Onu görünce ben de ister istemez gülümsedim. Sonra yaptığımın farkına varınca kaşlarımı çatarak sınıftan ayrıldım.
Onun gülüşünü görünce neden ben de gülümsemiştim ya da neden öyle hissetmiştim bilmiyordum. Ama bildiğim bir şey vardı o da şu an Umut'u görmek istediğimdi. Ama nerede olduğunu bilmiyordum. Giderken bir şey dememişti. Ve bu da beni daha çok meraklandırıyordu. Acaba kendine bir şey yapmış olabilir miydi? Ama bu neredeyse imkansız gibi bir şey çünkü Umut her zaman kendine zarar verenleri salak bulurdu. Okuldan yavaş yavaş çıkıp Umut'un evine gitmeye karar verdim. Yürürken bir yandan da düşünüyordum. Kıvanç belki bizim okula gelmeseydi böyle bir şey hiç yaşanmayacaktı. Umut zaten karşı kolejdekilerle hiç anlaşamazdı. Umut bizim okulun lideri gibi biriydi. Kıvanç da ordan gelmemiş miydi? Anlaşamaması bu durumda normal karşılanabilirdi.
Umut'un evinin önüne gelmiştim. Ya Umut eve gelmediyse Neriman teyzeye ne diyecektim? 'Şey Neriman teyzem, Umut benim yüzümden kavga edip gitti' mi diyecektim?Asla olmaz. Son çare olarak Gizem'i aramaya karar verdim. Onunla bir yere gitmiş olamaz mıydı? Nasıl olsa sevgilisiydi.
Telefon rehberimden Gizem'i bulup arama tuşuna bastıktan sonra Gizem'i telefonu açmasını bekledim. Telefonu açtığında lafı hiç uzatmadan Umut'u soracaktım.
"Alo?"
"Gizem, benim Ece. Sana bir şey soracağım Umut yanında mı?"
"Hayır. Yanımda mı olması gerekiyordu? Bir şey mi oldu Umut'a?"
"Sana sonra anlatırım. Merak etme bulacağım Umut'u" deyip bir şey demesine izin vermeden telefonu suratına kapattım.
Ne yapacağımı kestiremiyordum. Bir dakika Umut'u alt komşusu Giray -Heja ve ben gibi çok yakın arkadaşlar- nerde olduğunu bilirdi. Hemen binaya girip Giray'ın evinin zilini çaldım. Ailesinden biri açmaması için dua ediyordum. Giray kapıyı açtığında bir oh deyip direk konuya girdim.
"Giray, Umut kavga etti benim yüzümden ve çekip gitti. Nereye gittiğini bilmiyorum. Belki sen biliyorsundur diye geldim buraya."
"Ece bugün hiç Umut'la konuşmadık. Sinirli miydi gittiğinde?"
"Evet. Nerde olacağını bulabilir miyiz ki?"
"Ece bir tahminim var oraya gidip bir bakalım istersen. Giderken de bana olayları anlatırsan daha iyi olur."
Giray içeriye hırkasını almaya gitmişti. Havalar o kadar soğuk olmadığı için hırka yetiyordu insana. Giray çıktığında direk olarak merdivenleri inmeye başladık.
"Evet Ece dinliyorum. Neler oldu da Umut bu kadar sinirlendi?"
"Bak şimdi bizim okula karşı kolejden biri geldi. Adı Kıvanç. Neyse işte bu bizim sınıfa düştü. Geldiği ilk gün bizim sıraya yaklaşıp Umut'a, 'Kalk burası benim yerim' dedi. Umut da 'Buranın senin yerin olduğu nerden belli lan' deyip yumruğu geçirdi. Bugün de ben sınıfa geldiğimde Umut'un çantası oradaydı ama kendisi yoktu. Neyse ben de işi vardır diye düşünüp oturdum. Bu bizim sınıftakiler pencerenin oraya gidince ben de merak edip peşlerinden gittim. Boyları benden uzun olduğu için göremedim ve onlara sordum ne oluyor diye. Onlar da Umut ve Kıvanç kavga ediyorlar biz de onları izliyoruz dediler. Onlara inanmayıp kendim bakayım dedim ve gerçekten de kavga ediyorlardı. Sonra Umut'a neden kavga ettiklerini sordum. Söylemedi. Sonra teneffüste tekrar sordum. Gene söylemedi. Ben de dedim ki Gizem artık benimle konuşmanı istemiyor da böyle davranıyorsun dedim. O da sinirlenip gitti."
"Ah Ece sen ne yapmışsın öyle? Umut'un böyle bir şey yapacağını nasıl düşünürsün?"
"Ne bileyim? Aklıma geldi söyledim ben de."
Bir barın önüne gelmiştik. Umut burada değildi herhalde. Umut içki içmezdi ki. Ya da bana söylememişti. Bilmiyorum. Umut neden bana çoğu şeyi anlatmaktan kaçıyordu?
"Burada olabilir. Sen gelmesen iyi olacak. Sen burda kal."
"Hayır Giray ben de geleceğim. Hem burada kalmam daha tehlikeli değil mi?"
"Doğru söylüyorsun. Umut içerdeyse ben yanına gideyim. Sen biraz uzakta dur ki daha da sinirlenmesin."
"Ama ben onu sinirlendirecek bir şey yapmadım ki."
"Ece dediğin şeyi ikimizde yapamayacağını çok iyi biliyoruz ve sen buna rağmen böyle deyince tabi ki de sinirlenmiştir."
Barın girişinden içeriye doğru ilerlediğimizde içkinin o acı kokusu, havadaki terlerin kokusu yüzüme çarpıyordu. Duvarlarından anladığım kadarıyla biraz fazla yıpranmıştı. Acaba kaç kavga, kaç cinayet, kaç aldatılma gördü bu duvarlar? Hiçbir zaman bara gitmemiştim. Hayatımda bir ilkti. Her iklimi Umut'a yapardım. Bu sefer yanımda o yoktu, Giray vardı. İçeri girdiğimizde müzik sesi daha da arttı. Giray ve benim gözlerim hemen Umut'u aramaya başladı. Umut'u gördüğümüzde önce birbirimize baktık, ardından Giray hemen bana "Burada kal bir yere gitme" deyip Umut'un yanına gitti.
Ben de barmenin yanına gidip oraya oturdum. Barmen bir şey isteyip istemediğini sordu. Ben istemediğimi söyleyince başka müşterilerin yanına gitti. Umut'u ve Giray'ı burdan göremiyordum. Yanıma biri gelip oturdu. Hemen hemen benim yaşlarımda bir oğlan. Tabii bir de sarhoş.
"Selam bebek. Senin derdin neydi de buraya geldin?"
"Derdim falan yok. Git başımdan."
Yavaşça yerinden kalkıp üstüme doğru yürümeye başladı. Ben geri geri kaçtıkça o daha da üstüme gelemeye başladı. Çığlık atmaya karar verdim. Çığlık atarken bir yandan da ondan kaçıyordum. Kimsenin o gürültüden beni duyduğu falan yoktu. Görenler de çok normalmiş gibi izliyorlardı. Sırtımı yumuşak bir şeye çarpınca onun bir insan olduğunu o an anladım. Arkamı döndüğümde Kıvanç çocuğu öldürecekmiş gibi bakıyordu. Benim yanımdan geçip o çocukla kavga etmeye başladılar. Kavgayı gören herkes buraya toplanmıştı. Haliyle Umut ve Giray da. Umut önce bir kavgaya bir de bana baktı. Sonra hemen benim yanıma gelip beni dışarı doğru sürükledi.
"Ece senin burda ne işin var?"
"Umut öyle bir sinirle gittin ki ben de senin için çok endişelendim. Giray'a gittim. Sonra buraya geldik işte."
"Seni buraya Giray mı getirdi? Ve Kıvanç neden kavga ediyordu?" kelimeleri adete soluyordu. Onu bu kadar sinirli görmek biraz zordu. Tabii benim açımdan. Benim yanımda çok nadir sinirlenirdi.
"Giray beni bırakınca ben de oraya oturdum. Sonra yanıma o çocuk geldi. Üstüme yürümeye başladı. Kıvanç da beni kurtardı." sözüm bittiğinde Giray'ı bardan yanında Kıvançla çıkarken gördüm.
Umut yanımdan ayrılıp Giray ve Kıvanç'ın yanına gitti.
"Sen geri zekalı mısın lan? Ne diye Ece'yi buraya getiriyorsun. Hadi getirmeni bırak kızı orda yalnız bırakıp gitmişsin."
"Sen Ece'yi görünce daha da sinirlenirsin diye düşündüm. Onun için orada bıraktım. Aklıma böyle bir şey olacağı gelmedi." Kıvanç bu söz üzerine hemen ağzını açtı.
"Sen nasıl bir malsın? Kızı orada tek bırakıyorsun ve bir şey olacağı hiç aklına gelmiyor. Tabii olmayan bir şeye nasıl gelsin değil mi?"
Giray, Kıvanç'ın üstüne gitmeye başladı. Benim yüzümden kavga ediyorlardı. Aralarına girmemle kavga son buldu.
"Şuan iyiyim gördüğünüz üzere. Hiçbir şeyim yok. Kavga etmeye de değecek bir şey değil. Siz de tetikte bekliyormuş gibi kavga ediyorsunuz. Bir daha benim yüzümden kavga ettiğinizi görürsem hiçbirinizle konuşmam. Zaten seninle hiç konuşmuyorum Kıvanç."
"Güzelim merak etme yakın zamanda Umut'tan bile daha yakın olacağız. O zaman konuşacağız işte."
Umut artık kendini tutamayacak hale geldi ve Kıvanç'a kafayı gömmesi bir oldu. Ben dediğimin arkasındaysam Umut'la gerçekten konuşmayacaktım. Bu biraz zor olacaktı ama yapacaktım. Daha dediğimin üstünden 1 dakika bile geçmemişti. Benim sözüm bu kadar mı değersiz olmuştu artık?
Bölüm bittii. Merak ettikleriniz varsa yorumda sorabilirsiniz ya da nasıl bir yeni bölüm istersiniz. Hepinizi öpüyorum 😘😍💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilek Reçeli
RomanceKitabımızın esas kızı Ece Çetin. 16 yaşında. Vazgeçemediği çilek reçeli ve en iyi arkadaşları Umut, Heja'yla birlikte hayatının normal bir genç kızın yaşamından bir farkı yoktu... Ta ki o güne kadar...