"Birisini nasıl bu kadar çok sevebilirsin ki . "
"Hiç birisini sevmedin mi?"
"Hiç aşık olmadım . "
"Bende aşık olmadım ." Yüzünü bana çevirdiğide kaşlarını çattı .
"Edis'le aranızdaki neydi peki"
"Aşka sığmayacak birşey ."
"Sevgiyle aşkın arasında fark ne sence? "
"Sevgiyle aşkın arasında ki farkı bilmem ama edis ile yaşadığımız duygu aşktan çok uzaktı. "
"Nasıl peki? "
"Aşk değiştirir insanları , istemeden, fark etmeden. Karşısındaki insan için daha iyisi, yada onun istediği onun takdir edeceği birisi olmak ister yine farkında olmadan, ama edis ile öyle değildik. Neyse o'ydu. Gram değişmeden , gram değiştirmeden. Olduğu gibi seni ilk gördüğü , tanıdığı gibi. "
"Aslında.. dediğin şeye katılmıyorum yani evet çevremde gördüğüm bir çok kişi var aşk kavramına giren birbirlerine ne yapacağını söyleyen yada onun için birşey yapan."
"Neye katılmıyorsun bu durumda"
"Ama ben en güzel örneği anne ve babamdan verebilirim . Onların ki bitmeyen her sabah alevlenen bir aşk ne babam annemi ne annem babamın değişmesini istemiş ve benim annem hala 17 yaşındaki çocuksu neşesi ile 24 yaşındaki adama aşık." Ada ve Bora abinin hakkında konu açılırken garip bir şekilde heyecan kaplıyordu bedenimi.
"Baban , annendeki bu ruha aşık olmuştur belkide. Aşık olmadan anlayamayacağız . Yinede aşka ait başka belirtiler vardır edis'le yaşadığımız şeyler küçük şeyler değil ama hissedecegim aşk çok daha farklı gelecek gibi geliyor bana."
"Ama bence de aşık olmadın edis'e . Çünkü her aşık olduğunu düşündüğünde bir öncekine aslında aşık olmadığını anlayacaksın "
"Peki son , asıl doğru kişinin hangisi olduğuna nasıl karar vereceğiz ."
"Senin de dediğin gibi tüm bu duyguların yanında kendini belirten bir duygu daha getirir yanında . " Uzay'ın gözlerine uzun süre bakakaldığımda kafasını iki yana sallayarak ayağa kalktı .
"Sabahta birşey yememişsin bahar teyze söyledi gel birşeyler hazırlayalım bende acıktım. " odadan çıkması ile bende arkasından yürüyüp merdivenlerden indim. O mutfağa giderken ben sağa döndüm.
"Lavoboyu kullanıyorum."
"Tamam" kapıyı kapatıp aynada kendime baktığımda perişan halime yüzümü ekşittim. Kırmızı gözler şiş göz altları hafif morarmış sarıya kaçmış bir ten.
Elimi yüzümü yıkayıp havluyla kuruladıktan sonra cebimdeki tokayla salaş bir topuz yapıp çıktım. Mutfağa girdiğimde sandviç için malzemeleri yıkayan uzay'ın yanına gittim.
"Sen tost ekmeklerini getirsene ilk dolapta."
Arkamdaki dolabı açıp ekmeği aldıktan sonra uzay'ı izlemeye koyuldum . Domatesleri hızlı bir şekilde keserken bende dolaptan ketçap mayonezi çıkardım.
"Elini keseceksin ya yavaş."
Bana bakıp güldüren sonra ekmekleri alıp üzerine malzemeleri koyup bir diğer tost ekmeği ile üzerini kapattı . Tezgahın üzerinde duran tost makinesi açtığımda ekmeklerin kızarmasini bekledik .
"Evin dekorasyonu çok güzel ."
"Annem biraz fazla zevklidir."
"O belli canım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakışıklı HÖDÜK
Teen Fiction"Neden bana Renk diyorsun, bir nedeni vardır elbet ? " "Çünkü sen rengarenksin, pembe diyemeyeceğim kadar acı çekmiş, siyah diyemiyeceğim kadar hayat dolusun. Gri kadar kararsız. Sen her rengi tadıp yaşıyorsun çünkü . " Yayınlama Tarihi; 11 Şubat...