Yakışıklı Hödük 3

1.2K 121 43
                                    


"S-sen iyi değilsin . "

"Bırak beni .!" Ayağa kalktığımda kolumdan tutarak sarstı beni . 

"Su  kendine gel , şu anda iyi değilsin . Seni eve götüreceğim ."

"Hayır,  hayır.  "  Onu dinlemeden sokaklara girdim , koştum,  edis'e koştum . Uraz' ın  beni durdurmaması için daha da hızlı koştum . Sevdiğim çocuğa koştum.  Ona bir kez daha sarılabilmek için.   

Oradaydı işte  ! Güzel yüzünü , zihnimden biran atamadığım o yüzü bana doğru dönüktü . Üstelik gülümsüyordu . 

Hayal değildi  o ,ama , ama peki nasıl bu kadar mutluydu . O nasıl  buradaydı . ? Beni bırakmıştı o . Gözümün önünde hàla o yüzü ,  soluk yüzü, mosmor dudakları ..  elimi tutan buz gibi elleri .. 

Tek bir saniye düşünmeden son bir kaç adım atıp boynuna sarıldım . Öyle sık sarıldım ki ,özlem içeriyordu bu sarılma , yoğun hisler içeriyordu, lise yıllarımın özetini içeriyordu , onu görmeden geçirdiğim her günümü içeriyordu .

"Sen , seni ne kadar özlediğimi  bilemezsin . B-biliyordum ölmedigini biliyordum "

"Birisiyle karıştırdınız galiba , hanımefendi ." Kolumdan tutup beni kendinden uzaklaştırdı. Işte o an içimden bir şeyler  koptu , o gözleri farklıydı , çok farklı . O bana her zaman sıcacık ve içtenlikle bakardı ama şimdi .. buz kütlesine benziyordu,  soğuk..

"Hayır, kendine gel . Neredeydin sen? Neden bizi kandırdın . "

"Neyden bahsettiğiniz anlamıyorum."

"Su!" 

Bir adım daha attım göz yaşlarım akarken karşımdaki iki kişi beni şokla dinliyordu .

"Sen ama ellerimde... ben dokundum o an sana buz gibi ellerin vardı,  yüzün çok soluktu , bana sadece bir kaç kelime edebildin,  sonra ama sonra kapanmıştı gözlerin daha gelen ambulansa bile binemeden  ellerimi tuttuğun  ellerin kaymıştı elimden . -"

"Su!" Dedi uraz yine .

"Anla-"

"Sonra geldi ambulans na-nabzın atmıyordu!. Çok değil sadece 10  dakika sonra yaptıkları tüm müdahalelere rağmen geri gelmedin! Seni daha hastaneye yetiştiremeden sirenler kapandı." Bağırmam ile edis'in gözünde biraz kırıntılar , biraz üzüntü geçerken devam ettim . Ellerimle göz yaşlarını silip gözlerinin içine baktım . 

"Sen o uçurumda benim ellerimde öldün edis!" 

Işte gözlerinde öyle bişey oldu ki yaşlar biranda hücum etti , ama akmadı , öyle belliydi ki kendini  sıktığı  , omuzları düşmüştü , teni buz kesmişti . 

"Ben-ben edis değilim ,  kimden bahsettiğini bilmiyorum . " arkasını dönüp hızlı adımlar ile giderken bende gidecektim ki kolumdan tutulmam ile , gidemedim.

"Nereye gidiyorsun edis! Beni kandıramazsın . Sen yokken neler yaşadım bir fikrin var mı, yok! Sen bu kadar bencil degildin.  Benim üzülmeme kıyamazdın ne oldu sana edis gitme , bırakma beni bir daha " görüş açımdan çıktığında sırtını uraz' a dayayıp fısıldadım

"Lütfen.."   beynimde son yankılanan ses ile boşluğa düştüm. 

'Gerçeği oğrenmen çok acı verici olacak '

Uyandığımda  kendi odamda değildim , etrafıma bakarken burasının bir erkek odası olduğunu anlamam zor olmamıştı.

Yakışıklı HÖDÜK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin