte suyu akmayan süs havuzu vardı. Küçük boyutta kurumuş ağaçlar bahçeye garip bir hava katıyordu. izlediği Korku filmlerinde ki sahneler aklına geldi.
Jeon jungkook'un hayatı da korku filmine dönmüştü.
Rüzgardan uçuşan saçlarıyla uzun bahçe yolunda ilerledi. Kapının önünde ki üç basamaklı merdiveni çıktıktan sonra eskimiş kapıyı ittirdi.
kulaklarını tırmalayan kapı sesiyle yüzünü buruşturdu. sonunda içeriye girdiğinde kapı arkasından kapandı ve bordo renk halı üzerinde ilerleyerek görevli birilerini aradı.
Girişte şömine ve önünde koyu renk iki koltuk vardı. Giriş oldukça büyüktü. Duvarlarda ki garip portreler dikkatini çekti. Güzel oldukları gibi korkunç görünüyorlardı. Bu pansiyonu kim döşemişti böyle? 21. Yüzyıl da ilk defa bu kadar eski döşenmiş bir yer görüyordu.
Önünde hissettiği hareketlikle hafif irkilerek gözlerini portrelerden çekti. Başını çevirmesiyle karşılaştığı yüzle bir iki adım geriledi.
Karşısında ki genç adam jungkook'u inceleyerek gülümsedi.
"Merhaba efendim. ben pansiyonun sahibi jung hoseok."
Adam gülümseyerek konuştuğunda jungkook yüzünü buruşturmadan edemedi. Gülümsemesi sevimli gelmiyordu nedense onu tedirgin etmişti.
Gülümsemeye çalışarak adama selam verdi.
"Merhaba, ben jeon jungkook. Bir kaç hafta bu pansiyonda kalacağım."
Jung hoseok onu onaylarak arkasını döndü. Eline bir anahtar alarak jungkook'a uzattı.
"Hemen üst katta güzel bir odamız var. 4 numara."
Jungkook hafif bir şaşkınlıkla hoseok'un elinden anahtarı aldı. Korede 4 sayısının uğursuz sayı olarak anıldığını biliyordu.
Ama o böyle batıl inançları saçma bulduğu için dert etmiyordu. Anahtarı avuç içine aldıktan sonra yere bıraktığı küçük bavulunu yeniden eline aldı.
Hoseok'a kısa bir bakış attıktan sonra merdivene doğru yöneldi. ilk basamaktan çıkmadan arkasından duyduğu sesle olduğu yerde durdu.
Başını çevirdi ve hoseok'a odaklandı. Bu adam onu tedirgin ediyordu neden sürekli gülümsediğini merak ediyordu. Bu garipti...
"Güzelce dinlenin jungkook-sshi. Umarım hizmetimizden memnun kalırsınız."
*
***jeon jungkook kardeşinin cesedinin ortadan kaybolması üzerine bu pansiyona gelmeye karar vermişti. mezarı kazdığı günden bu yana üç gün geçmişti ama hala üzerinde ki şoku atlatamamıştı. bu düşününce cidden garipti hatta akıl almaz bir şeydi.
bu pansiyon mezarlığın hemen önünde olduğu için buraya gelmişti. mezarlığı incelemeyi planlıyordu. kimlerin girip çıktığını kontrol edecekti.
yeniden polise gitme konusunda kararsızdı. merakına yenik düşüp mezarı kazdığı için biraz çekiniyordu. o yüzden bir süre polise gitmeyecekti. birilerinden şüphelenmeye başladığında gitmeyi planlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑴𝒆𝒛𝒂𝒓𝒍ı𝒌|𝑱𝒖𝒏𝒈𝒌𝒐𝒐𝒌✔
Fanfiction*Bu hikaye yaşanmış bir olaydan esinlenerek yazılmıştır* Jeon jungkook, bir yıl önce ölen küçük kız kardeşinin mezarını ziyarete gittiğinde mezarlıkta bilinmeyen birinden gelen bir not buldu. Bu notlar aylarca gelmeye devam ettiğinde artık iyice ko...