Samael ve diğerleri, cehennemin her noktasını hiç sıkılmadan gezmeye devam etti. Gelen her Adwa'yı büyük bir zevkle cezalandırıyor, onlara Adwa'nın zayıf olduğunu gösteriyorlardı.
Bir süre sonra Samael, gelen Adwa'yı türlerine göre cezalandırmanın daha zevkli olabileceğini düşündü ve suçları seviye seviye ayırdı. Yalancılar, zarar verenler, emre karşı gelenler... Sayısız seçeneği vardı Samael'in ve her Adwa için farklı cezalar uygulayabilecek kadar da yaratıcıydı. Samael'in en sevmediği Adwa tiplemesi, Eden'in dışında, onlar için yaratılan yerde kendini "din adamı" diye tanıtıp yüce Azazel hakkında yalanlar söyleyenlerdi. Samael bu gibi Adwa ile bizzat ilgileniyor ve onları cezalandırmaktan ayrı bir zevk duyuyordu. Adwa'nın çığlıkları tüm tarlaları kaplarken Azazel ve müritleri için bu çığlıklar oldukça keyifli ve sonunun gelmesini istemedikleri bir ritim gibiydi. O kadar benimsemişti ki bu feryatları, Eden'de babasına sevgisini göstere meleklerin müziklerinden bile daha güzeldi onun için.
Her gelen affedilmeyi dilese de, Samael böyle bir şey olmayacağını çok iyi biliyordu. Lakin zeki Samael, ileriye dönük planları için bazılarının işine yarayabileceğini düşündü ve cezalarının ertelenmesi karşılığında buyruğuna davet etti.
Zamanın geçmediği, anların Adwa'ya sonsuz gibi geldiği vakitlerden birinde, Ashmedai efendisini çağırdı. Yine onunla anlaşma yapmak isteyen biri olduğunu söyledi. Samael artık bunlara alışmıştı ama Adwa'nın çaresizliğini görmekten de büyük zevk alıyordu. Bu yüzden evine yeni gelenin yanına gitti. "Senin suçun ne," diye sordu. Cevap alamayınca yanındaki iblislerine sordu ancak onlar da suçunun ne olduğunu bilmiyordu. "Günahının ne olduğunu biliyorum," dedi, yüceler yücesi. Evine gelip ona yalan söylemeye çalışan herkesi fark edebilecek kapasitedeydi zaten. "Senin suçun, tüm yüceliğine ve özüne rağmen zavallı bir Adwa gibi görünmek," dedi.
İblisler bir meleğin içine işleyebilecek ve içini görecek kadar kudretli varlıklar değildi. Hatta karşılarındakinin bir melek olduğunu bile anlayamamışlardı. Neyse ki Azazel öğrencisini tanıyordu. "Eskiden önümde eğilirdin, Uriel," dedi ve tüm iblisler bir anda Uriel'in üzerine atladı. Azazel onları ayırmaya yeltenmedi bile. Uriel'in hiçbir şey yapmadan, sadece kanatlarını gererek bile iblisleri püskürtebileceğini biliyordu ve öyle de oldu.
Uriel'in ihtişamlı kanatları aniden açıldığında, üzerindeki onlarca iblisi fırlatıp yenilerini uzak tuttu. Azazel iblislerine durmalarını söyledi. Uriel konuştu. "Benim bu işten çıkarım ne olacak?" Azazel, Uriel'i nasıl etkileyebileceğini biliyordu. Uriel görevi gereği Adwa'ya ilgi duyuyordu ve bu bir noktada onun zaafı olmuştu. "Şu an bulunduğun, zavallı ve tiksinç halinle aralarına karışmanı sağlarım," dedi Azazel. Uriel ikna olmuş gibi görünmüyordu. "Duvarları nasıl geçeceksin?" Azazel yanıtladı. "Bekçileri indirerek." Uriel yine sordu. "Yani kendi soyundan olanların katlini gerçekleştireceksin. Doğru mu anladım?" Azazel sordu. "Ölüm meleği, katliamı mı sorguluyor?" Uriel güldü. "Adwa'nın bedenini katletmek kolay bir iş. Karşı bile koyamıyorlar. Açıkçası, görüldüğü kadar zevkli değil." Azazel kanatlarını açtı. "O halde sevgili Uriel, eğlenceyi başlatalım!" Ellerinden alevler çıkarken Uriel onu durdurdu. "Şimdi olmaz, şu an Gabriel Eden'de. Çok geçmeden Adwa için yeni bir önder gönderecek yaratıcı, Gabriel de öndere yol göstermek için Eden'den ayrılacak. O zaman daha kolay olur." Azazel durumu her yönüyle ele aldı ve Uriel'e hak verdi. "Yine de, sevgili Uriel, bana karşı tek melek bile kalmış olsa zafer kazanmış sayılmam. Bunu onsuz yapamayız." Uriel karşı çıkmadı. Kanatlarını vurarak Eden'in yolunu tuttu.
---
Zaman aksa da, Azazel için geçmek bilmiyordu. Adwa yaşamları boyunca Uriel'den haber bekledi, bekledikçe iblislerinin sayısı arttı. Anlardan birinde, başka bir Adwa daha cehenneme geldi. İblisler onun için ayarlanan yere götürürken, Samael ile konuşmak için ısrar etti. İblislere Uriel'den bir mesajı olduğunu söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harcanabilir Lucifer
FantasyYaratıcının gözdesi, yaratılmışların en yücesi ve harcanabilir piyon Azazel'e farklı bir bakış...