Düşündüm de lise o kadar kötü bir yer olmayabilir. Kuzenimin anlattığı kadar. Onunla aynı okulda olacağım. O on, ben daha dokuzuncu sınıfım. Yeni başlıyorun liseye. Bana anlatıyor hep. Bana hayatımdaki en kötü şeylerden biri lise diyor. Orada herkes birbirini ezermiş. Ve okulun kendini beğenmiş, üç kişilik bir erkek grubu varmış. Kuzenim Cody onlardan uzak durmamı söylüyor. Onlara göz ucuyla bile bakmamalıymışım. Onlar seninle uğraşırsa bile sen asla cevap vermeyecekmişin. -Bu benim için olacak şey değil. Herkese ilk fırsatta laf sokarım-. Eğer aksini yaparsan liseyi sana zindan ederlermiş. Ama o kadar kötú olacağını sanmıyorum. Umarım.
Annemin bana Angie diye bağırmasıyla uyandım.
"Ne var anne?!"
"Duş mu alacaksın? Üstünü mü giyeceksin? Hızlı ol!"
Sesi oldukça telaşlı çıkıyordu.
"Niye? Ah olamaz okul!"
Hemen yataktan kalktım ve banyoya koştum. Daha dün duş aldığımdan dolayı tekrar duş almaya gerek duymadım. Sabunu aldım ve yüzümü yıkadım. Koşarak odama gittim. Pijamalarımı çıkarttım ve dolabımı açtım. Gri bir şort ve siyah bir gömlek giydim. Gömleğimi şortun içine sıkıştırdım ve biraz yukarı çektim. En güzel kokan parfümü sıktım. Altına bordo Vanslarımı giydim. Okulun ilk günü olduğu için ruj sürmedim. Aşağıya indim. Annemin hazırladığı masaya oturdum. Elinde sıcak tostları bana getirdi. Tabağıma koyduktan sonra elini dişlerinim arasında tutarak zıpladı. Tostlar gerçekten sıcaktı. Kahvaltımızı yaptık.
"Heyecanlı mısın?"
"Ya ne demessin."
"Seninle gelmemizi ister misin Angie?"
kafamı hayır anlamında salladım. Odama çıktım ve bir iki tane defter koydum çantama. Son bir kez aynaya baktığımda o kadar kötü gözükmediğimi fark ettim. Dayanamadım ve dudağıma o kadar belli olmayacak şekilde ruj sürdüm. Gerçekten o kadar belli olmuyordu. Aşağıya indim ve ayaklarımın üstüne çıkarak anne ve babamı öptüm. Evden çıktım ve otobüs beklemeye koyuldum. Sonunda gelmişti. Okulun başlamasına daha yarım saat vardı. Vaktinde yetişecektim. Hatta daha erken gidecektim. Otobüse bindim. Oldukça sıkışıktı. Ben daha yerime geçmeden otobüs hareket etmişti. Dengemi kaybettim ve yaşlı birinin üstüne düşecekken bir el beni yakaladı. Yani karnıma doğru elini uzattı. Beni tutan kişiye baktığımda benim yaşımda biriydi.
"Dikkat etsen daha iyi olur."
Dedi gözlüğünü çıkarırken.
"Teşekkür ederim. Yana kayar mısın?"
Kafasını salladı. Yaşlı amcaya oraya oturabileceğini söyledim. Bana gülümseyip teşekkür etti. Ona gülümsedim. Demirlerden birine tutundum. Otobüs durduğunda bizim okulu gördüm. Otobüsten indiğimde beni tutan çocuğunda okula girdiğini gördüm. Okulun kapısından girdim. Kuzenim Cody arkadaşlarıyla oturmuş sohbet ediyorlardı. Beni gördü. Ortada buluştuk.
"Hey kuzen!"
"Kuzen."
Dedik ve birbirimize oldukça sıkı bir şekilde sarıldık. Beni arkadaşlarının yanına götürdü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Dörtlüsü
VampirgeschichtenAngie liseye daha yeni başlamıştır. Okula ilk geldiğinde Şeytan Üçlüsü denilen bir grup sürekli onunla uğraşmıştır. Angie abisini görmek için mezarlığa gider. Ancak bir vampir tarafından ısırılır. Böylece o da artık bir vapirdir. Başına böyle bir o...