Her Pazar akşamı, olduğu gibi bu akşamda Nolan annesinden, bin bir zorlukla kopardığı izinle Televizyon başında Bay Jurnoya'yı izliyordu. Hayali, onun gibi büyük bir sihirbaz olmaktı. Sihirbaz olduğunda; Şapkasından güzel, tüylü bir tavşan çıkarmak ve seyircilerin gözlerini alamayacağı güzellikte ki asistanını renkli bir kutuya koyup onu, seyircilerin çığlıkları arasında iki parçaya bölmekti. Unutmadan bir de havada kuşlar gibi uçmayı dört gözle bekliyordu. Sihir, Nolan'a mucizevi geliyordu. Sihir diye bir şeyin olmadığını ve hepsinin birer kurmaca olduğunu annesi defalarca anlatsa da o inanmıyordu yada inanmak istemiyordu.
Annesi " Nolan hadi yatağa, yarın sabah okulun var ve seni kahvaltıda esnerken görmek istemiyorum" dedi.
"Tamam anne" demekle yetinmişti Nolan.
Babası Thomas, kasabada ki atölyede gece geç saate kadar çalışıyordu. Kız kardeşi ise şimdiye kadar odasında uyuya kalmıştı bile.
Televizyonda Bay Jurnoya programı bitince koltuğundan kalkarak televizyonu kapattı ve annesinin yanına gitti. Annesi onun yumuşacık yanaklarına birer öpücük kondurdu. "Seni çok seviyorum Nolan. Sen benim hayatımda ki en önemli şeysin." Dedi ve ellerini Nolan'ın yanaklarına koydu ve gözlerinde ki ışıltıyla ona bakıyordu.
Nolan annesinin gözlerine bakarak "Peki ya babam ve Jack ? Onlar değil mi ? Onları sevmiyor musun ?" diye cevap verdi.
Annesi gülümsedi "Tabi ki onları da çok seviyorum ve çok önemliler" ikisi biraz bakıştıktan sonra "hadi yatağına git de uyu sabah okul var" dedi.
Nolan annesinin yanından ayrılıp ikinci kata çıkmak için holdeki merdivenlere doğu gittiği sırada arkasından annesi " Dişlerini fırçalamayı unutma" diye seslendi.
Nolan üst kattaki banyoya gidip dişlerini istemsizce fırçaladıktan sonra kendi odasına geçti. Yatağına yatıp, yatağının hemen sağındaki şifonyerin üstündeki ışığın ipini çekerek kapattı ve gözlerini tavana dikti. Nolan farklıydı, diğer çocuklar gibi karanlıktan, canavarlardan ve çocukların korktuğu diğer şeylerden korkmazdı. Tek başına uyur, karanlıkta saatlerce kalabilirdi. Hatta tek başına bile olsa. Gözleri yavaş yavaş kapanıyordu ve çok geçmeden uykuya dalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçinde
HorrorNolan'ın hayali; Bay Jurnoya gibi büyük bir sihirbaz olmaktı. Sihirbaz olduğunda; Şapkasından güzel, tüylü bir tavşan çıkarmak ve seyircilerin gözlerini alamayacağı güzellikte ki asistanını renkli bir kutuya koyup onu, seyircilerin çığlıkları arasın...