kanatsız kuş

3 0 0
                                    


      "Yaprak dalında güzeldi, ay karanlıkta ve ayrılık gerektiğin de yaşamalı."dedi şair.
    Karşındaki genç delikanlı, çayı yudumlarken şairin ne demek isteğini ve ne cevap vereceğini düşündü. Evine ziyarete gelmişti yaşlı şairi. Çardak da küçük çaplı bi sohbet başladı. Öncesinde kitabını okuyup merak etmis, tanışmalı bu adamla diyip evini yurdunu öğrenip gelmişti genç delikanlı. Neden mi geldi, adam da bir şey vardı, gizli saklı, sanki bir gizemi saklıyordu, onu öğrenmekti niyeti.
    Kapıyı çalarken tereddüt etti, ama selamın açmadıgı kapı, niyeti iyi olanın girmeyeceği kalp yokmuş demişti kitabında. Şimdiyse onunla karşılıklı oturmuş, ne diyeceğini, nasıl soracağıni düşünüyordu kara kara. Yerinde huzursuzca sallanıp önündeki kitapları karıştırıyor, bi yandan da sairi inceliyordu. Atmışı devirmiş ak sakalı dedeler gibi, suskun, konuşmayı çok sevmez sanki. Giyimi salaş, üstünde bir tişört alt da eşofman, yüzü çizikler içinde, gözleri ışığını kaybetmemiş, hala taşı sıksam suyu çıkar gibi heybetli.
   " Kitaplarımı okudun beğendin demek." dedi. Bende " okudum tesirin de kalınca sizi görmeliyim dedim ve buradayım şimdi." dedim. " hoşgeldin o zaman delikanlı, bende gençliğe gittim biran, anılarıma, zaman tik taklar eşliğinde ne çok dönmüş, yaşlandığımı bir kez deha anladım." dedi. Bende sesinin tınısın da kaldım öyle bi müddet,  sonra " zaman geçse bir dert, geçmemesi daha büyük bi dert." dedim. Bana dudağını içine gömük şekilde kafa sallarken hala anılarda gezindigini farkettim. Birini düşünüyor belli onun anılarını taşıyor onu özlüyor. Sevgilisi ya da karısı muhakkak. Kim bilir ne ask maceraları yaşamıştır.
   Hala yakışıklı. Ela gözleri sulandı bi an, birden kafasını çevirdi. İşte dedim sakladığı sır oymuş. Anılarında ki şahıs, sevdiği özlediği kişi. Sorsam ayıp mı olur yoksa üzer miyim yaşlı kurdu dedim içimden. Hem nasıl bi anda gitti öylece sormadan daha. Nasıl iletişim kursam diye içten içten tutustum öylece ben. Öyle girişken hazır cevap biri olmadım hiç. Aklıma geleni söyledim bi anda. " unutuluyor bir çok şey, bazen en güzel anlarda, ama bazı şeyler senle mezara gider.  Sizinde  mazera götüreceğiniz şeyler var sanırım" dedim. Ne düşündüm bilmem, belki götürmeyecegim evlat demesini mi, yoksa yine kafa sallamasını mı.
    " anılar insanlarla birlikte ölür çocuk ama duygular, durduğu yerde durmaz, içinden taşar bazen. Kelimeler satır olur dizilir kâğıt parçasına, anı bir parca paylaşırsın başkalarıyla. Birikince dökülür, su gibi hatıralar da. "
  " sizin gençliğinizi merak ediyorum, hayat şartlarını, edindiğiz dersleri, maceralarınızı. Sorsam sizi rahatsız mi ederim? Yani beni tanımıyorsunuz ama inanın kotu bi niyetim yok sadece merak ediyorum, içinizde yasayan o gizemli kişi, neyiniz oluyor belli onu çok özlüyorsunuz." dedim.    Anlatacak mı diye merak içinde şairin cevabi bekledim. Korktum biraz, ya gitmemi isterse burnunu sokma derine derse. Uzun bi sessizlikten sonra
  " senin niye geldiğin belli oldu çocuk, sen onu merak etmiş sin. Onunla nasıl tanıştım nerde gördüm hatırlamam, sanki gözümü  onla açtım. o kadar süre birlikteydik ki hayatımın her penceresinde onu görüyorum. " Dedi sonunda.
   "kimi" dedim merakla.
   "O ne sevgilim oldu ne de karım. Adı birgün dü. Denizi çok severdi. Bende deniz derdim ona. Birgün diye isim mi olur diye söylenmiştim sahilde yürürken. Oda deniz de sen, bende deniz kızı olurum, maviligin içinde dünyanın her kıyısını giderim bu sayede, demişti. Nereye gidersen git, seni hep bulurum, seni asla bırakmam"demişti. Dediği gibi oldu da, gitti ama, kalbimde hep yaşıyacak.

      

               SATIRLARI OLAN ŞAİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin