Multimedia: Buğra *-*
Uyandığımda beyaz duvarlarla bakışıyordum.En son nerde olduğumu hatırlamaya çalıştım.Ama ben evden kaçmıştım.
Korkuyla yattığım yerden hızlıca kalktım.Kalkmamla yatağa düşmem bir oldu.Tabi ya ayağımı burktuğumu nasıl unuturum ki.Yatağın en uç noktasına gittim.Odayı incelerken ve nerde olduğumu anlamaya çalışırken kapı açıldı.
İçeriye bir meteor girdi desem yer vardır sanırım.Elindeki yemek tepsisini yatağın yanındaki komidine bıraktı.O bana iş teklif eden kişi olamazdı.O bu kadar yakışıklı olamaz.Zaten o zaman da gözlerim kapalıydı.Belki odur diye yataktan hızlıca kalktım ve odanın köşesine gerilemeye başladım.Ayağım feci bir şekilde sızlıyordu.
Üstüme doğru geldikçe ben daha çok geriledim."Sizi ormanda ağaca yaslanmış uyurken buldum.Ve kötü görünüyordunuz.Ben de sizi orada bırakamadım.Kötü bir niyetim yoktu."dedi.Tamam şimdi rahatlamıştım.Adını sorman gerek diyen iç sesime kulak verdim.
"Teşekkür ederim." dedim ve gözlerine bakmadan "Adın ne?" diye sorduğumda sesimin düzgün çıktığını kontrol ettim.Böyle zamanlarda hep kısılırdı zaten.Ama bu sefer düzgün çıktığı için şükrettim.
Bana daha çok yaklaştı."Buğra.Ve teşekküre gerek yok." dedi ve gözlerimiz kenetlendi."Sen adını söylemeyecek misin?" dediğinde ona salak salak baktığımı anladım.Yatağa tekrar oturdum."Adım Melis." dedim.Ama o sanki devam etmemi istercesine baktığında bende ne bakıyosun imasıyla kafamı iki yana salladım.
"Neden ormanda tek başına dolaştığını anlatır mısın?" dedi ve kollarını göğsünde bağladı.Sorguya çekildiğimi hissettiğimde vücudum kasıldı.Ben niye ona cevap vermek zorundaydım ki?Dün yaşadıklarım aklıma geldikçe daha da kötü oldum.Hala cevap beklediğini ima ettiğinde bende gereken yerleri anlatmaya başladım.Onu da bu işe bulaştıramazdım.
"Annemi aramak için dışarı çıkmıştım.Arabamın yakıtı bittiğinde bende yürüyerek aramaya başladım.Ama ayağımı burktum ve acısından bir yere kımıldayamadım.Uyku da bastırınca olduğum yerde uyudum." dediğimde soluklanarak yüzüne baktım.Gözlerini kısmış bana bakıyordu.Sonradan yüz ifadesini değiştirdi."Anneniz kayıp mı oldu." dedi."Hayır.Aslında evet." dedim ve bu seferde kaşlarını çattı."O alzheimer.Ve uzun zamandır geceleri evden çıkıp gidiyor.Odasının kapısını her zaman kilitlerim ama bu sefer unuttum sanırım.Ve hala dışarıda.Onu bulmam lazım." dedim."Tamam seni evine bırakayım." dediğinde itiraz etmek için ağzımı araladım ama arabamın yakıtının bittiğini ve nerede olduğumu bilmediğim için kafamı salladım.
Kapıya kadar inleye inleye gittiğimi görünce beni kucağına aldı.Yanaklarımın yandığını hissetsemde düşmemek için boynuna kollarımı sardım.Beni arabasına oturtturup kapımı kapatınca bende ellerimle yanaklarımı soğutmaya çalıştım.Kendisi de arabaya binince ellerimi yanaklarımdan çektim.Evin adresini verdim ve koltuğa iyice gömüldüm.
Birkaç dakika sonra "Annenizin bu kadar uzağa gidebileceğini nasıl düşündünüz." dedi.Şimdi köşeye sıkışmıştım."Annem koşucuydu eskiden.Hala da iyi koşuyor.Bacakları kuvvetlidir ve ormanı da çok sever." diyip sırıttım.Kesin inanmadı.Daha iyi bir yalan bulamazdımıydım ki.Dediğime sadece gülümsedi ve kaşlarını kaldırdı.
Yol boyunca önüme baktım ve evin önüne geldiğimizde kapımı açtım.Kolumu tuttuğunda ona baktım."Numaranı vermeden nereye gidiyosun." dedi.Bende gülümsedim ve telefon numaralarımızı aldık.Yine yanaklarım yanıyordu.Arabadan benden önce çıktı ve beni yine kucağına aldı."Acaba sizi ilk doktora mı getirseydim." dedi.Kaşlarımı çattım ve"Hayır gerek yok ve zaten bugün çok işim var." dedim.
Evin kapısına getirdiğinde teşekkür ettim ve kucağından indim.O ise sadece el salladı ve arabasına yöneldi.
------------------------------------------------------------
Olanları düşünmeme fırsat kalmadan annemin odasına küçük bir umutla yöneldim.Ayağıma her bastığımda canım yanıyordu.İnleye inleye de olsa odanın önüne geldim ve içeri girdim.İçeri girdiğimde annem yatağında uyurken buldum.Bu kadın ne ara eve geldi?
Annemin üstünü örttüm ve kapıyı kilitleyerek odadan çıktım.Ve bakıcısı arayıp gelmesini istedim.Bugün izinli değildi ve geç kalmamalıydı.
Odama yine sendeleyerek gittim ve bir an önce hastaneye gitmem gerektiğini kafama not ettim.Ama ilk önce duş almalıydım.İşe ise bu halde gidemezdim.Buğra ya da bilmem kaçıncı yalanımı söylemiş oldum.Bu olan olayları sadece Başak'a anlatabilirdim.O benim en yakın arkadaşım.Ve ona danışmadan önemli kararlar vermem.Aslında o da bana hep danışır.Ve dün olan olayları anlayacağına eminim.
Uzun bir duştan sonra kendime geldiğimi hissettim.Bornozla banyomdan çıktım.Dolabıma yöneldiğimde "Bir günün dolmak üzere" diyen sesle çığlığı bastım.Beni kaçıran kişi şuan tam arkamdaydı.Bende arkamı dönüp dönmemek arasında gidip gelirken yapabileceğim en saçma şeyi yaptım.Bornozumu ve burkulan ayağımı unutarak odamın kapısına doğru koştum.
Daha kapıya varamadan inleyerek yere yapıştım.Arkadan güzel bir kahaka geldiğinde ve acının da etkisiyle hemen toparlandım ve ayak bileğimi tutmaya başladım.Korkudan ve acıdan bağıra bağıra ağlıyordum.O ise yanıma geldi ve koluma iğne yaptı.Bana ne verdiyse birden bütün vücudum ve göz kapaklarım ağırlaştı.Son gördüğüm ise bana bakan endişeli iki gözdü.O gözleri sözlerle anlatamazdım sanırım.
----------------------------------------------------------
(Yeni bölüm geldii.Hepinize iyi günler :) )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYANIN AJANI
Adventure"Uzakken bile bir nefes kadar yakınımdasın." •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• "Karakterin tam oturacakken sandalyeni mi çektiler?" •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• "Uzaylılar ne zamandan b...