Bölüm 27

35 0 0
                                    

Tanrım başım nasılda çok ağrıyordu neler oluyordu böyle ne oluyordu neden oluyor. Göz kapaklarım o kadar ağırdı ki gözlerimi açmak için ciddi anlamda zorladım açtığımda gözlerime inanamadım bembeyaz bir odada bir yatakta ellerim bağlı bir şekilde yatıyordum . Tahminim ediyorum ki temizlenmişim yüzümde tuzlu göz yaşının yaptığı gerginlik yoktu.

Üzerimde bembeyaz bir gecelik vardı her şey beyazdı önceki yer ne kadar siyahsa burası da o kadar beyazdı. Aklımı oynatmama az kalmıştı sanırım beni delirtmeye çalışıyordu. Sağ elmacık kemiğim çok acıyordu sanırım tekme attığı yerdi aklım almıyordu bana nasıl vurabilirdi diye düşünmemiştim çünkü beklerdim ondan artık her şeyi.

Beyaz kapı açıldı Heo melek gibi gülümseyerek beyaz bir takım elbiseyle geldi.

"Sevgilim nasılsın 3 günlük uykun nasıldı sen uyurken ben çok eğlendim biliyor musun " dedi . Anlamayan gözlerle ona bakıyordum

"Beni bağlayarak çaresiz bırakmak mı seni eğlendiriyor " dedim

"Hayır hayır sana yaptıklarım eğlendirdi " dedi

"Nasıl bir psikopatsan işkence yapıp da eğlenebiliyorsun " dedim.

Büyük bir kahkaha attı yüzümü elleri arasına aldı.

" Hayır güzelim hatırlıyor musun kazadan önce gece klübünden çıktıktan sonra benim evimde benim olmak istemiştin istediğin oldu benim oldun aslında bakire olduğunu düşünmemiştim ama farketmez farketmedin mi kıyafetlerin farklı temizsin inan bana çok seksisin uyanık olsan belki inlemelerinle daha çok zevk alırdım ama böyle daha gizemli oluşuda ilginç artık benim kadınım oldun ama ben seni kadınım olarak hayatıma dahil etmeyeceğim " dedi. Gözlerim dolu içimden sadece " ne " diyebildim.

Geldi ellerimi çözdü.

"Artık serbestsin git nereye gidiyorsan oyun bitti yani game over intikamımı ömrünün sonuna kadar taşıyacağın bir izle aldım hayatta başarılar " dedi.

Ayağa kalktım derin nefesler alarak odanın kapısına doğru ilerledim sonra durdum kafamı çevirip

"Yanılıyorsun beni çoktan hayatına aldın aksine oyun yeni başlıyor yani new game start beni çok hafife aldın " dedim gözlerinin derinine bakarak ama korkmamıştı bir planım yoktu ama elbet bulacaktım odadan çıktım dışardaki elime telefonumu verdi aldım ve sendeleyerek dışarı çıktım pijamalarla nasıl göründüğümü hiç düşünmemiştim Han Nehri kenarına gittim akşam karanlığı çökmeye başlamış hava serinlemeye başlamıştı kimse yoktu bir kaldırım taşına oturdum göz yaşlarım akmaya başlamişti.Avazım çıktığı kadar çığlık attım

"AAAAAAAAAAAAAA LANET OLSUN NEDEN YAŞIYORUM ÖLMEK İSTİYORUUUUUUUUUM YETEEEEEEER ARTIIIIIIIIIIK " diyerek bağırarak nehrin korumalıklarına doğru yürüyüp üstünden geçtim tek yapmam gereken ellerimi bırakıp herşeyin bitmesi için 15 saniye beklemekti. Ellerim ayaklarım titriyordu. Yanımda beyaz bir araba durdu içinden bir adan çıktı endişeli gözlerle bakıp korkmuş sesiyle

"Yapma " dedi yüzüne baktım sadece hıçkırarak ağlıyordum eli bana doğru uzattı

"Yapma derdin ne bilmiyorum ama daha çok genç ve güzelsin yapama hadi tut elimi " dedi

"Uzak dur yaşamak için bir sebebim yok artık mutlu olmam için bu olmalı " dedim ve ellerimi bıraktım arkamdan

"Hayıııır " diye bağıranı duydum sonra büyük bir su sesi ay ışığına bakarak derinlere süzülmeyi beklemiştim ay ışığı yavaş yavaş bulanıklaşırken bir yıldıza

" Söyle ona ben artık yokum mutlu olsun " dedim ve gözlerimi kapattım ... Sonra kulağıma bir şarkı dolmaya başladı aslında sadece melodi ve son karanlık...

Görmeden Hissedilen Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin